bayağılaşmanın bir nişanesidir.
gündeme dair şeyleri görmekten öyle bir tiksiniyorum ki anlatamam. haberleri de izlememeye çalışıyorum. ülkenin sorunları öyle can sıkıcı ki. sinir küpüne dönüyorum adeta. eğer sermaye piyasalarında işlem yapmıyor olsaydım twitter dahil olmak üzere hiçbir sosyal medya platformunda bulunmazdım. cahillik kol geziyor. hayatında kitap okumamış avamların fikirlerini duymaktan nefret ediyorum.
zaten araba kazası olmuş, yangın çıkmış, bomba patlamış gibi durumlar da gram umrumda değil. dünya'da her gün binlerce insan ölüyor. bunların konuşulması bile abesle iştigaldir. terör gibi önemli konularda farkındalık artıyor gibi gözüküyor, ben işin benim hayatımı etkileyen bu kısmına bakarım. ufak tefek olayları takip bile etmem. ilkelerim, kurallarım belli. bunları söyleyince bana yobaz diyenlerin düştüğü acınası durumları görüp sevindiğim bile oluyor. sistemin bozukluğuna ses çıkarmayıp boyun eğersen ve başına bir iş gelirse yobaz dediğin kişiden bir şey bekleyemezsin, medeni gördüklerin kurtarsın seni der geçerim.
bana göre sözlüklerin gayesi de reel gündemden uzak kalmak ve sanal gündem yaratmaktır. daha ideal konular üzerine yoğunlaşmaktır. bir nevi terapi gibi. zira hayatım boyunca sözlükler sayesinde bayağı, avam konulardan uzak durup kendimi geliştirebildim. geçmişte kullandığım sosyal medyalarda da felsefe gibi reel hayattan uzak konularda fikir alışverişlerinde bulunuyordum. tabii siyasete de girip kendimi riske attığım da oluyordu bazen. ama risk kötüdür, değmez.
sonuç olarak dünya hayatıyla etkileşimde bulunmak insanın değerini azaltır. sözlükler ise o dünya hayatından bir kaçıştır benim için. sözlük insanın kendisiyle baş başa kaldığı, ruhuna ışık tuttuğu bir aynadır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?