karar vermek, daha önce aynı türden pek çok karar vermiş birisi için, çok fazla irade tüketen bir yapıda değildir ancak referans alınacak herhangi bir emsal kararınızın olmadığı bir durumda, karar vermeye çalışmak, üzerine düşünmek ve biraz stres yaşamak, çok fazla irade tüketir. Kolay anlatabilmek adına, hepimizin günlük bir irade sınırı vardır, karşı koyuşlarımızla, kararlarımızla bu sınıra yaklaşmaya başlarız. Sınıra yaklaşmak hem yorgunluk hem de düzgün karar verememe ile kendini göstermeye başlar. Bu esasında zor bir şey olduğundan dolayı, hayat içerisinde yaptıklarımızın çoğu, rutine bağlanmış ve üzerine fazla düşünülmeyen davranışlardan ibarettir. Her yaptığımız eylemi, sanki ilk kez yapacakmış gibi karar vermek zorunda kalsaydık, hayat bizler için çekilmez olurdu. Bu nedenle robotvari verdiğimiz karar ve uygulamalar sayesinde, az sayıda bulunan irademizi koruyabiliyoruz. Bunu düzgün kullanmak için de, önemli görevleri en başa alıp, erkenden bitirmek gerekiyor. Daha önce de yazdığım gibi kurbayağı yeme öğretisinin de düsturu olan bu hareket, bir şeyin halledilmesi gerekiyorsa eğer, onu ilk başta, güne başlar başlamaz yapmamız gerekiyor, hem sonrasında kalmayan iradenin bize yük olması sorunu ortadan kalkıyor hem de gün boyunca o işi yapmamızın gerektirdiği stres, omuzlarımızda gezinmiyor.
Hayır diyebilme yetisi de bir irade tüketir mesela. Birinden bir şey isteyeceğinizde ve büyük olasılıkla o kişinin buna hayır diyeceğini biliyorsanız, öncesinde hayır diyeceği başka bir şey istemek ve akşam ya da gece saatlerinde, asıl istediğiniz şeyi ondan isteyerek, iradesi tükenmiş ve hayır diyebilme ihtimali azalmışken saldırmak, büyük olasılıkla evet cevabı almanızı sağlayacaktır. Zaten sizi bir kere reddetmenin verdiği mahçupluk ve gece saatlerine kadar tükettiği irade yüzünden, hayır diyecek ve arkasında duracak sertliği bulamaz kendisinde. Bu iğrenç bir manipülasyon yöntemidir, kimisi böyle plan kurmadan, adeta doğuştan bir yetenekmiş gibi bünyesinde bulundurur, kimisi ise içten pazarlığıyla bunu yapar. Her ne olursa olsun, etik davranmak, gece yastığa kafanızı koyduğunuzda kendinizden nefret etmeyecek şekilde hareket etmek gerekir. İradenizin sınırını ve tükenmişlik seviyesini bilmek, bu tarz manipülasyonlardan uzak kalmanızı sağlar, böylece "kararımı yarın bildireyim, şu an karar verecek pozisyonda değilim" tarzı cevaplar vermek çok daha önemlidir. Ben bir prensip meselesi olarak, hiçbir zaman, büyük bir karar vereceğimde o an vermeyip, üzerine bir ya da iki gün geçmesini beklerim. Kararım hala aynı yöndeyse ancak o zaman harekete geçerim. Tabi hayat içerisinde her zaman böyle bekleyecek vakit bulunamayabilir, öyleyse de, hayır demek daha yakın karar gibi duruyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?