15

hercule poirot
yetmiş sekizden sonra en sevdiğim sayıdır on beş. kendisiyle muhabbetimiz çok ama çok eskilere dayanır.

telefon çaldı bir gün. hattın diğer ucundaki arkadaşım "lütfen hemen bize gel, gördüklerine duyduklarına inanamayacaksın" dedi. ne yaptıysam neler olduğu hakkında hiçbir ipucu vermedi. mecburen yola koyuldum.

on sekiz aylık oğlunun daha o yaşta dört işlem yapabildiğini iddia ediyordu. yok artık dedim. vallahi diyerek gidip kucağında veletle döndü:

-söyle bakalım keyhüsrev, 10 ile 5'i toplarsak kaç eder?

nefesimi tuttum. çocuk kocaman bir kahkaha atıp:

+ummeş dedi.

donakalmıştım. oha lan, nasıl bilebilirdi. daha ilk şaşkınlığı üzerimden atamadan babası bu kez:

-pekiii, yirmiden beşi çıkarırsak? diye sordu. cevap odada yine ışık hızıyla yankılandı:

+ummeş!!
-hmm, beş kere üç?
+eheuhe ummeş!

el kadar bebek utanmasa eksi on beşin mutlak değer dışına alındığında neye dönüşeceğini dahi bilecekti.

ebeveynleri güle oynaya mutfağa yönelince odada minik deha ile baş başa kaldık. takdir ve hayretle yüzüne bakıp "adın ne lan senin?" dedim. eleman mutluluktan yerlerde yuvarlanıyordu artık. bir kahkaha daha patlattı:

+ummeş!!

derken bizim arkadaş kapı eşiğinde göründü. duyduğu gururu burun deliklerinden bile okuyabiliyordum.

-allah aşkına, ne diyorsun bu işe? dedi.
+maşallah abi, zeka küpü dedim.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol