manyaklığın normalleşmesi

optik
Hukuğun eksikliği, caydırıcı cezaların tam işlenememesi, vahşi kentleşme, ne olduğu belli olmayan elemanların sürekli sınırı geçmesi, uyuşturucu kullanımın artışı, her geçen gün kötüye giden ekonomi, insanların ruh sağlığının bozulması ve çoğu şeyin normalleşmesi ile gelinen son durum

Ana muhalefette suçlu bu arada sürekli onun bunun için af istemek yerine belkide adaletin işlemesi için baskı kurmak gerekiyordur.



vicente
evet bir ölçüde öyle. ama işin öbür yanında sabahtan akşama kadar cinayet haberleri kayıp programlarını, ana haber bültenlerini ve hatta dizileri esir almış durumda.

daha sabah gözümüzü açtığımızda müge anlı'nın programında ''x bey y hanımı öldürdü, son dakika!'' yazısını görüyoruz. bu da yetmiyor bir de alt sınıftan insanların ilişkilerini ve para alışverişlerini en az dört saat işleyen programlar yayınlanıyor. sonra ana haber başlıyor ve yine cinayet, kavga ve dövüşme haberleri, en sonunda çeşitli diziler ile bir de bunların senaryo versiyonları veriliyor. bir de bu işin tv ayağı. ayrıca sosyal medya yoluyla da aynı şey devam ediyor. mesela bu surlardaki korkunç cinayet haberi bütün sosyal medyada vardı ama tv'ler kendi aleminde takılıyordu. yani bir de işin sosyal medya/tv ayrımı var.

bütün bunları düşününce ve sürekli sayısız manyaklığa maruz kalınca insanın bunalması, usanması ve korkması gayet normal. asıl sorulması gereken şu: neden sürekli ve ısrarla bu haberler bu kadar yoğun veriliyor?
alaskan crab
Amerikanın 2023 yılından Türkiye raporuna göre 44 binden fazla mahkumun, hapishanelerde yer olmamasından dolayı hapse ya atılmadığı, ya çok az ceza aldığı, ya da hali hazırda hapiste olanlara af çıkarıldığını söylüyor. https://www.state.gov/reports/2023-country-reports-on-human-rights-practices/turkey/ Zaten bunu gözümüzle de görebiliyoruz, toplusal infial yaratan suçlarda dahi, bir şekilde az bir ceza ya da hızlı bir süreçle salınma oluyor. Bunların sürekli göz önünde olması da bir süre sonra alışkanlığa dönüşüyor yani suçlarda bayağılaşmaya. Normalde suç olarak sayılan bazı suçlar, hafif olarak görülmeye başlıyor, manyaklaşmak da normalleşiyor. hannah arendt'in kötülüğün sıradanlığı kitabında da bu fenomene değinilir. Esasında Nazilerin yaptıkları şu an aşırı derecede kötü ve anlaşılmaz gelse bile bize, toplumsal olarak yavaş yavaş o noktaya gelenler için, sıradan ve aslında öyle çok da mühim bir durum olarak görülmeyebiliyor. Sudaki kurbağa misali, suyu bir anda ısıttığımızda kaçacak olan kurbağa, yavaş yavaş ısıtıldığında fark etmiyor ancak sonunda ölümüyle sonuçlanıyor.
succulent
Öncelikle manyaklığın neden bu kadar arttığına dikkat çekmek isterim.
İnsanların tahammül seviyelerinin çok düşmesine, ahlaki değerlerin kaybolmasına, genel olarak mutsuzluk ve tatminkarsızlık duygularının artmasına, insanların meşguliyetlerinin olmamasına bağlayabiliriz.
Bir de toplumda dayatılan iyilikten Maraz doğar anlayışından dolayı bilinç altlarında iyilik kavramının değeri gittikçe azalmaktadır.
Buna istinaden manyaklık adı altındaki tüm suçlar artmış ve artmasıyla birlikte herhangi bir caydırıcı önlem alınamamış olmasından dolayı bu suça meyleden insanlarda oluşan rahatlık sebebiyle manyaklık gayet tabi daha da artış göstermiştir. Ama normalleşmesinin sebebi artık bunu kanıksamış olmamızdan kaynaklı.
kendinitavuksanankartal
Aşk-ı Memnu izlerken Ednan bey seninle mahkemede görüşeceğim diyordu.
Hatırla Sevgili izlerken Av.Ahmet'in hukuku savunarak ipten adam aldıgını görüyorduk.
Eski dizi ve filmlerde gösterilen Türkiye' hukukun az buçuk varoldugu ve toplumun da suçluya karşı daha sert oldugunu görüyorduk.

En azından ben bunlarla büyüdüm. Oysa büyüyüp katılım gösterdiğim dünya eskisine oranla daha hırçınlaşmış, daha fazla talepkar olmuş ve 'Cause I Can' (Çünkü yapabiliyorum) moduna geçmiş insanlarla doluydu.

Tüm dünyada zenginliğin artarak üst sınıfta toplanması ile beraber orta sınıfın bitmesi, mülksüzleştirme politikaları ( satın alma - kirala politikası- Örneğin Steam'de oyun aldıgımızda esasında satın almıyor sadece kullanma hakkı elde ediyoruz, kabul ettiğimiz sözleşmede de aynen bu yazıyor zaten.) , sosyal medyanın herkesi her şeyden haberdar etmesi ile beraber başkasında olanı da talep eder hale geliyoruz. Bu da bizi en temel içgüdümüzü aktif hale getirmemize neden oluyor ;

Alabildiğin kadarını al ve geriye hiçbir şey bırakma.!!


neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol