ismail yk

hercule poirot
şarkılarının, saç sakal stilinin ve giyim kuşamının pek revaçta olduğu dönemde bir arkadaşımla beraber başka bir okulda deneme sınavına girecektik. kendisi tepeden tırnağa ona benzemeye çalışan, tıpkı onun gibi cicili bicili kıyafetler giyen, o tarzda tıraşlar olan, bütün gün ismail yk parçaları dinleyen orijinal bir tipti. işin aslı, bu mücadelesinde oldukça başarılıydı. zira uzaktan bakınca yk'dan aşağı kalır hiçbir tarafı yoktu.

sınava birkaç dakika geç kalmıştık. sınıf kapısı kapalıydı. iki üç tık, akabinde içerdeydik. ansızın hoca dahil tüm kafalar çocuğa döndü. kızın teki kıkırdadı, ulan tam rezillik. ama hakları var, yk abisine harbiden benziyordu herif.

sağlı sollu nazarlara aldırış etmeyerek ilerlemeye başladık. birazdan kazasız belasız sıramıza oturup hadiseyi ufacık bir hasarla atlatacak ve ucuz yırtacaktık. derken göt kadar derslikte yeri göğü inlete inlete telefonu çaldı zırtonun. sonra ortalık karardı. ve hiçbir şey, bir daha asla eskisi gibi olmadı:

-mmm... var mı olan vücudu 90 60 90? hop!!!
Yazar cizer
21 farklı enstrümanı çalabilsede sanat sanat içindir değil sanat para içindir felsefesini benimseyerek son zamanlarda saçma sapan şarkılar yapan yurtseven kardeşler üyesi.

Yetenek ve kabiliyet aynı anda olmuyor demek ki.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol