dinlerin tek cümlelik özeti

edwird 2
Din, en kısa tanımıyla devrimdir. Şöyle ki tarih boyunca peygamberler geldikleri toplumun içinden çıkmış ve genellikle o toplumun mazlum kitlelerinden olmuşlardır. Bu bilinçli tercih dinin ne kadar harekete geçirici bir şey olduğunu gösteriyor. Dinin ve peygamberlerin karşı durmuş olduğu ve devirmiş olduğu en büyük 3 toplumsal tabakayı inceleyelim şimdi. bu 3 sınıf birbirine kökten bağlı, devingen, birbirini destekleyen sınıflardır. Bir masanın bacakları gibi, biri bile yıkılsa diğeri hayatta kalamaz. Bunlar, tevhid anlayışının karşısında olan şirk düzeninin bekçileridirler.

1- siyasi sınıf. Kralları, hükümdarları, siyasileri, yöneticileri içermektedir. Bunlara tağut denir. Allah'a savaş açan zalimlere denmektedir. Dinler açısından firavunla özdeşleştirebileceğimiz bu sınıf, halkı baskı ve sömürüyle kendi yönetimi altında zorla tutan, insanları kullanan, kendi zenginliklerine zenginlik katan, insanlığı bozan ve dejenere eden bir sınıftır. Örneğin hz musa, firavun'un yanında yetişmiş olmasına rağmen sarayı terk ederek bir süreliğine yalnız yaşamış, sonrasında allah'ın vahyetmesiyle firavun ile bir savaşa tutuşmuştur. Bu savaş her ne kadar tebliğe dayanmış olsa da, gaddar firavun'un gerçeklere olan nefreti çok büyük olduğu için zulümlerinden vazgeçmemiş ve denizin dibini boylamıştır. Onu takip edenler de.
2- dini sınıf. Papazları, hahamları, imamları, ferisileri yani genel olarak ruhbanları içerir. Bunlara belam denir. Dinin üzerini örten münafıklara denmektedir. En tehlikeli sınıflardan olan bu sınıf, gerçek dinin önündeki en büyük bariyeri oluşturmaktadır. Bunların amacı, dinin kavramlarını ters yüz ederek, tağutların zulüm dolu idaresini meşrulaştırmaktır. Örneğin hz isa en çok ferisilerle mücadele etmiştir ve peygamberliğini en çok bunlara kanıtlamaya çalışmıştır. Dini yozlaştıran, karanlıklaştıran, bir uyuşturucu haline getiren bu sınıfın amacı, dinden geçinip git gide zenginleşmek ve bozuk sistemin devamlılığını sağlamaktır.
3- sermaye sınıfı. Tüccarları, ekonomik güçü elinde tutanları, ticaretin devamlılığını sağlayanları içerir. Bunlara karun denir. Karun, sadece ekonomik büyümeyi amaçlayan acımasız, kapitalist sermayedarlara denmektedir. Amaçları halkı sömürerek sadece zenginleşmektir. Ekonomik eşitsizliklerin devamını amaçlayan bu grup, elbette ki gerçek dinin eşitlikçi, adaletçi anlayışına kökten karşıdır. Örneğin Hz muhammed, islam'ı tebliğ etmiş, zekat infak gibi ibadetleri şart koşmuş, altın/gümüş biriktirmeyi, zenginleşmeyi yasaklamış, ihtiyaç fazlası malın tamamen bağışlanmasını ve biriktirilmemesini emretmiştir. (bakara:219) Bunu yapanların, yani mal biriktirip zenginleşenlerin, insanları sömürenlerin ise cehennemde o altınlarla/gümüşlerle ateşte dağlanacağını söylemiştir. (tevbe:34-35)

Şimdi şöyle bir düşünelim, devrimler tarihi olan dinler tarihi, eşitliği emrediyor, adaletsizliği yasaklıyor. Siyasileri, ruhbanları, sermayedarları cehennem azabıyla lanetliyor. Ve ezilen halklara diyor ki, bizler sizin bu yeryüzünde güç kazanmanızı istiyoruz. (Sebe:33, Kasas:5) ırkçılığı ortadan kaldırıyor. Tamamen özgür, tamamen yenilikçi bir evren tasavvurunu ortaya koyuyor. Diyor ki, insan en değerli ve en yüce varlıktır, insan Allah'ın ruhunu taşımaktadır. İşte din budur, özgürleşmek, devrimi her an yüreğinde hissetmek, hiçbir kimseyi önder bilmemek, ruhban tanımamak, sadece kendi aklına ve kalbine güvenip, seni yaratan allah'a kulluk etmektir. İşte din en kısa tanımıyla böyle kutsal, böyle mukaddes bir devrim anlayışıdır.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol