Bunun farklı bir versiyonunu kullanıyorum. Bu versiyonu çok kaderci ve başımıza gelen şeylerde önümüzü ilikleyip devam etmeyi gerektiriyor ki karakterime aykırı, en sevmediğim insan tipidir, bir şeye uğraşmaz ve olan olaylara da tepkisi, başına gelenleri değiştiremezsin, napalım çekicez şeklindedir. Benim versiyonumda, çok uzakta bir şeye atıf varsa ve şu an o sorunla uğraşmak istemiyorsam, "bu durum ilerideki benin problemi, eminim o bir şeyler düşünecektir ancak şu an değil" diyorum. Hem her şey olacağına varır gibi bir durum çıkıyor, hem de o aşırı edilgen durum ortadan kalkıyor.
Sorunları önem sırasına göre ötelemek gibi bir şey aslında.
Evet, aslında yine olacağına varıyor ama ince bir nüansla :D
Belki de müdahale etsek de etmesek de, bir çaba göstersek de göstermesek de aslında olacak olana varıyordur. Bilemiyorum. Derin bir mevzu
Belki de öyledir, spinoza'nın da dediği gibi havaya atılan bir taş düşünebilseydi, kendi isteğiyle yere düştüğünü sanırdı. Bizim de böyle bir illüzyonumuz olabilir ancak buna rağmen bile, Eğer kötü bir şeye karıştığımda, kaderci bir yaklaşımla hiç çaba göstermeden o şeye şahit olmam durumuyla, çaba gösterip ancak sonucun asla değişmediği durum göz önüne alındığında, ben ilkinde olmak isterdim. Sonuç değişmese dahi, burada bir tutum var. Tanrı'nın var olduğunun düşünüldüğü bir senaryoda, bu çaba çok değerleniyor. Tanrı yoksa da, varoluşçu düsturla, yine değerli.
Onunda adı ben elimden geleni yaptım rahatlığı bir tür vicdan muhasebesi, kendi üzerimizde iç rahatlama girişimi
öyle zaten, insan olarak kendimizi diğer canlılardan ayırıyoruz, bu ayrımı da akılla, yani karar verme yeteneğimizle yapıyoruz. Tek ayrımı bu olan biri, bunu kullanmazsa ne anlamı kalıyor. Çalmayan bir flüt, yanmayan bir ampül neyse, kendi sorumluluğunu alıp, karar vermeyen bir insan da o. Hayvandan farksız, havada rastgele süzülen bir yaprak, yelkensiz bir gemi gibi.
Çok haklısın. İnsanı insan yapan bu. Doğru da olsa yanlış da olsa karar verebilme yetimizi kullanmamız gerekiyor her türlü mücadele için.
:d aynı başlık ancak yorumlarda felsefi düşünce farkı ortaya çıkmış hemen.
İnsanların bakış açılarını görmeyi çok seviyorum. Bazen takılıp kaldığım noktada kafamın içinde bir ampul yanıveriyor. Sanki birden bir şeyler aydınlanıveriyor. O yüzden benim için değerli.
Diyalektiğin güzelliği bu, bazen öyle bir çembere düşüyoruz ki, etrafımızdaki herkes aşağı yukarı öyle düşünüyor. Bu tarz platformlarda takılmanın iyi yanı ise, çember dışından bambaşka bir bakış açısı ve söyleme maruz kalıyoruz ve o sarsılmaz sandığımız düşüncenin sallanışını görüyoruz. Her açıcan yararlı bana kalırsa.
Ben de buna katılıyorum. Uzun yıllardır sözlük kullanıyorum. Başka meşhur platformlarda da yazarlık yaptım. Şimdi burası seçili insanların yeri. O yüzden daha sözgeçli bir düşünce tarzıyla daha yalın bir platform gibi. Bazı şeyleri atlamadan görüşlere ulaşabiliyorsun.
aslında evet napalım çekicez demek ama mecbur olabiliyoruz buna maalesef. bazı şeyler asla değişemiyor çünkü hayatta. istediğimiz kadar uğraşalım değiştiremeyeceğimiz şeylerin olması can sıkıcı. bu arada anda kalabilmeniz güzel tebrik ederim :)
anda kalmak çok zor iş, pek becerebildiğim söylenemez. Genelde ya geçmişi deşerken ya da geleceği tasarlarken buluyoruz kendimizi.
bende öyleyim maalesef ama en azından bir sorun olduğunda anda kalabilme yeteneğiniz var yazdığınıza göre :)
evet var galiba, kafama vura vura öğrettiler bir şeyler
hahaha en azından öğrenebilmişsiniz bu da bir kazanım :D