yaşarken öldüğümüzde. İntihar etmeden, bunu gerçekleştirmek mümkün, hali hazırda olacak olan bu durumu içselleştirmek ve sonuca varmadan kazanılan bu bilinçle hayata bakmak, hayatı bir deneyim olarak konumlamak ve hayatı her şeyiyle birlikte kabullenmekle ancak sevmeye başlarız. Başımıza gelen ya da gelebilme ihtimali olan kötülüklere karşı öncesinde set çekmek, her ne kadar mantıklı gibi görünse de, yaşanabilecek potansiyelleri ve onlarla gelebilecek farklı deneyimleri belki de mutlulukları engeller. Hayat bir bütündür, yarısını alıp, diğer yarısını almama gibi bir imkanımız yok, bu nedenle, aslında her yeniliği dışladığımızda, hayattan da büyük bir kısmı dışlıyor oluruz.
Şu an aslında hepimiz bir zaman makinesiyle şu yaşımıza gelmişiz fırsatını yakalayabiliriz. Geçen gördüm 21 yaşında olsanız ne yapardınız başlığında çoğumuz güzel şeyler yazmış ama artık olması mümkün olmayan şeyler. Hayal edelim, uzun bir zaman sonra, hasta yatağımızda, zar zor nefes alırken, geçmişi düşünüyoruz, son nefesimize çok az kaldığı hissiyle, keşke diyoruz, keşke şu anki yaşımıza dönmüş olsak ve, ne kadar korkup, yapmadığımız ne kadar konfor alanımızdan çıkıp, deneyimlemediğimiz şey varsa, keşke yapabilseydik diye iç geçiriyoruz. Evet aslında bu an eğer bir anda ölüp gitmezseniz mutlaka yaşanacak, biraz akıllı davranarak, ileriye dönük böyle bir düşünce deneyiyle, gerçekten geçmişe gitmiş kadar değerli olan hayatımıza geri dönebilir ve çekindiğimiz ne varsa korkmadan yapabiliriz. Doğarken zaten ölmüş olan bizlerin kaybedecek pek de bir şeyi yok, o nedenle korkusuzca yaşayıp, pişmanlıkların olmasının da gayet normal olduğunu kabullenmek, ona göre hata yapmaktan korkmadan yaşamak gerekiyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?