ibda

sura
O erler ki, gönül fezasındalar, Toprakta sürünme ezâsındalar.

Yıldızları tesbih tesbih çeker de, Namazda arka saf hizasındalar.

İçine nefs sızan ibadetlerin, Birbiri ardınca kazasındalar.

Günü her dem dolup her dem başlayan, Ezel senedinin imzasındalar.

Bir ân yabancıya kaysa gözleri, Bir ömür gözyaşı cezasındalar.

Her rengi silici aşk ötesi renk; O rengin kavuran beyzâsındalar.

Ne cennet tasası ve ne cehennem; Sadece Allahın rızasındalar.

(1983)
sura
Beri gel, serseri yol! O'nun Ümmetinden ol! Sel sel kümelerle dol! O'nun Ümmetinden ol!

Sen, hiçliğe bakan yön! Hep sıfır, arka ve ön! Dosdoğru Kâbe'ye dön! O'nun Ümmetinden ol!

Gel dünya, mundar kafes! Gel, gırtlakta son nefes! Gel, Arşı arayan ses! O'nun Ümmetinden ol!

Solmaz, solmaz; bu bir renk... Ölmez, ölmez; bir âhenk... İnsanlık; hevenk hevenk, O'nun Ümmetinden ol!

Gökte çakıyor haber, Geber çelik put geber! Doğrul yeni seferber, O'nun Ümmetinden ol!

(1949)
sura
Lâfımın dostusunuz, çilemin yabancısı, Yok mudur, sizin köyde, çeken fikir sancısı?

(1980)

Elhâmdülillâh var üstâd!
ibda
-İbda, İslâm hikemiyatını ve İslâm fıkhını (anlayışını) dinamik planda yürüten, sistemleştiren devlet ve toplum projesi olarak tatbikini isteyen bir fikir hareketidir.

-İbda fikriyatı, çağımızda yepyeni bir dil ve diyalektik ile zuhur edendir.

-İbda, yeni bir dünya görüşü yepyeni bir cemiyet modelidir, medeniyet inşaıdır.

-İbda, İslam'ı eşya ve hadiselere tatbik fikri olduğu kadar, asırlardır gerçekliğinden koparılmaya, kaybettirilmeye çalışılan İslami ruh ve anlayışı yeniden aslına bağlamanın da sistemidir.

-İbda; ne yeni bir mezhep, ne bir tarikat, ne bir parti, ne bir dernek ve ne de bir örgüttür. O Allah'ın rahmet kapılarını sonsuza kadar açan İslam'a Muhatap Anlayış Davası sorumluluğunu yüklenmiş bir fikir ve aksiyon hareketidir. Cemiyetin en küçük ferdinden en yücesine, toprağın içindeki en küçük canlıdan gökteki görünmez en güçlü varlığa kadar Mutlak Fikrin kanatları altına alınıp Allah'ın ahlakıyla ahlâklanma ve tertemiz pırıl pırıl olarak her şeyi orijinal halinde muhafaza etme ve onu kendi fıtrat dairesi içerisinde yüceltme şuurudur.

-İbda, sürekli bir dinamizm addeden bir fikir hareketidir. İnsanoğlunun son 200-300 yıldır düştüğü çıkmazı, kitleler halinde bunalımdan bunalıma sürüklenmesini kendi dil ve diyalektiği çerçevesinde hesaba çekebilmiş ve çözmüş bir fikir hareketi olarak dünyanın topyekûn intihara doğru gidişatına dur demek gibi misyona sahiptir.

-İbda, İslam'a Muhatap Anlayışın sistemi olarak, eşyanın hakikatini görebilmenin dil ve diyalektiği, eşya ve hadiseleri teshire mevzu her şey, mahiyeti itibariyle Allah'ı aramanın mekânı olarak yaratılan alemde yaratanı müşahede edebilmenin vasıtası.

-İbda, çağımızın mevzu ve meselelerine çözümler getiren ve Doğru Yol-Kurtuluş Yolu çizgisini temsil etmektedir. Aynı zamanda, çağımızın İslâm diyalektiğidir; yüzyıl diyalektiğidir.

-İbda, İslâm hikemiyatını ve İslâm fıkhını (anlayışını) dinamik planda yürüten, sistemleştiren devlet ve toplum projesi olarak tatbikini isteyen bir fikir hareketidir.

-İbda fikriyatı, çağımızda yepyeni bir dil ve diyalektik ile zuhur edendir.

-İbda, yeni bir dünya görüşü yepyeni bir cemiyet modelidir, medeniyet inşaıdır.

-İbda, İslam'ı eşya ve hadiselere tatbik fikri olduğu kadar, asırlardır gerçekliğinden koparılmaya, kaybettirilmeye çalışılan İslami ruh ve anlayışı yeniden aslına bağlamanın da sistemidir.

-İbda; ne yeni bir mezhep, ne bir tarikat, ne bir parti, ne bir dernek ve ne de bir örgüttür. O Allah'ın rahmet kapılarını sonsuza kadar açan İslam'a Muhatap Anlayış Davası sorumluluğunu yüklenmiş bir fikir ve aksiyon hareketidir. Cemiyetin en küçük ferdinden en yücesine, toprağın içindeki en küçük canlıdan gökteki görünmez en güçlü varlığa kadar Mutlak Fikrin kanatları altına alınıp Allah'ın ahlakıyla ahlâklanma ve tertemiz pırıl pırıl olarak her şeyi orijinal halinde muhafaza etme ve onu kendi fıtrat dairesi içerisinde yüceltme şuurudur.

-İbda, sürekli bir dinamizm addeden bir fikir hareketidir. İnsanoğlunun son 200-300 yıldır düştüğü çıkmazı, kitleler halinde bunalımdan bunalıma sürüklenmesini kendi dil ve diyalektiği çerçevesinde hesaba çekebilmiş ve çözmüş bir fikir hareketi olarak dünyanın topyekûn intihara doğru gidişatına dur demek gibi misyona sahiptir.

-İbda, İslam'a Muhatap Anlayışın sistemi olarak, eşyanın hakikatini görebilmenin dil ve diyalektiği, eşya ve hadiseleri teshire mevzu her şey, mahiyeti itibariyle Allah'ı aramanın mekânı olarak yaratılan alemde yaratanı müşahede edebilmenin vasıtası.

-İbda, çağımızın mevzu ve meselelerine çözümler getiren ve Doğru Yol-Kurtuluş Yolu çizgisini temsil etmektedir. Aynı zamanda, çağımızın İslâm diyalektiğidir; yüzyıl diyalektiğidir.
-İbda, ruh ve akıl kanatlarını kullanırken, “akıl, ruha bağlı bir keyfiyettir” der. Ruh bulur, akıl sorar ve fikir görünür.

-İbda, vehbî ilimdir. İlm-i ledün vasfından da anlaşıldığı gibi İbda'nın vehbi vasfı esastır. İbda, Rabbanî ilimdir. Üstadın mucize çapında “tarih muhasebesi” ve Kumandan'ın her mevzuu ve meseleyi tevhide bağlayıcı üstün diyalektiği. Bütün bunlar çalışma ile olacak şeyler değil.

-“İbda, Allah ve Resûlü davasında, Doğru Yol-Kurtuluş Yolu'nun bir remzi ve alemi…” olduğuna göre çağımızdaki sapık kolları enseleyici ve tesirsiz hâle getirici ve doğru yol anlayışını billurlaştırıcıdır.

“İbda” kelimesinin mânâları da çok zengin. Benzersiz bir şey meydana getirmek. Sanatkârâne bir şey ortaya koymak. Bir yerden çıkmak… İbda kelimesi, lugatte, “benzersiz oluş, icad” manasına geldiği gibi, “kârı tamamen verilene âit olmak üzere sermaye vermek” anlamını da taşır. “Kendinden zuhur” da, kendi karar verip, uygulayan demek.

-İbda, baştanbaşa samimiyettir ve bağlılıktır; İbda, İslam'a olan aşk ızdırabından doğmuştur.

-İbda, muhataplarının gönlüne hitap eder ve onlarda aşk kıvılcımı tutuşturmak ister. “İslâm kalbin yoludur” hikmetine bağlıdır.

İbda'nın misyonu
İbda'nın misyonu, iddiası, Mutlak Fikir ölçülerini eşya ve hadislere, değişen zaman ve mekân şartlarına uygun bir şekilde tatbik etmek üzere yenilenmiş anlayışla yani İslâm'a Muhatap Anlayışla, yeni bir nizâm, yeni bir cemiyet ve yeni insanla beraber ezel kadar eski ebed kadar yeni bir yaşanmaya değer bir gerçeklik kurgusu meydana getirmektir; mutlak hakikate dayalı bir gerçeklik kurgusu… İnsan yapısı olduğu için kurgu, lakin sırtını dayadığı yer, Mutlak Fikir/Mutlak Hakikat Ölçüsü İslâm… O yüzden de Mutlak Hakikat'in beşerdeki tecellisi olarak hakikat…
edwird 2
Daha entrylerini okuyamadan hesabı uçmuş olan yazar. Sanırım kendi isteği.

Sana çok kısa bir soru, hemen pes edeceksen nasıl tebliğ edeceksin? Tebliğ böyle bir şey değildir. Teşekkürler.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol