saldırılara karşı kendimizi savunabiliriz ancak iltifatlara karşı insan savunmasızdır der freud. İltifat olarak gerçekten sizin de güçlü olduğunuzu düşündüğünüz bir yanınıza yapılıyorsa, boşa eğilip bükülüp öyle değilmiş gibi davranmanın anlamı yok. Asla öyle olmadığınıza emin olduğunuz bir yanınıza yapılıyorsa eğer, ya karşı taraf farklı bir yanınızı görmüştür ya da nazik olmaya çalışıyordur. Onda da yine mütevazi olmaya gerek yok. Genel olarak mütevazi olmaya gerek yok galiba. Erkekler olarak iltifatlara daha da savunmasızız çünkü kadınlar öyle ya da böyle bizlerden çok daha fazla iltifat alıyorlar. Koskoca adamların, ummadıkları bir anda aldıkları iltifattan dolayı mala bağlayıp, kırmızı olduklarına şahit oldum. O adama 4 kişi girse, o kadar yıkamazdı ama iltifatla ne yapacağını şaşırdı. Öyle tuhaf bir durum. Gibi dizisinde de, böyle bir bölüm işleniyor, hatta bunlar bir tarikat kurmuşlar, sürekli iltifat edip, ortamda yücelterek, insanları söğüşlüyorlardı, onu aklıma getirdi.
O bölümde çok gülmüştüm. İlkkan yine en kolay aldanan kişi olarak çetenin ağına düşmüştü :))
Büyük bir ön yargıyla orayı basmaya gitmese, Yılmaz'ı da çekerlerdi ağlarına. Orada bile az kalsın düşüyordu, yok sen zekisin bunlarla uğraşıyorsun, çok büyük iş başarıyorsun falan diye gazladılar :D
Evet, yılmaz da neredeyse düşüyordu. Ersoy zaten dünden hazır :)) eğlenceli bir bölümdü