Hazreti Mevlânâ buyuruyorlar ki: Suya kanmıyan ancak balıklardır. Balık bütün vakti su içinde olmayınca dayanamadığı gibi Evliyaullah ta marifeti ilahiye denizinden bir an hariç kalsalar, esrar ve hâleti ruhaniyeden bir an mahrum olsalar dayanamazlar. İşte bu zevkten mahrum olan bu rızktan nasibi olmayan zavallıların, acaba ile ömrü geçen biçarelerin daima hayatları kayıtla geçtiğinden elem ile emelden hasıl olan gam ve kederden dolayı onların günleri ne kadar uzun sürdü.Evet kimi suyun içine daldı, kimi suyu seyretti. Kimi hiç birinden zevk alamadı.
DİKKAT!
Insan doğum ile ahadiyet denizinden vehdiyet denizine düşmüştür. Yani dalgasız denizden, dalgalı denize düşmüştür. Bu denizde balık ahlaklı olamıyan huzur edemez, balığın dalgadan pervası olmaz.
Burada tamamiyle teslim olmayıp kendi kulaçlarına güvenerek sahile çıkayım diye çırpınanların günleri geç ve uzun sürer, elbette zevk ve sürur vakitlerinin geçtiği belli olmaz elemle ıstırapla geçen zamanlar da bitmek bilmez.
İşte ham olanlar, işin dışında kalanlar, pişmiş tecrübe görmüş olanların hallerini anlıyamazlar. Nakislar, kemale erenlerin hallerini idrâk edemezler. Zira onların hallerini söz tarif edemez. Onun için sözü kısa kesmek lazımdır vesselâm.
Yani Cenabıhakkın tecelliyatı cemaliyesinde mest ve müstağrak kalıp vahdet şarabını içenlerin hallerine birçok kayıtlarla mukayyet olanlar agah olamazlar. Onun için onların mertebesine inerek anlıyacakları kadar konuşmak kâfidir.
Pes cihan kaydile olsa gönül műkedder
Bifaidedir eldeki tesbihi mücevher
Özetle: İnsan, aşkın aynasına girip güneş testeresiyle kesilmeden ve kendi teknesinde ham hali pişirmeden aşkın sırrına erişemez. Yani, Muhammed yolunda varlığını eritip saf özünü ortaya çıkarmalıdır ki, ayrılık hastalığından kurtulabilsin! Şimdi Hazreti Mevlana, bu hastalığın ilacını açıklıyor: Ey oğul! Bağlarını kes ve özgür ol! İnsanlık zindanından ve sahte varlıktan kurtulmadıkça, hakikat senin en yakın dostun olamaz. Kalbini ve hayalini ayır, hayalinin kölesi olmaktan kurtul! Ne zamana kadar altın ve gümüşe bağlı kalacaksın? Gönlünü çıkar ve eline ver.
Eğer bütün denizi bir bardağa döksen, bardak sadece günlük kısmetine kadar su alır, gerisi etrafa dökülür. Yani, tüm hırsınla vücut bardağına sonsuz denizi boşaltsan da, sadece sığabileceği kadarını alır, gerisi dökülür. Bu nedenle, kâinatın sahibi olsan bile, Allah'ın kendisi tarafından belirlenen payından fazlasına sahip olamazsın. Resulullah bir hadisinde şöyle buyurmuştur: Rızık, eceli geçemez.