(yazar: ephemeraltime) ukdesidir.
yürümek istiyorsun ama yollar hep içeri dönüyor; durmak istiyorsun ama sessizlik çok gürültülü. İlerlemek istediğin yolda kendi ayak izlerine takılıp düşmek, düşerken elini uzattığında tutacak olanın yine kendin olduğunu görmek... Sanki bir odanın içinde dönüp duruyorsun, kapıyı aramadan önce duvarlara çarpmayı seçiyorsun.
Her şeyin sende başlayıp sende bittiği bir labirent, çıkışı ararken kendi gölgene takılıyorsun. Kendi iç sesinle konuşmayı deniyorsun, ama her kelime yankı gibi geliyor, cevaptan çok soruya dönüşüyor. çözmeye kalktıkça daha çok sıkılan bir düğüm gibi.
en garibi, bu çıkmazı bırakıp gitmek yerine orada kalmayı seçiyorsun. Çünkü belki de çıkmazın karanlığı, özgürlüğün belirsizliğinden daha az korkutucu geliyor.