Fransız yazardır, tespitlerini yerinde bulurum, düşünce tarzını sevdiğim isimlerden biridir. Her ne kadar sadece yazar olarak geçse de, yazdıkları çok derin konulara öncülük eder, örneğin insanlar aşkla ilgili yazılar okumasalardı pek az kimse aşık olurdu. "Aşk" ve "nefret" gibi sözsel kategorilerin kazanılması, kendi içinde deneyimin biçimlenmesine yol açar. Birçok durumda uygun sözcükleri öğrenmeden, bazı deneyimleri edinmek olanağı bulunmayabilir gibi bir düşüncesi vardır.
wittgenstein sözcüklerin kavramsal açıdan bakışımızı değiştirmesini göstermek adına son derece basit bir örnek verir.
Bir üçgen çizer ve "şimdi bu tepe noktası, bunu ise taban olarak görün" der. Sonra da "şimdi de şunu tepe noktası, bunu ise taban olarak görün" Her iki durumda da aynı resme baktığınız halde, farklı bir deneyim içerisindesinizdir. Görsel araçları olmadığı için değil, kavramsal araçları olmadığı için, benim köpeğim böyle deyimler edinemez.
Dil sandığımızdan çok daha etkin şekilde düşüncelerimizi şekillendirir.
Özlü sözleri de güzeldir, sayfalarca anlatılmak istenileni bazen tek bir cümleye sıkıştırır.
"övgü yağdıranlar, övülmeyi bekleyenlerdir."