Münir Süleyman Çapanoğlu 1894 yılında istanbul'da doğmuştur. Eski Şurayı devlet âzasından Süleyman beyin oğludur.
Yaşamı Sirkeci - Cağaloğlu - Sultanahmet üçgeni içinde geçmiştir. 1.7.1973 tarihinde şeker hastalığından vefat eden Çapanoğlu, evli, 2 çocuk sahibi ve Basın Şeref Kartı hamiliydi.
Türk Gazetecilerinin pîri Agâh Efendi'nin torunlarından olan Münir Süleyman Çapanoğlu, 1310 (1894) yılında istanbul'da Beyazıt, Yahnikapan mahallesinde doğdu. Babası Şûray-ı Devlet (Danıştay) üyelerinden Süleyman Çapanoğlu, annesi Zekiye Hanımdır. Babasının babası da Ali Bey Devlet Şûrası Tanzimat Dairesi Reisi, Ali Bey'in Amcazadesi de Sadrazam Ahmet Hulusi Paşadır. ilk defa "Elif"i Beyazıt Camii imamı Ziyaettin Efendi'den öğrendi. ikinci hocası Beyazıt Camii Müezzini Mustafa Efendidir.
ilkokulu Gedikpaşa Mahalle Mektebinde Ortayı Menbâıl irfan'da, Liseyi Hadikay-î Meşveret ve Saint-Joseph Mektebinde okumuştur. "Darülfünun" (Üniversite) Edebiyat şubesine devam ederken Birinci Dünya Savaşı'nın çıkması üzerine silâh altına alındı. Yarım asrı aşkın gazetecilik ve yazarlık hayatında, polis adliye muhabirliği, müsahhihlik, gece sekreterliği ve yazı işleri müdürlüğü yapmıştır. Edebî ve tarihî konularda özel dersler almıştır.
Birçok roman ve hikâyelerin bir kısım kitap, bir kısmı da gazetelerde tefrika olarak yayınlanmıştır. Nükteleri ve mizah yazılarıyla geniş bir üne sahip olan Münir Süleyman Çapanoğlu, hemen hemen memleketimizde çıkan bütün gazete ve mecmualarda yazılar yayınlamıştır.
"1894 istanbul doğumlu babam, gazeteciliğe dedemin yakın dostu, evlerinin "Has misafiri" Ahmet Rasim Bey'in tesiriyle heveslendiğini anlatır oğlu.
"Ne olacaksın?" Diye sordukları zaman "Rasim Amcam gibi olacağım." cevabını verirmiş. O'nunla kırlarda dolaşır, tahta saplı çakı ile lâbada toplar, balığa çıkar, bilhassa lüfer avından hoşlanır ve güneşli günlerde de şapka giyerlermiş. Çapanoğlu, "Zannedersem ilk şapkayı giyen biziz." Diyordu.
Gazeteciliğe stajyer muhabir olarak Mihran Efendi'nin Sabah gazetesinde 1913 yılında başladı. Daha sonra ikdam, Peyam, Alemdar, Tercüman-ı Hakikat, idrak, ileri, Payitaht, Zaman, Mizan, Yeni Gazete, Hergün, Haber, Yeni Sabah, istiklâl, Son Havadis, Zaman (Etem izzet Bey'in), Son Telgraf, Son Dakika, Hür Adam, Türk Sesi, Memleket, Yeni istanbul, Yarın, Havadis, Akın, Politika, Şehir vb. gazetelerinde stajyer, polis ve adliye muhabiri, müsahhih, yazı işleri yardımcısı, gece sekreteri, yazı işleri müdürü, fıkra muharriri, tefrika yazarı, sohbet muharriri, hafta sohbetleri yazarı, mesul müdür olarak çalıştı.
1960 yılına kadar yayınlanan dergilerin çoğunda (Mütareke yıllarından başlayarak) her türde yazı ve tefrikaları yayınlandı. Hür Türkiye mecmuasını yayınladı.
Eski ve yeni yazıyla yayınlanmış 45 civarında kitabı vardır. Basın tarihimizle ilgili olarak çalışmalarını Basın Tarihimizde ilâve, Basın Tarihimize Dair Bilgiler ve Hatıralar, Basın Tarihimizde Mizah Dergileri, Basın Tarihimizde Parazitler, Efendi Babamız Ahmet Mithat isimli kitaplarında bir araya getirmiştir.
Bütün Bâbıâli mensupları tarafından sayılan ve sevilen Çapanoğlu Basın tarihinin kütüğünü de tutarak Türk basın Tarihine çok değerli hizmetlerde bulunmuştur.
hâfi kadri alpman'ın yazısından:
"şeker hastaları mutfaklarının hırsızıdır. Perhize çok önem vermek lâzım." Tavsiyesine uyamamış ve bu nedenle de 1963 yılında gözlerini kaybetmişti ÇAPANOĞLU.
O, yerinde duramayan, hareketli ama, çok hareketli adam tam on yıl hareketsiz, çileli bir hayat yaşadı..."
1 Temmuz 1973 Pazar günü saat 14'de vefat etti. 2 Temmuz günü Şişli Camii'nde kılınan ikindi namazından sonra "Feriköy Mezarlığında 52 Ada/42.258 numaralı" mezarına gömüldü.
ulu makalelerimden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?