varoluşçuluk

alaskan crab
varlık özden önce gelir. Bunun anlamı, önce varoluruz, sonrasında ise özümüzü kendimiz yapmaya başlarız. Bir ineği incelediğimizde, onun özü, varlığıyla birdir, o doğduğu andan itibaren, yedi nesil geçmişte neyse odur, tüm dürtüleri, potansiyeli, hareketleri belli bir sınır içerisinde ve kapalıdır. Oysa insan bir bebekken, seri katili de içinde barındırır, insanları kurtaracak ilacı bulan büyük bir dehayı da. Varoluşçuluk, temelde insanların hayat içerisinde yaptıkları her şeyde sorumluluk sahibi olduklarını ve bu yapıp etmeleri de onları yavaş yavaş şekillendirdiğini söyler. Savaş zamanında bir genç Sartre'a giderek, ondan akıl almayı ümit eder, ne de olsa büyük filozoftur her şeyi bilir. Derdini anlatır, benim evde hasta annem var, onun bakıma ihtiyacı var, ben gidersem eğer o çok sıkıntı çeker ancak öte yandan savaş var, ve kendi ülkesi için savaşmayan bir adam, nasıl bir adamdır? bana akıl ver ne yapmalıyım der. Sartre alaycı bir gülümsemeyle "işte seni sen yapacak önemli anlardan birine gelmişsin, seçimini dikkatli yap" der. Kısaca herkes kendi sorumluluğunu alıp, kendi cevaplarını bulmalıdır. Büyük anlatılara kapılıp, birilerinden komut almak eskide kalmıştır.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol