sanıldığı gibi kolay değildir.
Sınırsız ve renkli bir hayal gücü gerektirir. Bilgi birikimi ve bunları aktarabilme yeteneği gerektirir.
İnsanlara farklı bir dünyaya götürebilme ve düşüncelerine yön verme hatta dolaylı yollardan okuyucunun karakterini hissettirmeden şekillendirebilme yeteneği gerektirir.
Bir virtüöz gibi kelimelerle dans etmeyi ve sadece kelimeler sayesinde okuyucunun kalbine dokunabilme yeteneği gerektirir.
Aynı bir Miguel de Cervantes, tolstoy, Hemingway, mark twain, emile zola, albert camus, Gabriel Garcia Marquez ve daha binlerce örnekler gibi.
Yazarlık zordur.
Hiçbir çaba sarf etmeden kolayca elimize alıp okuduğumuz kitabın aslında yazarın bazen yıllarını almış bir emek sonucudur ve okurken bunun farkında değiliz. Sadece bize aktardığı duyguları hissederiz ve uzun vadede etkisi altında kalırız. Bazen bu uzun vade bütün hayatımızı kapsayabilir.
Sözlük yazarlığı ise farklı bir şey. Dış dünya ile bağlantısı sınırlıdır, ahlaki değerlerin ön planda olmasını gerektirir fakat ustalık gerektirmez. Okuma yazma bilen herkes yazar olabilir ve sunulan bu özgürlükle kendisini ifade ederek günlük hayatının stresini azaltır.
Paylaşımınız için teşekkür ederim fakat bence her şeye yakışan ve her rengi canlandıran 'samimiyet' duygusu olduktan sonra yazılan da okunan da kıymetli olur.