Şahsi Mesele
FİKRİMİN İNCE GÜLÜ
metronun taksim meydan çıkışı merdivenlerinden usul usul çıktım.düşük bütçeli zombi film seti gibi karşımdaydı taksim meydanı.terminatör gibi etrafımı üçyüz altmış derece analiz ettikten sonra istiklale doğru ağır adımlarla yol almaya başladım.o kadar çok fotoğraf çektiren vardı ki,poz verenler adeta saçma sapan heykellerin sergilendiği koca bir sanat müzesine dönüştürmüştü istiklal caddesini. balonunu kaçırdı elinden çocuk.bütün bir limonu tek lokmada yemiş gibi yüzünü ekşiterek ağlamaya başladı. uçan balon alıp,uçtu diye üzülmek çok saçmaydı. canlı bomba patlasa bu kadar dikkat çekmezdi.herkes başını yukarı çevirip süzüle süzüle göğe yükselen balona bakmaya başladı. yeni saç ektiren arap turistler ödem riskinden dolayı bu zevkten mahrum kaldılar.
her iki adımda arkasına dönerek uçan balonuna hüzünle bakan çocuk,annesinin sürüklemesine yakın bir çekiştirmeyle kayboldu gözden.tünel tarafından candan erçetin klibi gibi bir kalabalık şarkılar söylerek herkesin şaşkın bakışları arasında amaçsız oldukları her hallerinden belli,meydana doğru yol aldılar.
mis sokağa daldım.
devam edecek..
yazarların karalama defterleri
Uçsuz bucaksız, amansız sonsuzluk içinde . Çevrelenmişliğin içinde sonsuz , sonsuz olabildiğince sonsuz . Uzaklardan gelen başucumdaki , sessiz , sakin beni dinler . Bazen hisseder bazen hissettirir. Ama asla anlaşılmaz . Kaybedilerse anlaşılır. Aramakla bulunmaz . Bulunursa hala aranır . Hep aranır ama aranırsa bulunmaz .
Yazdım ama Ne hakkında bahsettim bilmiyorum .
Yazdım ama Ne hakkında bahsettim bilmiyorum .
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?