Günlerden bir gün iki inatçı sürüden ayrılıp dağ, bayır gezmeye çıkmışlar. Biri sağa gitmiş, biri sola gitmiş. O dağ senin, o taş benim, hoplayıp zıplamışlar. Sarp kayalıklarda hoplayıp, zıplayan keçiler yorulunca da su içmek için dereye inmişler. Derenin üzerinde de bir köprü varmış. Ne var ki bu köprü pek de emniyetli değilmiş. İnce tahtalardan yapılan dar bir köprüymüş.. Bu iki inatçı keçi köprünün üzerinde karşılaşmamışlar mı? İkisi de birbirine yol vermeye pek niyetli değillermiş.
Köprünün üzerinde birbirlerine doğru adım adım yürümüşler, sonunda köprünün ortasında karşı karşıya gelmişler.
Büyük olan keçi yol istemiş küçük keçiden;
– Yol ver, karşıya geçeceğim.
Küçük keçi hiç oralı olmamış:
– Niyeymiş efendim, köprüye ilk ben çıktım, siz yol verin.
Büyük keçi ısrar etmiş, küçük keçi direnmiş.İki keçi de birbirinden inatçı. Sonunda köprüde kafa kafaya toslaşmışlar. Büyük keçi bir tos atmış, küçük keçi bir tos atmış, sonunda köprü bu yüke dayanamayıp ortadan kırılmış. İki inatçı da dereyi boylamışlar.
iki inatçı keçi hikayesi
Bu hikaye bana bir yerden tanıdık geliyor.
İnatlaşan insanlari sevmem mesela inat inat nereye kadar çıkar yol bulmak lazım.
İnatlaşan insanlari sevmem mesela inat inat nereye kadar çıkar yol bulmak lazım.
Tabi tabi admin. Sen bu konuda mesela hiç inatçı değilsindir.
Ben bazen kendimle inatlasirim. Yanlış olduğunu bile bile bir şeyleri denerim.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?