Hiç yaşamadığım duygu.yaşasam bile karşı taraf bana bakmazdı zaten s.et.ayrıca sosyal medya denen bok yüzünden senden daha iyi olduğunu düşündüğü birini bulup seni aldatıyor her türlü.anlamı kalmadı.
aşık olmak
insanlar aşkla ilgili yazılar okumasalardı pek az kimse aşık olurdu. "Aşk" ve "nefret" gibi sözsel kategorilerin kazanılması, kendi içinde deneyimin biçimlenmesine yol açar. Birçok durumda uygun sözcükleri öğrenmeden, bazı deneyimleri edinmek olanağı bulunmayabilir.
wittgenstein sözcüklerin kavramsal açıdan bakışımızı değiştirmesini göstermek adına son derece basit bir örnek verir.
Bir üçgen çizer ve "şimdi bu tepe noktası, bunu ise taban olarak görün" der. Sonra da "şimdi de şunu tepe noktası, bunu ise taban olarak görün" Her iki durumda da aynı resme baktığınız halde, farklı bir deneyim içerisindesinizdir. Görsel araçları olmadığı için değil, kavramsal araçları olmadığı için, benim köpeğim böyle deyimler edinemez.
Dil sandığımızdan çok daha etkin şekilde düşüncelerimizi şekillendirir.
wittgenstein sözcüklerin kavramsal açıdan bakışımızı değiştirmesini göstermek adına son derece basit bir örnek verir.
Bir üçgen çizer ve "şimdi bu tepe noktası, bunu ise taban olarak görün" der. Sonra da "şimdi de şunu tepe noktası, bunu ise taban olarak görün" Her iki durumda da aynı resme baktığınız halde, farklı bir deneyim içerisindesinizdir. Görsel araçları olmadığı için değil, kavramsal araçları olmadığı için, benim köpeğim böyle deyimler edinemez.
Dil sandığımızdan çok daha etkin şekilde düşüncelerimizi şekillendirir.
aşık olmaktan korkuyorsam farklı bir perspektiften mi bakmam gerekiyor yani hocam?
Aşık olabilmen için, platonvari bir yaklaşımla, esasında tanımadığın birine, aşırı yüksek anlamlar falan yüklenmen gerekiyor. Kısaca onu tanısan yeterli olur, aşk falan kalmaz ortada.
haaaa. idealara tutunmak aşk olur diyorsunuz. anladım galiba.
En büyük aşkların kavuşamamaktan gelmesinin sebebi, kafalarında yaratılanla, gerçekte var olanı çarpıştırıp yaralanmadıkları içindir. Büyüdükçe büyümüştür içlerinde fantazma. Kısaca demeye çalıştığım şey, aşık olmak istemiyorsan, aşık olma emareleri hissetmeye başladığında hemen şöyle düşünmen gerekiyor. "bu kişi gerçekte nasıl bilmiyorum ancak aşağı yukarı bana hoş geldiği için, bana iyi gelen ne varsa o sıfatlarla doldurmaya başladım, fazla değer verdim, bunlar geçici ve illüzyondan ibaret."
"Aşk" tanım yapamayacağım ender şeylerden maalesef. Hayatın sorunlarına o kadar yoğunlaştım ki bir ömür boyu başkasına yada aşk dediğiniz kavrama ayıracak vaktim bile olmadı
Aşk? İstemem o beni öldürür.
Aşk? İstemem o beni öldürür.
vallaha ben anlatacağımı anlattım, teşekkür ederim.
Aşık olmayı kötülemek mi? Başlığa yazılanlara şöyle bir baktım da, neden bu kadar kötümsersiniz? Ya deneyimi olmayanlar yazmış ya da aşık olmaya olumsuz bakanlar.
Neyse çözeriz, oturun anlatayım. Birinden hoşlanmak ve aşık olmak çok farklı kavramlar. Hoşlanma daha çok fiziksel olarak beğendiğiniz kişiye karşı duyulan bir çekim gibi düşünülebilir. Aşık olmak ise biraz daha karmaşık. Aşık olduğunuz kişiden ilk anda hoşlanmak zorunda değilsiniz, belki negatif düşünceler bile taşıyabilirsiniz o insana karşı. Zamanla sinsi sinsi aklınıza sızıp zihninizi ele geçiriyorsa buna aşk denilebilir. Aşık olduğunuzda salak bir sırıtma yüzünüze yapışıp kalır. Herhangi bir şey sizi mutsuz edemez, etse bile o size yazana veya onun sesini duyana kadardır. Bir insanı olumlu veya olumsuz tüm her şeyiyle yaşamınıza kabul edersiniz. Çoğu zaman kişinin olumsuz yönlerini hormonların da etkisiyle görmezsiniz bile. Aşk yanılsamadır, gerçeklikten uzak mutluluktur. Aşk aynı zamanda tanımaktır bana göre. Bir de Ahmet Ümit'in bir kitabına adını verdiği gibi; aşk köpekliktir.
Neyse çözeriz, oturun anlatayım. Birinden hoşlanmak ve aşık olmak çok farklı kavramlar. Hoşlanma daha çok fiziksel olarak beğendiğiniz kişiye karşı duyulan bir çekim gibi düşünülebilir. Aşık olmak ise biraz daha karmaşık. Aşık olduğunuz kişiden ilk anda hoşlanmak zorunda değilsiniz, belki negatif düşünceler bile taşıyabilirsiniz o insana karşı. Zamanla sinsi sinsi aklınıza sızıp zihninizi ele geçiriyorsa buna aşk denilebilir. Aşık olduğunuzda salak bir sırıtma yüzünüze yapışıp kalır. Herhangi bir şey sizi mutsuz edemez, etse bile o size yazana veya onun sesini duyana kadardır. Bir insanı olumlu veya olumsuz tüm her şeyiyle yaşamınıza kabul edersiniz. Çoğu zaman kişinin olumsuz yönlerini hormonların da etkisiyle görmezsiniz bile. Aşk yanılsamadır, gerçeklikten uzak mutluluktur. Aşk aynı zamanda tanımaktır bana göre. Bir de Ahmet Ümit'in bir kitabına adını verdiği gibi; aşk köpekliktir.
şaşırmamak lazım, bu başlık olumlu ve olumsuz tüm tecrübeler için açıldı.
Tecrübesi olmayanlar veya olumsuz bakanlar çoğunlukta. Aykırı bir ses olayım dedim.
Bu yaşıma kadar başıma gelmediği için olmadığını düşünüyorum,çok ilginç geliyor
Ayrıca birine takıntılı olma durumu psikolojik olarak sıkıntılı durum gibi gözüküyor
Mischief inan hiç beklemediğin anda oluyor kuzum ahhsssgggjj. Bu tanımda ağır derecede geyik yapasım vardı, yoruma kısmet oldu. Tamamen kendimle alay ediyorum. Aşk ve takıntı farklı kavramlar, karıştırmamak gerekiyor.
neyse daha ömür uzun biri çıkar belki
Köpek bir kere olunuyor marla sonrası hep çakallık
Çeşitli açılardan ele alınması gereken derin bir eylemdir. Öncelikle işin farklı taraflarına bakmak lazım.
1- işin biyolojik yönü. insan üremek isteyen ve üremek zorunda olan bir canlıdır. Bir şekilde bunu gerçekleştirmesi gerekir. Gerçekleştirmezse canlılığının tüm potansiyelini gerçekleştiremediğinden eksik hisseder, dışlanır, sapkınlığa düşer, kendisine karşı yabancılaşır. Bu sebeple hormonları onu aşık etmeye yönlendirir.
2- ruhsal yön. Allah eşler arasında sevgi, muhabbet, sıcak bir bağ koyduğunu beyan etmiştir. Eski ahitte de kadın ve erkek birleşip tek beden olacak denir. Bu kadar önemlidir bu konu. Dinlere göre bir eş sahibi olmak düzgün bir insan olmanın bir işaretidir, olağan yaşam aşkı ve evliliği gerektirir. Allah bu hissi, ruh arkadaşlığını insanın içine koymuş ve yüceltmiştir. Aşk, en yüce duygulardan biridir.
3- toplumsal yön. İnsan özünde bireyselmiş gibi gözükse de toplumsal bir canlıdır. Toplumun ilerleyebilmesi ve gelişebilmesi için aşık olması, yuva kurması, çocuk yapması gerekir. Belirli bir yaşa gelen bireyler hiç aşık olmasa bile yuva kurma ihtiyacı hissetmeye başlarlar bu yüzden. Hatta belki aşık olduğunu bile sanabilir. Toplumsal itim onu buna yöneltir.
Tüm bunları kavradıktan sonra aşkın niteliklerine geçeyim kısaca. Eğer bir insanı kendime has kılmak istiyorsam bu aşktır. Aşık olduğum insan benimdir artık. O'na ben sahip olmalıyımdır, o'nun üzerinde hakimiyet kurmalıyımdır. Bir erkek aşık olduğu kadını bu sebeple kısıtlayabilir. Kısıtlamak ister. Zira toplumsal cinsiyet rolü bunu gerektirir. Kadın da erkeğine itaat ettikçe, o'nun tarafından korundukça ve o'nun tarafından yönlendirildikçe, baskılandıkça, ya da ödüllendirildikçe erkeğine olan aşkı, sevgisi, duygusu artan bir canlıdır. Cinsiyet rollerine uyulmaz ve bu nitelikler uygulanmazsa o yuva, o aşk dağılmaya mahkumdur ve aldatma ortaya çıkar. Özetle erkek kadının korunmasından, kollanmasından, hakimiyet altına alınmasından sorumluyken kadınsa itaat etmekten, erkeğin güçlü kollarına girmekten, bu ilişkiyi kuvvetlendirmekten sorumludur. Biyolojik anlamda da, dini anlamda da, toplumsal anlamda da durum böyledir. Günümüzdeki bozuk ilişkilerin, bozuk aşkların, bozuk toplumların sebeplerini bu dediklerimin zıttını düşünerek kolaylıkla kavrayabilirsiniz.
Ek olarak (bkz: #3977).
1- işin biyolojik yönü. insan üremek isteyen ve üremek zorunda olan bir canlıdır. Bir şekilde bunu gerçekleştirmesi gerekir. Gerçekleştirmezse canlılığının tüm potansiyelini gerçekleştiremediğinden eksik hisseder, dışlanır, sapkınlığa düşer, kendisine karşı yabancılaşır. Bu sebeple hormonları onu aşık etmeye yönlendirir.
2- ruhsal yön. Allah eşler arasında sevgi, muhabbet, sıcak bir bağ koyduğunu beyan etmiştir. Eski ahitte de kadın ve erkek birleşip tek beden olacak denir. Bu kadar önemlidir bu konu. Dinlere göre bir eş sahibi olmak düzgün bir insan olmanın bir işaretidir, olağan yaşam aşkı ve evliliği gerektirir. Allah bu hissi, ruh arkadaşlığını insanın içine koymuş ve yüceltmiştir. Aşk, en yüce duygulardan biridir.
3- toplumsal yön. İnsan özünde bireyselmiş gibi gözükse de toplumsal bir canlıdır. Toplumun ilerleyebilmesi ve gelişebilmesi için aşık olması, yuva kurması, çocuk yapması gerekir. Belirli bir yaşa gelen bireyler hiç aşık olmasa bile yuva kurma ihtiyacı hissetmeye başlarlar bu yüzden. Hatta belki aşık olduğunu bile sanabilir. Toplumsal itim onu buna yöneltir.
Tüm bunları kavradıktan sonra aşkın niteliklerine geçeyim kısaca. Eğer bir insanı kendime has kılmak istiyorsam bu aşktır. Aşık olduğum insan benimdir artık. O'na ben sahip olmalıyımdır, o'nun üzerinde hakimiyet kurmalıyımdır. Bir erkek aşık olduğu kadını bu sebeple kısıtlayabilir. Kısıtlamak ister. Zira toplumsal cinsiyet rolü bunu gerektirir. Kadın da erkeğine itaat ettikçe, o'nun tarafından korundukça ve o'nun tarafından yönlendirildikçe, baskılandıkça, ya da ödüllendirildikçe erkeğine olan aşkı, sevgisi, duygusu artan bir canlıdır. Cinsiyet rollerine uyulmaz ve bu nitelikler uygulanmazsa o yuva, o aşk dağılmaya mahkumdur ve aldatma ortaya çıkar. Özetle erkek kadının korunmasından, kollanmasından, hakimiyet altına alınmasından sorumluyken kadınsa itaat etmekten, erkeğin güçlü kollarına girmekten, bu ilişkiyi kuvvetlendirmekten sorumludur. Biyolojik anlamda da, dini anlamda da, toplumsal anlamda da durum böyledir. Günümüzdeki bozuk ilişkilerin, bozuk aşkların, bozuk toplumların sebeplerini bu dediklerimin zıttını düşünerek kolaylıkla kavrayabilirsiniz.
Ek olarak (bkz: #3977).
Saçmalık.
ben hayatımda 1 kere aşık oldum, öyle ki ilk gördüğüm anda içten dua ettim ''Allah'ım bana böyle bir kız nasip et '' diye.
Ne dilediğine dikkat et gerçek olabillir derler. Gerçekten de o kızla flört etmeye başladım
ama benim aşık olmamın bir önemi yoktu çünkü karşılıksızdı, yara bandı olarak kullanıldım ve aldatılarak hatta aldatıldığım yüzüme vurularak kenara atıldım
Ondan sonraki her kız arkadaşımdan hoşlandım ama öyle bir aşk duygusu hissetmedim.
Hoşlanmak ile Aşk'ın farkını zamanla anladım
Bağlanmaya gelirsek
Yaşadıgım bağlanma sağlıklı değildi,
Uzun yıllar kızlara güvensizlik duydum.
Güvenemedim, Sevemedim
Böyle olunca sosyalleşemedim ve uzak kaldım
Zaman geçtikçe duygularımı kontrol etmeyi, insanlarla nasıl sağlıklı ilişkiler kurulacağını öğrendim
Kızlarla arkadaş oldum ve onlardan da çok şey öğrendim
Ben hep derim zaten, benim hayatımda en büyük öğretmenlerim hep kız arkadaşlarımdı diye
Ne dilediğine dikkat et gerçek olabillir derler. Gerçekten de o kızla flört etmeye başladım
ama benim aşık olmamın bir önemi yoktu çünkü karşılıksızdı, yara bandı olarak kullanıldım ve aldatılarak hatta aldatıldığım yüzüme vurularak kenara atıldım
Ondan sonraki her kız arkadaşımdan hoşlandım ama öyle bir aşk duygusu hissetmedim.
Hoşlanmak ile Aşk'ın farkını zamanla anladım
Bağlanmaya gelirsek
Yaşadıgım bağlanma sağlıklı değildi,
Uzun yıllar kızlara güvensizlik duydum.
Güvenemedim, Sevemedim
Böyle olunca sosyalleşemedim ve uzak kaldım
Zaman geçtikçe duygularımı kontrol etmeyi, insanlarla nasıl sağlıklı ilişkiler kurulacağını öğrendim
Kızlarla arkadaş oldum ve onlardan da çok şey öğrendim
Ben hep derim zaten, benim hayatımda en büyük öğretmenlerim hep kız arkadaşlarımdı diye
https://youtube.com/shorts/yOn12YkEGHI?feature=shared
@ephemeraltime gururla sunar ✨️
@ephemeraltime gururla sunar ✨️
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?