Ekonomik örgütlenme biçimlerinden etkilenir.kapitalist toplumdaki sanat ile feodal sanat aynı değildir.o büyük katedraller,kiliseler, anıtlar şu an eskisi gibi yapılmıyor,yapacak yetenekli insanlar olmadığından değil, onlardan bol ne var.
sebep:kâr ön planda, en az maliyetle en fazla ürünü çıkartma peşindeler o yüzden estetik şeyler yapmıyorlar.michalengelo heykellerini yaparken feodal dönemde yaşıyordu, henüz kapitalizm yoktu.mimar sinan da aynı dönemde eserlerini yapmıştır.
Şimdiki sistemde estetik bir sanat eseri beklemeyin.
Estetik işler çıkaran azınlık sanatçılar var, onlar kendi çapında çalışıyor. İstisnalar kaideyi bozmaz.
sanat
Bu tanımı görmeden önce bantlı muz hakkında yazıyordum. Aynı şey aklımıza gelmiş.
marla beni neden engelledin? ayıp değil mi? kalbim kırıldı bak.
Çünkü üslup. Engelleme nedenimi söylemiştim oysa.
şakada mı yapmayak? her şeyi bu kadar ciddiye almayın...
Açıkçası oldukça esprili bir insan olduğum söylenir. Gülmeyi ve güldürmeyi severim. Ancak tanımadığım insanlara karşı şaka yapmamaya özen gösteririm. Size de tavsiye ediyorum.
Son dönemlerde yapılanın amacı büyük olasılıkla kara para aklamak içindir.hiçbir eser milyonlarca dolar etmez.da Vinci'nin mona lisa tablosu, son akşam yemeği vs.de dahil, bunlar çok abartılan tablolardır, pek bir özellikleri yoktur.güzel bile değildirler.
Sanatın her alanında gerçekten yeteneği olan insanlara imrenmişimdir, kesinlikle kıskanmak demeyelim.
Ancak modern sanat denilen kavramı anlamakta zorlanıyorum. Başlığı açan yazarımızın da dediği gibi kapitalizmin etkisiyle sanat eserleri satın alınmak veya izlenmek için oldukça yüksek ücretlerin ödendiği metalar haline getirildi. Sırf 'buna bu kadar verilir mi?' sorusunu sordurmak ve reklamını yapmak için bu saçmalıkları yaptıklarından oldukça eminim.
Duvara bantlanmış bir muz sanat olabilir mi? Ama sergiliyorlar, adına da modern sanat deniyor. Ne düşünmeliyiz peki, bu muz bana ne düşündürmeli? Esir muz, muzun üretim süreçleri, muzu üreten ve hasat eden insanların esareti ahhsssgggjj. Çok zeki olmasam da en azından ortalama zekaya sahip olduğumu düşünüyorum ve anlayamıyorum açıkçası.
Geçen gün bir genç sanat galerisinde milleti trollemek için converse ayakkabısını çıkarıp duvarın dibine koymuştu. Millet de fotoğraf çekiyor, durup düşünüyor. Of gerçekten salaklık.
https://www.instagram.com/reel/C-iOor-osgW/?utm_source=ig_web_copy_link
Ancak modern sanat denilen kavramı anlamakta zorlanıyorum. Başlığı açan yazarımızın da dediği gibi kapitalizmin etkisiyle sanat eserleri satın alınmak veya izlenmek için oldukça yüksek ücretlerin ödendiği metalar haline getirildi. Sırf 'buna bu kadar verilir mi?' sorusunu sordurmak ve reklamını yapmak için bu saçmalıkları yaptıklarından oldukça eminim.
Duvara bantlanmış bir muz sanat olabilir mi? Ama sergiliyorlar, adına da modern sanat deniyor. Ne düşünmeliyiz peki, bu muz bana ne düşündürmeli? Esir muz, muzun üretim süreçleri, muzu üreten ve hasat eden insanların esareti ahhsssgggjj. Çok zeki olmasam da en azından ortalama zekaya sahip olduğumu düşünüyorum ve anlayamıyorum açıkçası.
Geçen gün bir genç sanat galerisinde milleti trollemek için converse ayakkabısını çıkarıp duvarın dibine koymuştu. Millet de fotoğraf çekiyor, durup düşünüyor. Of gerçekten salaklık.
https://www.instagram.com/reel/C-iOor-osgW/?utm_source=ig_web_copy_link
Sanatı ele alırken, temelde ne anlama geldiğini, ya da tarih boyunca insanların neye sanat diyip neye demedikleri incelenerek, genel bir sanat çerçevesi çizilebilir. Örneğin Platon zamanında sanat hor görülen bir şeydi, çünkü taklitten ibaretti. Platonun varlık anlayışına göre, dış dünya'da gördüğümüz ne varsa, gerçek olan ideaların birer yansımasıydı. Dış dünya'ya bakarak sanat yapan birisinin eser, yansımanın da yansıması olacağı için, vasat bir davranış olarak görülüyordu. Başka paradigmalarla, taklit etmenin çok güzel sanatsal ürünler çıkarttığını da gördük ancak kameranın çıkmasıyla, gerçekçi olarak çizilmeye uğraşılan bir anın, daha da gerçek olamayacak şekilde fotoğraf olarak çekilmesiyle anlam kaybetti. Tabi bir insanın aşırı gerçekçi şekilde bir şeyi çizebiliyor olma durumunun kendisi ele alınırsa hala sanatsal bir şeyler bulunabilir. Yıllar geçtikçe sanat olan değişmiş, onu ele alış biçimlerimiz ve değişen paradigmayla, onu şekillendirmemiz farklılaşmıştır. Tüm bunlar yığıldıkça, çok farklı alanlardan, farklı şeyler sanat olarak önümüze gelmiş ve bizler bunlar arasındaki bağı göremez olmuşuz.
Bir şeye bakış açımız, onu hayatın içerisinde görmemiz olarak farklıyken, onu bir çerçeveye alıp, bu bir sanattır önermesiyle karşımıza gelişinden sonra, değerlendirmemiz çok farklı olacaktır. Yemek yediğimiz bir mekanda, bir çift düşünelim, karşılıklı birbirlerine aşkla bakıyorlar, yemeklerine dokunmamışlar bile, öyle güzel anlar yaşıyorlar ki, yıllarca aşk şiirlerinde geçen duyguların bir karışımı gibi. Normal hayatın akışında bu çifti fark etmeyebiliriz. Baksak bile, mutlu bir çift der geçeriz ancak bu durumu, sanat kisvesi altında, bize gösteren marina abromoviç, başka şekillerde bakmamıza çanak tutar.
Uzun lafın kısası, bir şey sanat mı değil mi nasıl karar vereceğiz normal vatandaşlar olarak diye sorarsanız, döneminizin sanatla ilgilenen büyük bir güruhu, bu şey sanattır diyorsa, büyük ihtimalle sanattır. Bize iyi gelen, çok farklı duygular uyandıran şeyler sanattır onlar değil denilebilir, sanat biraz toplumsal bir olay olduğu için, ve buna karar verecek olanlar da, sanatla ilgili aydın kimselerin ortak kararı oluyor.
Bireysel anlamda ne nedir kararını elbette herkes kendi verebilir. Yolda giderken rastgele dökülmüş bir çöp yığını, insana eskiden yaşadığı bir şeyleri anımsatıp, orada çok farklı duygular hissettirebilir. Öyle şeyler yaşarsın ki, o çöp yığını sana, en büyük sanat eserlerinin bile yaşatamadığı bir an yaşatabilir. O nedenle bireysel olanda farklılık gösterse de, toplumsal olarak sanatın neliği, o dönemin aydınlarının ağzına bakar.
Bir şeye bakış açımız, onu hayatın içerisinde görmemiz olarak farklıyken, onu bir çerçeveye alıp, bu bir sanattır önermesiyle karşımıza gelişinden sonra, değerlendirmemiz çok farklı olacaktır. Yemek yediğimiz bir mekanda, bir çift düşünelim, karşılıklı birbirlerine aşkla bakıyorlar, yemeklerine dokunmamışlar bile, öyle güzel anlar yaşıyorlar ki, yıllarca aşk şiirlerinde geçen duyguların bir karışımı gibi. Normal hayatın akışında bu çifti fark etmeyebiliriz. Baksak bile, mutlu bir çift der geçeriz ancak bu durumu, sanat kisvesi altında, bize gösteren marina abromoviç, başka şekillerde bakmamıza çanak tutar.
Uzun lafın kısası, bir şey sanat mı değil mi nasıl karar vereceğiz normal vatandaşlar olarak diye sorarsanız, döneminizin sanatla ilgilenen büyük bir güruhu, bu şey sanattır diyorsa, büyük ihtimalle sanattır. Bize iyi gelen, çok farklı duygular uyandıran şeyler sanattır onlar değil denilebilir, sanat biraz toplumsal bir olay olduğu için, ve buna karar verecek olanlar da, sanatla ilgili aydın kimselerin ortak kararı oluyor.
Bireysel anlamda ne nedir kararını elbette herkes kendi verebilir. Yolda giderken rastgele dökülmüş bir çöp yığını, insana eskiden yaşadığı bir şeyleri anımsatıp, orada çok farklı duygular hissettirebilir. Öyle şeyler yaşarsın ki, o çöp yığını sana, en büyük sanat eserlerinin bile yaşatamadığı bir an yaşatabilir. O nedenle bireysel olanda farklılık gösterse de, toplumsal olarak sanatın neliği, o dönemin aydınlarının ağzına bakar.
Şimdi sanat diye baktığımız bir çok sanat eserinin zamanında yaratıcıları hiç değer görmedi. Çoğu sefil bir hayat geçirdi. Şu an burda olsalar eminim oturup ağlarlar.
Sanat bana kalırsa çoğunluğun gözden kaçırdığı ve sanatçısının gözüne takıldığı herhangi bir meta. Bazen durup düşünürüz ulen bunu ben de yapardım gibi ama yapamadık işte.
Sanat bana kalırsa çoğunluğun gözden kaçırdığı ve sanatçısının gözüne takıldığı herhangi bir meta. Bazen durup düşünürüz ulen bunu ben de yapardım gibi ama yapamadık işte.
Sanat dediğimiz şey temelde halkı yansıtması demektir. Mesela ortaçağ tablolarına bakın ortaçağı ne kadar güzel temsil ediyor tüm dramıyla tüm korkusuyla tüm acı ve umuduyla bu sanattır.
Bir de ülkemizde sanatçı denilen denyolara bakın sesi outotone den ibaret sözde konser verir konserde teyipten çalar playback yapmaya bile gerek duymaz. Seyirci gibi dinleyip dangalak hareketler yapar.
Peki eğer bu sanatsa neyi yansıtıyor? Günümüz türkiyesini mi? Günümüz türkiyesinin bluetooth, sarışın kızlar, bmw den ibaret olmadığını sanırım biliyoruz.
Günümüzde şaklabanlara sanatçı diyenlere yazıklar olsun!!!
Bir de ülkemizde sanatçı denilen denyolara bakın sesi outotone den ibaret sözde konser verir konserde teyipten çalar playback yapmaya bile gerek duymaz. Seyirci gibi dinleyip dangalak hareketler yapar.
Peki eğer bu sanatsa neyi yansıtıyor? Günümüz türkiyesini mi? Günümüz türkiyesinin bluetooth, sarışın kızlar, bmw den ibaret olmadığını sanırım biliyoruz.
Günümüzde şaklabanlara sanatçı diyenlere yazıklar olsun!!!
Kırmızı çizgisi ajdar olan birine göre çok iddialı bir entry olmuş :p
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?