robert bresson'un geroges bernanos'nun romanı olan mouchette'i 1967'de senaryolaştırıp sinema dünyasına hediye ettiği film ötesi şaheser. robert bresson, mouchette için tam bir sefalet ve acımasızlık'tır der. gerçekten sefaletide acımasızlığıda bu filmde hançer gibi kalbimize saplar. film aslında savaşın yıkımlarının eseri olan insanların sevgisizliği ve ruhsuzluğunu anlatarak başlar annesi yatalak olan mouchette abisi ve kundakta olan kardeşi ile annesinin başında olan ifadesizliği aslında bir çok ifade barındırmaktadır. mouchette ne okulda ne kasabada ne ailesinden kimseye sevgi gösterir soğuktur kendisini bile sevmez. okulda olan koro sahnesinde bunu çok çok iyi anlarız herkesin şarkı söyleyip eğlenirken mouchette'in öyle soğuk duruşundan. ailenin sefaleti savaş sonrasında olan durumları siyah beyaz bir etki ile gözümüze gözümüze sokar çıkmayacak şekilde yönetmen. küçük ayaklı büyük papuçlu bir kızdır mouchette ve onu hissederiz kalbimizde. aslında herkes acımasız herkes sevgisizdir mouchette'e karşı yatalak annesi hariç ama o sadece mouchette karşı değil kendisi giderse çocukları ne olacak diye düşünür. büyük papuçları ile yürüyemeyişiyle yüreğinize bir öküz oturur hele son sahnede kendisini suya bırakırken gözyaşlarınızı tutamayabilirsiniz.
klasik robert bresson tarzı iç çatışmalar ve karanlıkla dolu bir film ağlamak istiyorsanız izleyebilirsiniz efendim.
edit :ah tavşan sahnesi izleyip yazdığım için ağlarken yazmayı unutmuşum.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?