diyelim ki o bunu okuyor

Öyle iyi ve öylesine mükemmel bir insan tanıdım ki ondan hoşlanmamak ona karşı bir şeyler hissetmemek ne mümkün.

Ama kendimi o insana yakıştıramıyorum içten içe imkansız bir olayın hayalini kurduğumu biliyorum önceden de böyle düşünüyordum. Aklım ve mantığım olmaz imkansız uzak durman lazım diyor.

Ama kalbim, kalbim öyle söylemiyor dört nala ona doğru koşuyor durmaksızın.

Aklımla kalbim arasında kaldım sözlük içten içe biliyorum ki aklım doğru söylüyor ona layık değilim imkansız bir ilişki ama kalbime söz geçiremiyorum onu frenleyemiyorum dizginleyemiyorum. Onun için aklım ve kalbim savaş veriyor.

Bu savaşın sonucunu bile bile ilerleyen bir asker kadar aptal hissediyorum kendimi sözlük.

Sonunda onu tamamen kaybetmekten korkuyorum..

Onu tanıyacak kadar ne büyük bir sevap işledim, imkansız bir sevgiye tutulacak kadar ne günah işledim.