Başlığı silmek yada silmemek işte bütün mesele bu. Bu neyin kafası ya şimdi bu
dün gece rüyama gelen donald trump
ona doğru aceleci adımlarla hızla yaklaşıyordum. kafenin kış bahçesinde oturmuş, fincandan kahvesini yudumluyor, güneş gibi de parlıyordu. iyice yaklaştığımda "karakış köyümüze gelence, dombıramı alarman, yürek sazım çalarman..." şeklinde dombıra mırıldandığını duydum.
"yahu" dedim, "trum başkan, sen de mi akpli oldun!", "ne alakası var, şarkı dilime takıldı." dedi. karşısına geçip oturdum. konuşma sıcak ve ılıman ortamda gelişsin diye şakayla girmek istedim ve, "sana şimdi de kulaksız reis diyorlarmış, seçimi de garantiledin köfte dudaklım, meh meh meh." dedim. şakamdan hiç hoşlanmadı, altın sarısı kaşları kalktı ve, "sululuk yapma lütfen, buraya önemli bir husus için geldim." dedi.
hiç bir muhattaplığımız yokken beni cepten aramış, gocu'cum lütfen şuradaki, şu kafeye gelir misin demişti. şaşırsam da amerika ile olan ilişkilerimiz bozulmasın diye tabi başkan deyip, davetini kabul etmiştim. gerçekten ne konuşacağımız hakkında hiç fikrim yoktu.
söze girmekte zorlanıyordu, "başkan rahat ol, benle her şeyi konuşabilirsin, söz aramızda kalacak anlattıkların." dedim. dolma dudaklarını bir güven göstergesi olarak büzdü, ve anlatmaya başladı;
"konu melanie yengen, yengeni kapalı çarşıda dolandırmışlar. şimdi benden türkiye'ye yaptırım uygulamamı, hatta belki türkiye'nin natodan dahi çıkarılmasını gündeme getirmemi istiyor. evde huzurum kalmadı. seksen milyon türk vatandaşını ahlaksız bir kapalı çarşı esnafı yüzünden yargılamak ve karşıma almak istemiyorum ama buraya gelirken beni de taksici dolandırdı. beylikdüzü'nden avcılara nasıl olduysa boğazı geçerek geldik. neyse bana yapılan önemli değil ama yengen çok kızgın. bu konuyu çözmek için yardımına ihtiyacım var. sen yılların turizmcisisin, şu esnafla birlikte konuşsak da, yengenin dolandırıldığı meblağı geri alsak. yoksa iki ülkenin zaten gergin olan ilişkileri komple bir çıkmaza girecek." dedi.
"kimmiş lan benim melanie yengemi dolandıran şerefsiz, kalk başkan gidiyoruz mekan basmaya!" diye bir gaz ayaklandım. trump arkadamda ben önde, koskoca amerika arkamda daldık dükkana! çok uzun süren tartışmalar yaşandı, esnafla kah kavga ettik, kah gülüştük, bir ara tavla attık ve günün sonunda trump ve ben hiç ihtiyacımız olmayan çakma ipek iki halı koltuk altlarımızda dükkandan çıktık.
uzun süre sessizce yürükten sonra trump başkan, "adam bizi iyi s*kti." dedi. sadece onaylar şekilde baş salladım. başkan havalimanına gidecekti, taksi çevirdim, taksici 1200 liralık yola, 4500 lira fiyat çekti, tamam dedi trump, lanet olsun dedi. öyle ayrıldık.
"yahu" dedim, "trum başkan, sen de mi akpli oldun!", "ne alakası var, şarkı dilime takıldı." dedi. karşısına geçip oturdum. konuşma sıcak ve ılıman ortamda gelişsin diye şakayla girmek istedim ve, "sana şimdi de kulaksız reis diyorlarmış, seçimi de garantiledin köfte dudaklım, meh meh meh." dedim. şakamdan hiç hoşlanmadı, altın sarısı kaşları kalktı ve, "sululuk yapma lütfen, buraya önemli bir husus için geldim." dedi.
hiç bir muhattaplığımız yokken beni cepten aramış, gocu'cum lütfen şuradaki, şu kafeye gelir misin demişti. şaşırsam da amerika ile olan ilişkilerimiz bozulmasın diye tabi başkan deyip, davetini kabul etmiştim. gerçekten ne konuşacağımız hakkında hiç fikrim yoktu.
söze girmekte zorlanıyordu, "başkan rahat ol, benle her şeyi konuşabilirsin, söz aramızda kalacak anlattıkların." dedim. dolma dudaklarını bir güven göstergesi olarak büzdü, ve anlatmaya başladı;
"konu melanie yengen, yengeni kapalı çarşıda dolandırmışlar. şimdi benden türkiye'ye yaptırım uygulamamı, hatta belki türkiye'nin natodan dahi çıkarılmasını gündeme getirmemi istiyor. evde huzurum kalmadı. seksen milyon türk vatandaşını ahlaksız bir kapalı çarşı esnafı yüzünden yargılamak ve karşıma almak istemiyorum ama buraya gelirken beni de taksici dolandırdı. beylikdüzü'nden avcılara nasıl olduysa boğazı geçerek geldik. neyse bana yapılan önemli değil ama yengen çok kızgın. bu konuyu çözmek için yardımına ihtiyacım var. sen yılların turizmcisisin, şu esnafla birlikte konuşsak da, yengenin dolandırıldığı meblağı geri alsak. yoksa iki ülkenin zaten gergin olan ilişkileri komple bir çıkmaza girecek." dedi.
"kimmiş lan benim melanie yengemi dolandıran şerefsiz, kalk başkan gidiyoruz mekan basmaya!" diye bir gaz ayaklandım. trump arkadamda ben önde, koskoca amerika arkamda daldık dükkana! çok uzun süren tartışmalar yaşandı, esnafla kah kavga ettik, kah gülüştük, bir ara tavla attık ve günün sonunda trump ve ben hiç ihtiyacımız olmayan çakma ipek iki halı koltuk altlarımızda dükkandan çıktık.
uzun süre sessizce yürükten sonra trump başkan, "adam bizi iyi s*kti." dedi. sadece onaylar şekilde baş salladım. başkan havalimanına gidecekti, taksi çevirdim, taksici 1200 liralık yola, 4500 lira fiyat çekti, tamam dedi trump, lanet olsun dedi. öyle ayrıldık.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?