dünyanın en büyük sorunu

sosyal adaletsizliktir. zenginler daha da zenginleşirken fakirlerin ve orta sınıfın daha da fakirleşmesidir. orta sınıf diye bir şey zaten kalmadı.
2020 verilerine göre aşağıdaki graifk şunu gösteriyor: dünyadaki net servetin neredeyse yarısı en tepedeki %1'e ait, yetişkinlerin en tepedeki %10luk kesimi dünyadaki tüm net servetin %85ine sahipken, en alttaki %90lık kesim dünyanın toplam servetinin geri kalan %15'ine sahip, yetişkinlerin en tepedeki %30'u ise dünyadaki net servetin %97sine sahip. bu adaletsizlikten dolayı dünya nüfusunun %90ı sefalet içinde yaşıyor.

Russell'a göre aptallar kendilerinden çok eminken, zeki insanların kuşku içerisinde olmalarıdır. Bir iş yapılacağında, sorumluluğun farkında olup, bunun ağırlığını tartan ve üzerine düşünenler, geri planda kalırlar, cahil cesaretiyle öne atılıp, her şeyi yapabileceğini sananlar, dünya'ya şekil verenlerdir, o yüzden bu kadar bokun içerisindeyiz.

-Servetin haksız pay edilmesi.
-Çalışanın emeğinin karşılığını çoğu zaman alamaması
-Tekelleşme, istediğin kadar şirket kur, risk al, büyük uluslararası şirketlerle rekabet edemiyorsun. Gıda, teknoloji, ilaç sektörünü bir avuç tekel kontrol ediyor.

Medeniyetimizi nasıl ilerleteceğimiz konusunda planlama yapacak iradelerin olmayışıdır.

Plan-program her şeydir. Gününü planlamış bir insan her zorlugun üstesinden gelir. Plan yapma becerisi edinmiş bir canlı gezegenini ele geçirir. Gelecek olan tüm senaryoları kurgulayıp düşünebilen bir medeniyet ise evreni fetheder.

Eğer bu evrende ileri medeniyetler varsa en büyük becerilerinin geleceği kurgulama yeteneği olduguna inanıyorum.