fakir baykurt'un türk edebiyatına en büyük mirası olan ırazca üçlemesinin ilk ve en dikkat çeken eseridir. eserin bu kadar dikkat çekmesinin en önemli nedeni hem köy ağzıyla yazılmış olması hem de köy hayatını anlatan en önemli eserlerden biri olarak dikkat çekmesidir.
burdur'un karataş köyü; zihnimizde canlandırdığımız zaman sessiz sakin her şeyin akışında gittiği bir yer gibi düşünülmektedir. annesi ırazca ile birlikte hayatta kalmaya çalışan kara bayram'ın hem haceli hem de düzene karşı olan mücadelesidir bu mücadele, mücadelenin kahramanı kara bayram gibi gözükse de ırazca'nın yarattığı duygu kasırgasıyla ne güçlü bir kadın olduğunu açık bir şekilde görebiliriz.
evet günümüz de bile benzer sorunlar bu kadar cesur bir şekilde anlatılmamıştır; hem anlatım tarzı, hem yarattığı karakterler o kadar güçlüdür ki, bu eser yıllardır ilk günkü sıcaklığını korumaktadır.
eser genelinde gördüğümüz rejim; güçlünün paranın yanında olan rejim, insanlara buna göre yaklaşan insanlar, sergilenen davranışlar ve dahası; işte bu ortamda yaşanan bir özgürlük mücadelesidir yılanların öcü...
eserin iki ayrı tarihte birbirinden güzel iki tane de sinema uyarlaması bulunmaktadır; ilk uyarlama 1962'de sinemamızın baba yönetmenlerinden büyük usta metin erksan tarafından yapılmıştır, ikincisi de 1985'de şerif gören tarafından çekilmiştir.
filmlerin ikisi de birbirinden güzeldir; tabi benim için hem oyuncu performasları hem de kurgusuyla 1962 yapımı olan eser daha dikkat çekicidir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?