yaşlı ve hasta anne ya da babasına bakmak için kendi özel hayatından fedakarlık yapan birisi ne gibi vefasızlıkla karşılaşabilir anlamadım.
demek ki vefasızlıkla karşılaşmamak için kime veya neye fedakarlık yapacağımızı ayırt etmemiz gerekiyor.
bu konuda seçim ve sorumluluk tamamen bize ait.
fazla fedakarlık fazla vefasızlık getirir
bu tarz şeyleri görüp de, insan çok nankör gibi hayıflanmalara girmenin pek bir anlamı yoktur. Çok fedakarlık yapan birisi, kendini içten içe karşıdaki kişiden çok daha aşağıda gördüğü için, o aradaki farkı böyle kendinden kopararak kapatmaya çalışır. Bu da karşıdaki kişinin sorunu değildir maalesef. Yapılan bir iyilikte, ne kadar zorlandığınızın tahsisini sizin yapmanız gerekiyor, kimse sizin için bunu yapmaz.
Örneğin sizden borç isteyen bir arkadaşınıza 10 lira vermiş olun. Aynı kişi benden de borç istesin ben de 20 lira vereyim. Benim toplam param, çok fazlaysa eğer, o yirmi liranın benim açımdan pek bir önemi yoktur, o yüzden öyle bir fedakarlık hissetmem, olur da bir gün borç ödemeyeceği kesinleşirse de, zaten bunu göz önüne alarak vermiş olduğum için, pek bir sorunum olmaz. 10 lira veren kişi de, sallıyorum o gün 2 ekmek alıp gününü geçirmeyi planlıyorken, ekmeksiz yerim biraz aç kalırım ama sorun değil diye vermiş olsun. Şimdi daha az para vermesine rağmen, çok büyük bir fedakarlık yapan bu arkadaşın, yaptığı fedakarlığı bilip, çok büyük minnetler falan duyması falan gerekmez. Yarın bir gün ben senin için bunu yaptım diye gitse, yapmasaydın cevabını alır. O nedenle, fedakarlık yapılıyorsa, kendinizi de çok üzmeden, karşıya da sonradan kafasına kakmayacağınız şekilde, ayarlı yapmanız gerekir. Ayarı kaçıran herkes, kendini iyilik meleği yerine koyup dövünmeye başlar.
Sürekli olarak yapılan iyilik, bir yerden sonra sizin göreviniz gibi görünmeye başlar.
Örneğin sizden borç isteyen bir arkadaşınıza 10 lira vermiş olun. Aynı kişi benden de borç istesin ben de 20 lira vereyim. Benim toplam param, çok fazlaysa eğer, o yirmi liranın benim açımdan pek bir önemi yoktur, o yüzden öyle bir fedakarlık hissetmem, olur da bir gün borç ödemeyeceği kesinleşirse de, zaten bunu göz önüne alarak vermiş olduğum için, pek bir sorunum olmaz. 10 lira veren kişi de, sallıyorum o gün 2 ekmek alıp gününü geçirmeyi planlıyorken, ekmeksiz yerim biraz aç kalırım ama sorun değil diye vermiş olsun. Şimdi daha az para vermesine rağmen, çok büyük bir fedakarlık yapan bu arkadaşın, yaptığı fedakarlığı bilip, çok büyük minnetler falan duyması falan gerekmez. Yarın bir gün ben senin için bunu yaptım diye gitse, yapmasaydın cevabını alır. O nedenle, fedakarlık yapılıyorsa, kendinizi de çok üzmeden, karşıya da sonradan kafasına kakmayacağınız şekilde, ayarlı yapmanız gerekir. Ayarı kaçıran herkes, kendini iyilik meleği yerine koyup dövünmeye başlar.
Sürekli olarak yapılan iyilik, bir yerden sonra sizin göreviniz gibi görünmeye başlar.
Mark twainin iyilik konusundaki açıklamalarına bayılırım. İyiliğin birinci faydası kişinin kendisinedir. Hepsi kendi vicdanlarını rahatlatmak için iyilik yapar. İkinci faydası yaptığınadır der. Ben çok haklı buluyorum bunu
kesinlikle. Özellikle gece kafamı yatağa koyduğumda gibi bir söz söylemiştin sen, ticarette ahlaklı olmak adına, benim de yaptığım iyiliklerin hepsi, kendime olan saygımı kaybetmemek ve gece yatağa kafamı koyduğumda rahat uyumak için. O nedenle kimseden ömer seyfettin'in diyet kitabındaki gibi diyetimi istemiyorum.
Tam olarak öyle. Ama yine de karlı bir iş bu :)
Biraz önce okuduğum ve vay anasına ne kadar da doğru bir tesbit diye düşündüğüm cümle.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?