fenerbahçe

Yazar cizer
1907 yılında kurulan basketbol da başarılı futbolda ise son 7-8 senedir dikiş tuttturamayan spor/futbol kulübüdür.
1
haberci haberci
Bir fenerli olarak üzülerek katılıyorum söylediklerinize ve bunun için bu sezona bir sloganım bile var: Ali koç başkan Galatasaray şampiyon…
benson
Trabzon insanına beslediğim ağır antipati nedeniyle desteklediğim takımımdır, zira trabzon(spor)lular ve fenerliler birbirlerinden pek haz etmezler.
benson
Bu yıl sonunda 1.olduğunu ve arapzonspor denen mavi kırmızılı takımın 1 puan gibi çok küçük bir farkla 2.olduğunu hayal ediyorum. Eğer bu dileğim gerçek olursa çok sevinirim.
atik
mazisinde bir tarih yatar.
2
Yazar cizer Yazar cizer
Ali koç biraz daha başta kalırsa harbiden mazi olacaĝız.
atik atik
Aliyi seçen kongre üyeleri istiklal mahkemesi gibi bi yapıyla cezalandırılmalı
emreanduvart
Her ne olursa olsun, son 20-30 yılın en başarılı, en keyif veren ve en umut vaat eden takımıydı Daum'lu Fenerbahçe. Her yeni dönemde de Alex'li, Tuncay'lı, Appiah'lı takım aranır olmuştu. Daum'la başlayan süreç, Zico ile devam etmiş ve bu 5 sezonda Fenerbahçe 3 şampiyonluk ve bir de Şampiyonlar Ligi çeyrek finali oynama başarısı göstermişti. Bir şampiyonluk son maçta, bir diğer şampiyonluk da sezonun son haftalarında Ankara deplasmanında Kezman'ın kaçırdığı penaltı ve Sami Yen'de kendi kalesine attığı golle yitip gitmişti. Yani bu takımlar ya şampiyon oluyorlar ya da sezonun son saniyesine kadar şampiyon olabilme potansiyeli taşıyorlardı.



Aradaki Aragones dönemini atlarsak, sonrasındaki Aykut Kocaman dönemi, Daum teknik direktörlüğü ile başlıyor, sonrasında Aykut Kocaman teknik direktörlüğü, malum 3 Temmuz süreçleri ve Ersun Yanal - İsmail Kartal dönemleriyle sona eriyordu. Bu dönemde Fenerbahçe 2 şampiyonluk kazanıyor, yine 2 son saniye şampiyonluğu kaybediyor, otobüsü kurşunlanıyor ve Avrupa Ligi'nde yarı final oynama başarısı gösteriyordu. İçeride mahvettiği Benfica'ya, deplasmanda eksiklerin bol olduğu bir maçta mağlup olup kupaya veda ediyordu. Sonrasında başlayacak Yandex'li, sportif direktörlü, başkan değişikliğine gidildiği fetret devri başlayacaktı. Aykut Kocaman'ın Fenerbahçe'si, Alex'li ve Alex'siz olmak üzere ikiye ayrılıyor, taraftar Alex'in heykelini Yoğurtçu Parkı'na dikiyordu.



Geldiğimiz noktada, Fenerbahçe, Alex'li yıllardan bir tat arıyor ve de son dakika kaçan şampiyonlukları bile özler oluyordu. Geçtiğimiz sezon kadroya Manchester United'dan gelen Fred, Fenerbahçe futboluna Appiah etkisi yaratıyor, İsmail Yüksek kaptığı toplarla Mehmet Aurelio esintileri sunuyor, Tadic'in klası bir Alex değilse de göze ve gönle hitap ediyor, ilerleyen yaşına rağmen golleriyle takımı sırtlayan ve liderliğiyle takıma yön veren Dzeko bize Pierre van Hooijdonk'u anımsatıyor. Batsman yedekten girip golleriyle puanları kurtarıp "nöbetçi golcü" açığını kapatıyor. Sebastian içindeki Tuncay Şanlı enerjisiyle takıma dinamizm ve skor katkısı sunuyor. Ferdi sol beke öyle bir alışıyor ki, sanki içinde Roberto Carlos, Andre Santos, Ümit Özat ve Tuncay Şanlı'dan bir karışım barındırıyor. İrfan Can, nevi şahsına münhasır futboluyla takımın 7-8-10 numaralı mevkilerine çare oluyor, Cengiz de tıpkı Anelka gibi bir parlıyor bir sönüyor.



Geldiği dönemde Daum, talihsiz bir şekilde son anda Almanya Milli Takım Teknik Direktörü olamıyor, bu çapta ve daha evvel bu ligde şampiyonluk yaşamış bir teknik direktör olarak Paul Le Guen ile kıyasında yönetim nazarında galip geliyor ve takımın başına geçiyordu. Tam 20 yıl sonra yine çalkantılı bir seçim sürecinde Aziz Yıldırım'ın devreye girmesiyle dünyaca ünlü teknik direktör José Mourinho, sırf seçimi kaybetmemek için de olsa, kendi vizyonu buna el vermiyor olsa da, Ali Koç yönetimi tarafından takımın başına getiriliyor ve rasyonel futbolun hüküm süreceği yeni bir çağ Fenerbahçe için başlıyordu. En azından benim umudum bu yönde; umut fakirin ekmeği ne de olsa.



Bu kadro o kadroya çok benziyor. Geçen yıl İsmail Kartal ile de son saniyeye kadar taşıdığı şampiyonluk umudu ile bunu bize göstermişti. Bir önceki sezon da lige iyi başlayan Fenerbahçe, Dünya Kupası'na kadar güzel oyun izlenmiş; sonrasında gelen inişli çıkışlı performanslar bırakın şampiyonluğu, son maç Beşiktaş kendi sahasında Konyaspor'la berabere kalmasa ikinci bile olamıyordu ki takımın sene başındaki oyunu Fenerbahçe'yi her kesim tarafından şampiyonluğun mutlak favorisi olarak görülmesini sağlıyordu.



Vitor ve Jorge'den sonra bu yönetimin üçüncü Portekizli hocası José oldu, sportif direktör de yine bir başka Portekizli Mario Branco. Bakalım Fenerbahçe'deki Portekiz devrimi nelere gebe. Bakalım Fenerbahçe, Daum'unu, Roland Koch'unu, Alex'ini, Appiah'ını, Tuncay'ını bulabilecek mi? İzleyip görelim bakalım kim geri getirecek kaybolan yıllarımızı..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol