hakan günday ın en güzel kitabıdır. bitince üzülür tekrar okumak istersin.
kinyas ve kayra
Yıllar önce okuduğum ve bu entryle tekrar okuma isteği uyandıran Hakan Günday romanı.
Nedendir bilinmez onca çarpıcı ifadeleri barındırmasına rağmen aklımın köşesinde “…mavi siren…” ifadesi roman adı anılır anılmaz ışığını yaka yaka beliriveriyor. Maviyi çok sevdiğim için mi yoksa içimdeki suçluluk psikolojisi(çeşitli nedenleri var belki sonra detaylandırırız) nedeniyle baskın yediğim düşüncesi mi var bilemedim?
Nedendir bilinmez onca çarpıcı ifadeleri barındırmasına rağmen aklımın köşesinde “…mavi siren…” ifadesi roman adı anılır anılmaz ışığını yaka yaka beliriveriyor. Maviyi çok sevdiğim için mi yoksa içimdeki suçluluk psikolojisi(çeşitli nedenleri var belki sonra detaylandırırız) nedeniyle baskın yediğim düşüncesi mi var bilemedim?
Vakit kaybı bir roman. Kelimenin tam manasıyla.
Yeraltı edebiyatı diye bir tür "uydurulmuştu" yakın zamanda. Halbuki böyle bir tür yoktu. Birbirinin kopyası olan, yitik hayatları "madalyonun öteki yüzü" maskesine saklanarak yüceltmeden ibaret çeri çöpü roman diye yutturdular. Kültürsüzlük kültürüydü pek çok ürünü.
İşte bu roman da o zamanların en afilli kitaplarından biriydi.
Kurgusu ucuz. Vermek istediği mesajın bir dayanağı yok. Cahil cahildir. Şunu öğrenmek zor olmamalı. Cahil aslında filozof falan değildir. Aptallık, boşvermişlik, bilinçsizlik hayata karşı bir duruş değildir. Budalalık övgüsünü edebiyat diye yutturmaya kalkiyorlar, komik.
İç sıkıntısını anlatmanın yüzlerce yolu varken hiv pozitif bir kadınla yatmak gibi delilikler(!) yapıyor karakterimiz. Öyle çılgın öyle protest ki... Bu kadar olur. Yazarı biraz bilimden haberdar olsa vajinal ilişkide hiv pozitif bir kadınla yatan erkeğin hiv kapma olasılığının 3000'de 1 gibi bir ihtimal olduğunu bilir, bunu da protest duruş, ah hayatın anlamsızlığı diye satmazdı.
Velhasıl kelam, bu ve benzeri romanlardan uzak durun. Zihin kelepçesidir bu tarz yazılar. Kötü bir bohemlik taklididir.
Yeraltı edebiyatı diye bir tür "uydurulmuştu" yakın zamanda. Halbuki böyle bir tür yoktu. Birbirinin kopyası olan, yitik hayatları "madalyonun öteki yüzü" maskesine saklanarak yüceltmeden ibaret çeri çöpü roman diye yutturdular. Kültürsüzlük kültürüydü pek çok ürünü.
İşte bu roman da o zamanların en afilli kitaplarından biriydi.
Kurgusu ucuz. Vermek istediği mesajın bir dayanağı yok. Cahil cahildir. Şunu öğrenmek zor olmamalı. Cahil aslında filozof falan değildir. Aptallık, boşvermişlik, bilinçsizlik hayata karşı bir duruş değildir. Budalalık övgüsünü edebiyat diye yutturmaya kalkiyorlar, komik.
İç sıkıntısını anlatmanın yüzlerce yolu varken hiv pozitif bir kadınla yatmak gibi delilikler(!) yapıyor karakterimiz. Öyle çılgın öyle protest ki... Bu kadar olur. Yazarı biraz bilimden haberdar olsa vajinal ilişkide hiv pozitif bir kadınla yatan erkeğin hiv kapma olasılığının 3000'de 1 gibi bir ihtimal olduğunu bilir, bunu da protest duruş, ah hayatın anlamsızlığı diye satmazdı.
Velhasıl kelam, bu ve benzeri romanlardan uzak durun. Zihin kelepçesidir bu tarz yazılar. Kötü bir bohemlik taklididir.
Bu kitap tam anlamıyla ucuz roman filmi gibi bir kitap. Yani hayata tutulan bir ayna gibi düşündüm ben okurken. Böyle yaşayan insanlar var mı? Var. Hayatın bir kesiti gibi. Bu kitabı okurken iğrenmeyip okuyan yoktur diye düşünüyorum. İnsanların karanlık yönünü ortaya koyan bir kitap sadece. En azından benim için öyle. Ben aydınlık tarafımı bu tarz karanlık şeyler de okuyarak, izleyerek besleyebiliyorum.
Zevkinize bir şey söyleyecek değilim, saygı duyuyorum ama yazdıklarınıza katılmıyorum.
Evet örnek veriyorum, hayat kadınları yaşıyor bu hayatta, varlar. Suç işleyenleri, parasına bakanlark vesaire vesaire...
Mesele bu hayat kadınına sahte bir derinlik katıp süslemek. İnsanın karanlık tarafı böyle anlatılmaz. Üstelik yapay, abartı, karikatürize, önceden tahmin edilebilir sunî karakterle bu hiç yapılmaz. İnsanın karanlık tarafı için bir "boyalı kuş" okunur mesela... Karikatürize etmez. Gerçekçi ve çarpıcıdır. Ama pornografi boyutunda ucuz kurgular size bir şey katmaz.
Bu benim fikrim tabii. Edebiyatta mutlak doğru yoktur.
Evet örnek veriyorum, hayat kadınları yaşıyor bu hayatta, varlar. Suç işleyenleri, parasına bakanlark vesaire vesaire...
Mesele bu hayat kadınına sahte bir derinlik katıp süslemek. İnsanın karanlık tarafı böyle anlatılmaz. Üstelik yapay, abartı, karikatürize, önceden tahmin edilebilir sunî karakterle bu hiç yapılmaz. İnsanın karanlık tarafı için bir "boyalı kuş" okunur mesela... Karikatürize etmez. Gerçekçi ve çarpıcıdır. Ama pornografi boyutunda ucuz kurgular size bir şey katmaz.
Bu benim fikrim tabii. Edebiyatta mutlak doğru yoktur.
herkes çok begeniyor.
Çarpıcı bir roman. Her şeyi doruklarda yaşıyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?