Üniversitede bir çocuk vardı kaldığım yurt odasında kalan. Üç defa öss'ye girmiş; • İlkinde amacı tıp okumakmış, olmamış. • ikincide amacı veterinerlik okumakmış, olmamış. • son seferinde bakmış hiç biri olmayacak olsun be bitki doktoru olurum en azından diyerek ziraat mühendisliği yazmış…
polis olmak istiyordum, siber güvenlik uzmanı oldum derken aslında onun da ucundan dönüp muhasebeci oldum, karışık biraz. ama olmak istediğim şeyleri ucundan tattım biraz.
Bir şey olma isteği, genelde gençken alınan bir karardır ve karar diye nitelendirdiğime bakılmaksızın esasında başkalarının bilgi kırıntıları, istek ve arzuları, o anki toplumun itibarlı gördüğü şeyler nazarında ortaya çıkan, kişinin kendisinden bağımsız bir şekilde seçtiği ancak kendi seçmiş illüzyonuna uğradığı bir durumdur. Aynı şekilde "Olmak" nosyonu, durağan ve artık bitik bir kavramdır, insan yaşadığı sürece olmaya devam eder, ölüm gelene kadar da bu süreç asla durmaz. Ne zaman insan kendisini, kendi doğrularını oluşturarak, kendini yaratarak, tanımaya başlar, ancak o noktadan sonra olmak istediği yönü daha iyi görebilir. Kendilerini tek bir şey üzerinden tanımlayan insanlar genelde bu olmak kavramına çok takılı kalan insanlar oluyor. Bu tarz insanlara en iyi örnek olarak hiçbir şekilde işle alakalı olmayan bir olayda dahi telefonunu Prof.Dr Bilmem ne, Ya da Avukat Bilmem ne, diye açanlar.
Aslında planımda iş anlamında ya da gelecek anlamında pek bir şey yoktu. Hayat insanı bir şekilde bir yerlere sürüklüyor. Şu an olmak istediğim yerdeyim ve istediğim şeyleri yapıyorum. Eğer istediğim şeyler olmazsa sabrediyorum o istediğim şeylere yönlenene dek azimle, sabırla çalışıp başarıyorum yine istediğim şeyleri yapıyorum. Hayata böyle bakmak lazım.