“Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olduğun önemli değildir. İzin verirsen seni dizlerinin üstüne çökertir, sonsuza kadar orada kalmana sebep olur. Sen, ben, hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramayız. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil, önemli olan o darbeyi yedikten sonra, ileri doğru gitmeye devam edip edemediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun? İşte kazanmak böyle bir şey! Şimdi, eğer ne hak ettiğini biliyorsan, gidip hak ettiğin şeyi al. Ama o darbeleri almaya hazır olmalısın. Ve birilerini suçlayıp istediğim yere gelemedim, sebebi oydu ya da buydu ya da herhangi biriydi diyemezsin. Bunu korkaklar yapar ve bu sen değilsin. Sen bundan iyisin… Kendine inanmaya başlayana kadar, kendine ait bir hayatın olmayacak.”
Yasayı öğretenler arasında ileri gelenlerden Elazar yaşlı bir adamdı, çok soylu bir görünüşü vardı. Kendisi ağzını çok fazla açıp domuz eti yutmaya zorlanıyordu. Ama O, onursuz yaşamaktansa onuruyla ölmeye karar verdi, kendi isteğiyle kelle uçurulan tahtaya doğru yürüdü. Elazar ağzına konanları dışarı tükürdü. Kişinin kendi yaşamına olan doğal sevecenliğine karşın, yasaya karşı olan şeyleri reddetmek yürekliliğini göstermesi basit bir görevdir. Tanrı'ya karşı saygısızlık anlamına gelen bu şöleni hazırlayanlar, Elazar'la olan eski dostluklarından ötürü onu bir kenara çekip yiyebileceği türden, kendi hazırladığı eti getirmesini ve kralın buyurduğu kurban etini sözde yiyormuş gibi davranmasını ondan istediler. Uzun süredir devam eden dostluklarından ötürü ona bu iyiliği yapıyorlardı. Böyle davranırsa Elazar ölümden kurtulmuş olacaktı. Ama Elazar'ın verdiği soylu karar yaşlılığına, ilerlemiş yaşının onuruna ve ağarmış saçlarının gerçek kibarlığına yaraşıyordu. Ayrıca çocukluktan beri dürüst davranmış ve her şeyden öte Tanrı'nın kutsal yasalarına uymuştu. Elazar inançlarını herkesin önünde açıkladı ve kendisini derhal Hades'e (ölüler diyarına) göndermelerini istedi. Elazar şöyle dedi: "Bu gibi hileli sözler yaşadığımız yıllara uygun değildir, birçok genç Elazar'ın doksan yaşındayken yabancıların yaşam biçimine uyduğunu düşünebilir. Kısa bir yaşam süresi uğruna böyle davranmam bu gençleri yanlış yola sürükleyebilir. Bense bu yaşlı halimde kirli ve onursuz bir kişi haline gelirim.Şimdi insanın beni öldürmesini önlesem bile, canlı ya da ölü, asla Her Şeye Gücü Yeten'e yakalanmaktan paçayı kurtaramam. Bu durumda erkekçe davranıp bu yaşamı burada noktalarsam ilerlemiş yaşıma yaraşır biçimde davranmış olacağım. Saygıdeğer ve kutsal yasalar uğruna içtenlikle ve yücelikle iyi biçimde ölmek konusunda gençlere soylu bir örnek oluşturacağım." Sözlerini bitirdikten sonra üzerinde kelle uçurulan tahtaya doğru yürüdü. Elazar'la beraber olanlar şimdiye kadar ona karşı iyi duygular beslemişlerdi, ama söylediklerini duyduktan sonra ona karşı tutumları değişti. Çünkü onlar için Elazar'ın davranışı tam bir çılgınlıktı. Ölmeden önce Elazar yüksek sesle inleyip şöyle dedi: "Rab kutsal bilgisiyle her şeyi açıkça görüyor. Ben ölümden kurtulabilirdim, ama Rab gönlümü korku ve saygıyla dolduruyor. Bu durumda bu keskinin altında bedenim ne denli şiddetli ıstırap çekerse çeksin, bu acı ruhuma sevinç veriyor." Eleazar işte böyle öldü. Onun ölümü yalnız gençler için değil, ama ulusun çoğunluğu için de bir soyluluk ve erdem örneği oluşturdu. (2. Makabeler 6:18-31)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır. katkıda bulunmak istemez misin?