tutarsız insan

Çelişki kelimesinin ete kemiğe bürünmüş halidir.

önceki söylemleriyle, yeni söyledikleri arasında büyük farkları olan ya da söylemleriyle, eylemleri arasında yine gözle görülür büyüklükte çelişkileri olan insandır. Genelde hayatını bir yere tam oturtamamış kişilerde görülür, her olaya kesin yargı belirterek yaklaşır ama bu belirttiği yargının arkasındaki prensipleri içselleştirmiş değilidir, başka bir olay karşısında bu prensipleri düşünüp, benimsemediği için, başka bir yargıya varır ancak irdelendiğinde, ilk verdiği kararla, ikincisi arasında çelişki vardır ama bunu anlayabilecek yeterli bilgi birikimi olmadığı için bir sorun da olmadığını zanneder. kesinlikle dikkatli gözlerden kaçmaz.

Bir örnek vermek gerekirse, bir söyleminde insanların egoist, hep kendini düşünen bir yapıda olduğunu, kısaca hobbes'un yaklaşımıyla "insan insanın kurdudur" fikrini benimser. Başka ve çok kararlı olarak verdiği bir konuşmasında ise, anarşizm çok doğru bir yaklaşımdır, olması gereken budur gibi bir yargıyı kesin bir şekilde dile getirir. İlk söylemdeki insanın doğası gereği kötülüğü prensibi, insanın sürekli belli mekanizmalarca kontrol altında tutulması gerekliliğine ilişkindir. Oysa bu arkadaş anarşizmin temelinde olan "insanları kötüleştiren yapılardır, onlar kalkarsa insanlar kendileri arasındaki düzeni, zorlama olmadan ve iyilikle kurarlar" olayına terstir. Yani hem insanların doğasının kötü olduğunu söyleyip, hem de bu doğayı kontrol altına alacak bir mekanizmanın yokluğunu dikte eden anarşizmin olması gereken olarak ortaya koymak bir çelişkidir. Dip çelişkiler, bilgileri tam oturmamış kişilerle anlaşılması biraz güçtür ama dediğim gibi dikkatli gözlerden kaçmaz. O yüzden entelektüel alanlarda atıp tutmanın bir sorun olmayacağını düşünmek, esasında etrafınızda ya dikkatli bir göz olmadığını ya da sizinle uğraşmak istenmediği anlamına gelir.

Onlara güvenmek zordur çünkü ne yapacaklarını, ne söyleyeceklerini ya da nasıl hissedeceklerini kestirmek mümkün değildir. Bir gün seni dünyalarının merkezi gibi hissettirirler, ertesi gün bir mesajına bile cevap vermeye tenezzül etmezler. Ama şunu anlayalım ki sorun bizimle ilgili değil, onların bizzat kendi içsel çelişkileriyle ilgili.

Tutarsız insanlar hayatınızda ne kadar yer tutarsa, o kadar huzursuzluk getiriyorlar. Birinin dengesizliği bizim ruh dengemizi bozmamalı. böyle insanları hayatımıza almamalı, huzur veren insanlara yönelmeliyiz. Çünkü tutarlılık bir lüks değil, insan ilişkilerinde bir gereklilik.

Ne yapmak istediğinden emin olmayan insandır. Aslında kişinin kendisi için büyük tehlike arz eder. Yanındakiler bir süreye kadar taşır. Fikir almak veya fikir istemek utanılacak bir durum değil. Önemli olan kararlı adımlar atabilmek, onları hayata geçirebilmek veyahut doğruluğuna inancını yitirdiysen vazgeçebilmektir.

Sevmemekten öte gerçekten hoşlanmıyorum. Tutarsızlık, kararsızlık değildir. Tutarsızlık çelişki barındırır.