übermensch

Birde Dostoyevski'nin suç ve ceza kitabında bahsettiği üst insan modeli vardır. Suç ve ceza kitabını okursanız ana karakterimiz bir insanın çıkarları için herşeyi yapması gerektiğini hak görür ona göre öldürmekte doğanın bir dengesidir. Ve ilk cinayetini işler ve o cinayetten sonra vicdan azabı çekişini okuruz. Oradaki acısı aslında kendi üst insan kavramına uymadığını fark etmesidir. Ona göre üst insanda vicdan yoktur.

Dostoyevski, Nietzsche den fikir olarak etkilenmiş yada ilham almışmıdır bilmem.

Nietzsche üst insan kavramını tamamen felsefi bir metod olan hayali kurgu olarak kullanır. Üst insan diye bir şey yoktur esasında, yolculukta olan insan vardır. O sadece bir hedef olarak orada durur. Ne yaparsak yapalım büyük eksikliklerimizi Tanrı olmadıkça kapatamayacağımız için, bu üst insan olma yolculuğunun da asla bitmeyeceğini bilir. İnsanı tanımlayan tüm söylemlere karşıdır çünkü insan, tanımlandığı anda durağanlaşır. Oysa sürekli gelişen bir şeyi, donduran bir tanımla taçlandırmak ona ihanet etmek demektir. Bir de Nietzsche gibi birini, faşist göstermek için üst insan kavramını alıp, onu da almanlıkla özdeşleştirenler, hitlerin destekçisi olarak göstermeye çalışanlar vardır ki orası çok komik bir alan. rousseau'nun toplum sözleşmesi ya da nietzsche'nin übermensch'i kullanışlı hayali kurgulara örnektir.

Nietzsche'nin felsefi kavramı.var olan kuralları reddedip üst insana doğru ulaşma çabası bana idealist ve mantıksız gelmiştir, Nietzsche bunları düşünürken ciddi miydi bilmiyorum,ha yine de çoğu filozoftan katbekat iyidir.

21. Yüzyıl itibariyle zıttına doğru evrilmekteyiz