bir şeyi olabildiğince kısa anlatamıyorsan, o şeyi bilmiyorsundur diye bir zırva dönüyor etrafta. Ben de biliyorum şu şöyledir, bu da böyledir diyip kesip atmayı, ama bu tarz söylemlerde esas olan, bu söylemlerin arkasını dolduran argümanlardır. Bir de en temel karşı çıkışları da göz önüne alarak cevap yazınca, oluyor sana iki paragraf yazı. Kaldı ki zaten bu tarz sözlüklerde takılma amacım, hali hazırda bildiğim şeyleri unutmamak, pekiştirmek ve geliştirmek olunca uzun uzun yazılar çıkıyor ortaya. Tanımadığın birinin çok uzun bir yazı yazdığını görünce de insanın okuyası gelmemesi normal. Çünkü eline klavye alan yazabiliyor, belki de bir sayfa boyunca saçmaladı ya da sana büyük katkılar sunacak bir çok detay verdi. Bu da senin risk alarak, başta güven duyarak okumana bağlı kalıyor. Baktın bir okudun, iki okudun bir şey yok, sonra okumazsın olur biter. Bak yine uzun uzun yazı oldu.
Özet; aşk bu kızıl ötesi yaralı müzesi hareket edemem.
Uzun yazmışsın, okumadım kanki.
Kesinlikle katılıyorum