bloody mary

kısaca açıklayayım.

beş maymunu kafese koyup tepesine muz sarkıtıyorlar. Maymunlardan birinin muza ulaşmaya çalışması sonucu, araştırmacı beş maymuna da tazyikli soğuk su sıkıyor. Bir süre sonra maymunlar, muzu almaya çalışmaya cesaret edemeyince beş maymundan biri alınıp yerine daha önce su sıkılmamış, orijinal deneyden olmayan bir maymun koyuyorlar. yeni Maymunun muzu almaya çalışınca diğer maymunlar, yeni maymunu dövüyorlar. sonrayeni maymunun dışındaki maymunlardan biri de diğer yeni bir maymunla değiştiriliyor. Muza ulaşmaya çalışan maymun, önceki yeni maymun dahil diğer maymunlar tarafından dövülüyor. Bu şekilde eski maymunlar yenileriyle tek tek değiştiriliyor. Sonuç olarak, daha önce hiç tazyikli su sıkılmamış kafesteki beş maymun, muzu almaya çalışmıyor.

George Robert Stephenson tarafından gerçekleştirilen bu deney, toplumsal normlara uyum sağlamaya yatkınlığı açıkça gösteriyor.

insan yükü tuz yükünden, sır saklamanın yükü de insan yükünden ağırdır.

umarım hiç kimse asla açığa çıkarmaması gereken bir sırrı öğrenmez. ve umarım hiç kimse bu sırrın derinine inecek kadar o sırra yakın olmaz.

ilk nesil yazarlar olarak özel muamele istiyoruz. egomuzu tatmin etmeyi de ihmal etmeyiniz. (swh)

adminler birinin kişilik haklarına müdahale edilmedikçe, suç işlenmedikçe veya olumsuz özendirme olmadığı sürece başlıklara/yorumlara/fikirlere kısacası kullanıcılara karışmazlar.

ve herkesin aynı düşündüğü yerde kimse hiçbir şey düşünmüyordur.

istediğim herhangi bir konuda düşüncemi paylaşıp anında reaksiyon alabildiğim başka mecra yok. twitter b-k çukuru, instagram boş, malum sözlük de bit yuvası. ne yapayım duvarla mı konuşayım ya?

buraya geliyorum, zihnimde ne varsa boşaltıp rahatlıyorum. kafa insanlar da var tek tük. daha ne isterim ki?

üstelik herkes istediği şeyi yazıyor ve kimse de demiyor ki "bunu neden biliyorsun?" veya "ne alaka?"
konuya ilgisi olan entrysini giriyor, ilgisi olmayan kenara çekiliyor.

mesela şu an yaptığım gibi düşüncelerimi patır patır döküyorum, efsane bir şey bence.

özellikle benim gibi bir konuyu silip süpürüp bunu satmaktan çok zevk alıyorsanız, bu gibi platformlar ciddi anlamda kurtarıcı oluyor.

(muhtemel) bazı örnekleri:

size yapılanı: "abartıyorsun, fazla duygusalsın."
sizin yaptığınız: "sana yakışmıyor, çok değişmişsin."
birine yapıldığına şahit olduğunuz: "kadınlar böyle dolaşmamalı."
birine yapıldığını duymuş olabileceğiniz: "erkek adam dediğin..."

verilmesi gereken cevap: senin ağzına s-çarım.

“Hindistan'da filler sirk gösterilerinde eğitilmek için daha bebekken kalın bir zincirle bir kazığa bağlanır ve kaçması engellenir. Bebek fil kaçmayı defalarca dener ama bağlı olduğu zinciri koparmaya gücü yetmez. Yıllar içinde bebek fil büyür ama hala zincire bağlı olarak bekler. Oysa fil kocaman olmuş, güçlenmiştir. Zinciri ve kazığı sökebilecek kuvveti vardır ama bunu yapmayı denemez bile. Çünkü artık bir çıkış yolu kalmadığına inanmıştır. Kırılamayan filin bağlı olduğu zincir değil, hayvancığın çaresizlik inancıdır.”

yetkinliği olmayan bir konu hakkında fikri olmaksızın, sadece ağzından birkaç kelime çıkmasını isteyen ve maalesef konuşan insandır. çevremizde hiçbir şeyi beğenmeyen insanlar oluyor ya, bir de bunların "beyni yok fikri var" varyasyonları vardır.

söylediklerinin bir dayanağı olmasından çok farklı olma çabasına girmek olduğu da gözlemlenmiştir. yemek programlarında birbirlerini gömmek için yaptıkları eleştiriler buna örnek olarak verilebilir.

ben nerede çokluk orada b-kluk kafasında bir insanım. burası fazla insan dolmadan önce (yazar: yazar cizer) bey de en kısa sürede perva sözlük'ü yeni üyeliklere kapatıp sadece halihazırdaki üyelerin kullandığı, içeri kimsenin girmeyeceği şifreli bir platforma çevirirse bir de her hafta sonu bizi mangala götürürse sevinirim.

deodorant sıkmayı, kendinize iyi davranmayı ve bu dünyada kim ne kadar zorlarsa zorlasın, hiçbir zaman zorla güzellik olmadığını unutmayın.

iyi/örnek vatandaş vs. olarak tanımlanan bir insanın belli tecrübeler sonrası veya itici bir duygu yoğunluğu/karmaşası yaşaması sonucunda şeytana dönüşmesi.

(bkz: walter white)

öhöm öhöm, evli biriyle birlikte olma durumu onursuz bir durumdur. alag-vatlığın cinsiyeti yoktur. teşekkürler.

(bkz: #9277) entrymde bahsettiğim üzere modların çok keskin bir durum olmadığı sürece müdahale etmemesini doğru buluyorum. ve yine söylüyorum, bir düşünceyi savunmak kadar savunmamak konusunda da özgürüz.

ama bu durumdaki hislerimi şu an geçerli olmak kaydıyla yani sol flame'e bakınca özetlersem:

imza: bloody mary.

yapmak için bayağı kastım ama sonunda başardım, saçma ve garip bir his. shshahhss

the persistence of memory, salvador dali.

Eriyen saatler, anların geçici doğasını, zamanın geçiciliğini ve zamansal deneyimlerimizin esnekliğini ifade eder. Çeşitli nesnelerin üzerine asılan sarkık saatler, zamanın amansız geçişine teslim olma duygusunu çağrıştırıyor.

"Ana karakter sendromu" tıbbi bir teşhis değil, ancak son birkaç yıldır çevrimiçi ve sosyal medyada hızla merak uyandıran bir terim. Ana karakter sendromu, kendinizi hayatınızın hikayesinin ana karakteri olarak gördüğünüz bir dizi davranışla tanımlanır. Siz başkahramansınız ve diğer herkes genellikle bir yardımcı veya kötü adamdır. Kendinizi genellikle odadaki en önemli kişi olarak görürsünüz ve hikayenizin anlatısına göre hareket edersiniz - onu nasıl tanımlarsanız tanımlayın.

Dr. Albers, (susan albers) "Bu davranış kümesi için belki de 'ana karakter enerjisi' daha uygun bir terimdir ve bu tür bir enerjiyle, sanki sürekli üzerinizde bir kamera varmış gibi dünyaya görünürsünüz" diye açıklıyor.

"Bu bakış açısına sahip olmak - yani hikayenin merkezinde olmak - doğal olarak kendinizi başkalarına sunma şeklinizi ve kamusal alanda nasıl davrandığınızı değiştirir."

Ana karakter enerjisini benimsediğinizde, hikayenizi ve diğer insanların hayatlarındaki yerinizi geliştirmek için kişiliğinizin belirli yönlerini vurgulama veya güçlendirme eğiliminde olursunuz. Örneğin, komik olmaya değer veriyorsanız, sınıf soytarısı rolünü oynamak veya o ekstra kahkahaları çıkarmak ve sevilirliğinizi artırmak için grup ortamlarında mizahınızı artırabilirsiniz.

Dr. Albers, "Kendinize bir hikaye anlatıcısı merceğinden bakıyorsunuz, sanki bir filmde veya TV şovundaymışsınız gibi ve spot ışıkları her zaman üzerinizde oluyor" diyor.

Başka bir bağlamda bakıldığında, biri size gelip yaşadığı sorunları anlattığında, kendi sorunlarınızı romantikleştirebilir veya başkalarının sorunlarını kendinizle ilgili hale getirerek onların duygularını tamamen göz ardı edebilirsiniz.

Madame X veya Madame X Portresi, John Singer Sargent'ın Fransız bankacı Pierre Gautreau'nun karısı olangenç bir sosyetik olan Virginie Amélie Avegno Gautreau'yu resmettiği bir portre resmidir.



Madame X bir sipariş üzerine değil, Sargent'ın isteği üzerine resmedilmiştir. Bu, zıtlık üzerine bir çalışmadır. Sargent, mücevherli askılı siyah saten bir elbise içinde poz veren bir kadını göstermektedir; bu elbise aynı anda hem görünür hem de gizlenir. Portre, öznenin soluk ten renginin koyu renkli bir elbise ve arka planla kontrast oluşturmasıyla karakterize edilir.

Çizildiği dönemin fransa'sında yoğun bir din furyası hakimdi ve bu elbisenin derin yakası o dönem için fazla kışkırtıcı, günahkar, sapkın bulunmuştu ve başlangıçta omuzdan kaymış olduğu gösterilen sağ askısı , sonunda Sargent'ın öfkeli izleyicileri ve Gautreau'nun ailesini yatıştırmak için elbiseyi doğru yerine boyamasına yol açtı.

Madame Gautreau'nun cilveli duruşu, elbisesinin her an üzerinden kayıp düşecekmiş gibi durması Gautreau'nun namına büyük zarar vermişti.

Gelmiş onca tepkiye rağmen ressam, bu eser için ''Benim hayat verdiğim en iyi eser bu portre.'' der.

bir şeyleri kafamızdaki sesleri bastıracak kadar yoğun düşündüğümüzde, zihnimizin taştığını hissettiğimizde veya boğazımızda bir şeyler düğümlendiğinde oluşan durum. boşluğa aptal gibi bakıp kalırız, dudaklarımızı bile aralayamayız ki iki kelam edelim. sadece içi boş gözlerle düşünmeye devam ederiz. duygular ağzımızdan burnumuzdan taşacak kadar ağırlaşıp yormuştur ama sesimiz çıkmaz.

neredeyse hepimiz şu an portakalda vitaminiz. saçma sapan şeyler yüzünden bu polemiklere girmek sadece çocukluk. kimse çocuk çocuk davranmasın bir zahmet, çok zor değil.

üstelik konu açma kısmının da böyle atom altı parçacık kadar önemli olmayan şeylere alet olması hem sözlük yazarlarını hem de moderatörleri rahatsız etmeli.

bugüne kadar büyük bir merak konusu olan, yüzyıl önce olmuş olsa bile gizemini koruyan olayları buluşturduğumuz başlık.

mesela (bkz: dyatlov geçidi) veya (bkz: Tarsus kazısı)