nrgz

isteklerimi hemen sıralıyorum.
1- önizleme özelliği;
yazılarımızı önizlemede görmek iyi olurdu. gerçi ben yazımı yayımladıktan sonra hatalarımı fark etsem de bir alışkanlık olarak önizleme özelliği olmadığı için bir eksiklik hissediyorum.

2-nickaltına yorum yazıldığında bildirim gelmesi.
3-tema konusunda her türlü değişiklikler...

distopya türünde;
1984 (George Orwell)

gotik edebiyatından;
*Drakula (Bram Stoker)
*frankenstein (Mary Shelley)
*beyazlı kadın

polisiye türünde:
*sherlochk holmes serisi
*Roger Ackroyd Cinayeti (Agatha Christie)
*on kişiydiler (Agatha Christie)

h.g.wells'in kitapları; Zaman makinesi, görünmez Adam, efendi uyanıyor....
stefan zweig kitaplarını okumayan kalmadığı için bu yazarın kitaplarına değinmiyor.

en temel klasikleri yazmazsam eleştiri geliyor. oysa herkesin okuduğu bildiği kitaplar diye yazmak istemesem de ne olur ne olmaz diye buraya birkaç tanesini ekliyorum..
anna karanina, suç ve ceza...

yazdıkça yazasım geliyor. ancak listeyi uzatmamak adına hatırladığım birkaç eseri ekledim.

türkçe adıyla görünmeyen misafir; 2016 yapımı gerilim, gizem türünde bir İspanyol filmi.
ispanyol filmlerinin en iyilerinden biri diyebiliriz. ters köşe film arayanlar için tavsiye edilebilir.

Contratiem filminin konusu; ünlü bir iş adamı sevgilisiyle yolculuk yaparken kaza geçirir.
bu iş adamımız kaza olayını örtbas etmeyi başarsa da bir cinayet olayına ismi karışır, kendini aklamak için hiç dava kaybetmemiş bir avukatla çalışmaya başlar. bu avukatla birlikte beklenmedik gelişen olaylar her şeyi çok farklı bir boyuta taşıyacaktır.

film çok sıradan basit bir konuyla başlaması nedeniyle bir noktadan sonra senaryo nasıl ilginç hale gelebilir ki diyerek biraz tereddütle izlemeye başlasam da ilerleyen bölümlerde konu yavaş yavaş farklı bir yöne evrilmesiyle şaşırtıcı bir hale geliyor. sadece bir yerde değil birkaç yerde sizi şaşırtan ters köşe yapan sahneler, olaylarla karşılaşmanız da filmi etkileyici kılan unsurlar arasında.

spoiler içerir:
bugüne kadar izlediğim ispanyol filmlerinde fark ettiğim bir ayrıntı var ki o da takma saç ve sakal konusunda pek başarılı olmadıklarıydı. kullandıkları takma saç, sakallar pek gerçekçi durmuyor.

ayrıca bazı gözden kaçırdığım sahneleri filmi ikinci kez izleyince fark ettim. Filmi ilk izlediğimde suçlunun her şeyi itiraf etmesi normal gelirken ikinci defa izlediğimde çocuğun yaşadığını fark etse de onu ölüme gönderdiğini söylemesi bana biraz saçma geldi, inandırıcı gelmedi. O detayı bizim öğrenmemiz şaşırtıcı olsa da bir suçlunun bunu itiraf etmesi için bir gerekçesi yoktu. vicdan azabından söylese olabilir, o an panikle sevgilisine söylese o da olabilirdi. direkt avukata bunu anlatmasına bir anlam veremedim.

buna benzer birkaç ufak detayı saymazsak oldukça başarılı ve beni etkilemeyi başarmış bir yapım.

'çocuk oyunu' isimli film serisinin kült karakteri.

bu film serisinin devamı günümüzde dizi olarak çekiliyor bildiğim kadarıyla. diziyi izlemediğim için bir şey diyemiyorum.
filmler hakkında bir şey söylemem gerekirse ilk birkaç serisi korku türündeyken devam filmleri absürt komedi türüne evrilmiş. chucky karakteri o kadar tuttu, sevildi ki diğer seriler ne kadar saçma olsa da öneminden pek bir şey kaybetmedi. yalnız bazı devam filmlerinde bayağı şiddet içerikli görüntüler olduğunu hatırlıyorum ve korkmaktan ziyade bu şiddet içerikli sahneler beni rahatsız etmişti.

yarım bıraktığım bir dizi.
aslında ilgimi çeken bir konusu vardı dizinin. merakla izliyordum. ne zaman ki birbirinden habersiz geçmişe giden kişi sayısı artmaya başladı, diziden kopmama neden oldu.
zaten geçmişte iki tarihe gidiliyor. en eski tarihteki zaman diliminde kim kimdir diye düşünmek beni bayağı zorlamışken sürekli birinin zamanda yolculuk yapması da diziyi izlemeyi bırakmamda tuzu biberi oldu.

sözlüğe girince dikkatimi çeken bir şey oldu; Sitenin sekme ikonunda (favicon) 'm' simgesi var.
M harflini görünce Eskiden bu site mega sözlük müydü diye düşünmeme sebep oldu. belki başka bir sözlük de olabilir tabii...bilemiyorum.
Bunu yazmam umarım sorun olmaz. sözlüğü incelerken bazı detaylar aklıma takılıyor işte. yazma gereği duydum.

sildiğimiz entry'leri görebilme şansımız var mı?

bu hesabımdan sıkılırsam ileride kesinlikle başka bir hesap daha açmayı düşünüyorum. o zamana kadar umarım bu izinler geçerli olur.

birkaç gündür canım o kadar sıkılıyor ki... ben bunu ne kadar can sıkıntısı olarak yorumlasam da içimdeki sıkıntıyı tarif edemiyorum. ne bir şey yapasım ne de yazasım var.

sözlükte olmasını istediğim özellikleri hunharca sıraladığım (sıralayacağım) başlık.

'son entryler' başlığı çok kısa, sadece bir sayfada ne varsa onu görebiliyoruz. o günün tüm entry'lerini görebilsek çok güzel olur. bazen akıştaki başlıklar gözümden kaçıyor ya da ilgimi çekmediği için tıklamıyorum. haliyle orada yazılmış güzel entry'ler de gözden kaçabiliyor.

şu an bir kore dizisi olan 'one ordinary day'i izliyorum.
ilk bölümünü biraz izledikten sonra diziyi bırakmayı düşünsem de devam etmeye karar verdim.

Açıkçası katilin kim olduğunu merak ettiğim için izliyorum. bu dizide bir şeyler eksikmiş gibi geliyor bana. tam olarak istenilen duyguyu veremiyorlar gibi...
diğer yandan senaryo çok yavaş ilerliyor, avukatlar doğru dürüst işini yapmıyor, ne zaman acaba araştırmaya başlayacaklar diye düşünüyorsun. neyse ki sonlara doğru araştırmaya başlayınca biraz ilgimi çekmeye başladı.
bir de suçlanan çocuğun ailesi de bir garip. oysa başka dizilerde gördüğüm oyuncular, bu yapımda çok tutuk davranıyorlar. anlamadım gitti.
iyi ki 8 bölümmüş. dizinin izlemediğim son bölümü kaldı sadece.