uhuuuuuuuuuuuu çok çok. aklının alamayacağı kadar çok.
sadecegercekler1992
1. nesil Yazar - 8. Seviye Işık savaşçısı - Yazar -
- toplam entry 350
- takipçi 6
- puan 16062
"kim ahlak ve namus şövalyeliği yapıyorsa bilin ki en namussuzu odur." - içe içe oldu niçe
güzel ve çirkin masalı yalan mıymış yani?
"Bir resim bin kelimeye bedeldir."
korunmadan seks yapanlara bulaşan virüstür. virüsün bulaşmaması için tenlerin birbirine değmemesi gerekiyor. seks yapmadan önce şöyle bir kıyafet giyerseniz bulaşmaz:
kendine yakışanı giymesidir.
hala ne soruyorlar yahu? sor sor bi bitmedi.
dünya üzerindeki birçok meselenin aslında dünyayı yöneten kişiler tarafından organize edildiğine dair komplo teorilerine inanan bir taksicinin, bakanlık görevlisi bir avukatla yollarının kesişmesini anlatan aksiyon-gerilim filmidir.
Karl Marx'a göre devlet, tarihsel olarak ortaya çıkan sınıf mücadelelerinin bir sonucudur ve egemen sınıfın (kapitalistlerin veya burjuvazinin) çıkarlarını koruyan bir baskı aracıdır. Devletin temel amacı, üretim araçlarına sahip olan sınıfın mevcut ekonomik ve sosyal düzeni sürdürmesini sağlamaktır.
Devletin Kuruluş Amacı:
Marx, toplumların tarih boyunca üretim ilişkileri ve sınıf mücadeleleri üzerinden geliştiğini savunur. Devlet, bu bağlamda, egemen sınıfın diğer sınıflar üzerindeki kontrolünü ve sömürüsünü sürdürebilmesi için oluşturulmuş bir yapıdır. Yasalar, kurumlar ve ideolojik mekanizmalar aracılığıyla devlet, mevcut üretim ilişkilerini ve sınıfsal ayrımları korur.
Devlete Ne Zaman İhtiyaç Duyulmaz:
Marx'a göre, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum olan komünizme ulaşıldığında, devletin bir baskı aracı olarak varlığına ihtiyaç kalmaz. Çünkü devlet, esasen sınıf çatışmalarını yönetmek ve egemen sınıfın çıkarlarını korumak için vardır. Sınıfların ortadan kalktığı bir toplumda, devlet de "sönümlenerek" yok olur. Bu süreç, komünist toplumun inşası sırasında gerçekleşir ve devlet yerini özgür bireylerin oluşturduğu bir toplumsal düzene bırakır.
Devlet Yozlaştığında Ne Yapılmalı:
Marx, mevcut devlet yapısının zaten egemen sınıfın kontrolünde olduğu ve bu nedenle işçi sınıfının çıkarlarını temsil etmediği görüşündedir. Devletin yozlaşması veya baskıcı hale gelmesi durumunda, Marx'a göre işçi sınıfı örgütlenmeli ve devrimci bir eylemle mevcut düzeni değiştirmelidir. Bu süreçte, proletarya diktatörlüğü adı verilen geçici bir devlet biçimi önerilir. Bu aşamada, işçi sınıfı devleti ele geçirerek sınıfsız topluma geçişi hızlandırır ve eski egemen sınıfın direnişini kırar.
Ancak, bu teorik yaklaşımlar tarihsel ve felsefi bir çerçevede değerlendirilmelidir. Günümüz toplumlarında toplumsal değişim ve dönüşümler, demokratik ve barışçıl yollarla gerçekleştirilmelidir. Her türlü toplumsal hareketin hukuki ve etik değerlere uygun olması, şiddetten uzak durması önemlidir.
Devletin Kuruluş Amacı:
Marx, toplumların tarih boyunca üretim ilişkileri ve sınıf mücadeleleri üzerinden geliştiğini savunur. Devlet, bu bağlamda, egemen sınıfın diğer sınıflar üzerindeki kontrolünü ve sömürüsünü sürdürebilmesi için oluşturulmuş bir yapıdır. Yasalar, kurumlar ve ideolojik mekanizmalar aracılığıyla devlet, mevcut üretim ilişkilerini ve sınıfsal ayrımları korur.
Devlete Ne Zaman İhtiyaç Duyulmaz:
Marx'a göre, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum olan komünizme ulaşıldığında, devletin bir baskı aracı olarak varlığına ihtiyaç kalmaz. Çünkü devlet, esasen sınıf çatışmalarını yönetmek ve egemen sınıfın çıkarlarını korumak için vardır. Sınıfların ortadan kalktığı bir toplumda, devlet de "sönümlenerek" yok olur. Bu süreç, komünist toplumun inşası sırasında gerçekleşir ve devlet yerini özgür bireylerin oluşturduğu bir toplumsal düzene bırakır.
Devlet Yozlaştığında Ne Yapılmalı:
Marx, mevcut devlet yapısının zaten egemen sınıfın kontrolünde olduğu ve bu nedenle işçi sınıfının çıkarlarını temsil etmediği görüşündedir. Devletin yozlaşması veya baskıcı hale gelmesi durumunda, Marx'a göre işçi sınıfı örgütlenmeli ve devrimci bir eylemle mevcut düzeni değiştirmelidir. Bu süreçte, proletarya diktatörlüğü adı verilen geçici bir devlet biçimi önerilir. Bu aşamada, işçi sınıfı devleti ele geçirerek sınıfsız topluma geçişi hızlandırır ve eski egemen sınıfın direnişini kırar.
Ancak, bu teorik yaklaşımlar tarihsel ve felsefi bir çerçevede değerlendirilmelidir. Günümüz toplumlarında toplumsal değişim ve dönüşümler, demokratik ve barışçıl yollarla gerçekleştirilmelidir. Her türlü toplumsal hareketin hukuki ve etik değerlere uygun olması, şiddetten uzak durması önemlidir.
Karl Marx'a göre devlet, tarihsel olarak ortaya çıkan sınıf mücadelelerinin bir sonucudur ve egemen sınıfın (kapitalistlerin veya burjuvazinin) çıkarlarını koruyan bir baskı aracıdır. Devletin temel amacı, üretim araçlarına sahip olan sınıfın mevcut ekonomik ve sosyal düzeni sürdürmesini sağlamaktır.
Devletin Kuruluş Amacı:
Marx, toplumların tarih boyunca üretim ilişkileri ve sınıf mücadeleleri üzerinden geliştiğini savunur. Devlet, bu bağlamda, egemen sınıfın diğer sınıflar üzerindeki kontrolünü ve sömürüsünü sürdürebilmesi için oluşturulmuş bir yapıdır. Yasalar, kurumlar ve ideolojik mekanizmalar aracılığıyla devlet, mevcut üretim ilişkilerini ve sınıfsal ayrımları korur.
Devlete Ne Zaman İhtiyaç Duyulmaz:
Marx'a göre, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum olan komünizme ulaşıldığında, devletin bir baskı aracı olarak varlığına ihtiyaç kalmaz. Çünkü devlet, esasen sınıf çatışmalarını yönetmek ve egemen sınıfın çıkarlarını korumak için vardır. Sınıfların ortadan kalktığı bir toplumda, devlet de "sönümlenerek" yok olur. Bu süreç, komünist toplumun inşası sırasında gerçekleşir ve devlet yerini özgür bireylerin oluşturduğu bir toplumsal düzene bırakır.
Devlet Yozlaştığında Ne Yapılmalı:
Marx, mevcut devlet yapısının zaten egemen sınıfın kontrolünde olduğu ve bu nedenle işçi sınıfının çıkarlarını temsil etmediği görüşündedir. Devletin yozlaşması veya baskıcı hale gelmesi durumunda, Marx'a göre işçi sınıfı örgütlenmeli ve devrimci bir eylemle mevcut düzeni değiştirmelidir. Bu süreçte, proletarya diktatörlüğü adı verilen geçici bir devlet biçimi önerilir. Bu aşamada, işçi sınıfı devleti ele geçirerek sınıfsız topluma geçişi hızlandırır ve eski egemen sınıfın direnişini kırar.
Ancak, bu teorik yaklaşımlar tarihsel ve felsefi bir çerçevede değerlendirilmelidir. Günümüz toplumlarında toplumsal değişim ve dönüşümler, demokratik ve barışçıl yollarla gerçekleştirilmelidir. Her türlü toplumsal hareketin hukuki ve etik değerlere uygun olması, şiddetten uzak durması önemlidir.
Devletin Kuruluş Amacı:
Marx, toplumların tarih boyunca üretim ilişkileri ve sınıf mücadeleleri üzerinden geliştiğini savunur. Devlet, bu bağlamda, egemen sınıfın diğer sınıflar üzerindeki kontrolünü ve sömürüsünü sürdürebilmesi için oluşturulmuş bir yapıdır. Yasalar, kurumlar ve ideolojik mekanizmalar aracılığıyla devlet, mevcut üretim ilişkilerini ve sınıfsal ayrımları korur.
Devlete Ne Zaman İhtiyaç Duyulmaz:
Marx'a göre, sınıfsız ve sömürüsüz bir toplum olan komünizme ulaşıldığında, devletin bir baskı aracı olarak varlığına ihtiyaç kalmaz. Çünkü devlet, esasen sınıf çatışmalarını yönetmek ve egemen sınıfın çıkarlarını korumak için vardır. Sınıfların ortadan kalktığı bir toplumda, devlet de "sönümlenerek" yok olur. Bu süreç, komünist toplumun inşası sırasında gerçekleşir ve devlet yerini özgür bireylerin oluşturduğu bir toplumsal düzene bırakır.
Devlet Yozlaştığında Ne Yapılmalı:
Marx, mevcut devlet yapısının zaten egemen sınıfın kontrolünde olduğu ve bu nedenle işçi sınıfının çıkarlarını temsil etmediği görüşündedir. Devletin yozlaşması veya baskıcı hale gelmesi durumunda, Marx'a göre işçi sınıfı örgütlenmeli ve devrimci bir eylemle mevcut düzeni değiştirmelidir. Bu süreçte, proletarya diktatörlüğü adı verilen geçici bir devlet biçimi önerilir. Bu aşamada, işçi sınıfı devleti ele geçirerek sınıfsız topluma geçişi hızlandırır ve eski egemen sınıfın direnişini kırar.
Ancak, bu teorik yaklaşımlar tarihsel ve felsefi bir çerçevede değerlendirilmelidir. Günümüz toplumlarında toplumsal değişim ve dönüşümler, demokratik ve barışçıl yollarla gerçekleştirilmelidir. Her türlü toplumsal hareketin hukuki ve etik değerlere uygun olması, şiddetten uzak durması önemlidir.
Ölüler Günü, İspanyollar ve Latin Amerikalıların kutladığı, amacı ölüleri anmak olan bir festivaldir. Geleneksel olarak 1-2 Kasım tarihlerinde kutlanır, bazı yerlerde 31 Ekim ve 6 Kasım'da da kutlanır. Başlangıcının Azteklere dayandığı bilinmektedir
ölüler günü, ispanyollar ve latin amerikalıların kutladığı, amacı ölüleri anmak olan bir festivaldir. geleneksel olarak 1-2 kasım tarihlerinde kutlanır, bazı yerlerde 31 ekim ve 6 kasım'da da kutlanır. başlangıcının azteklere dayandığı bilinmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?