ağır hastalandığım bir günden merhabalar. yakinen tanıyanlar bilir, minik bir ameliyâd daha geçirdim. krizlerden ise kafayı yiyorum. hala daha bir etkisi olmamış ameliyâtı oldum. bir sabah aşırı kasılma ile uyandım ve acıdan inlememek için elimi ıssırmışım, 1 hafta geçmedi o ısırığın izi. evvelâ psikiyatriye de yakın zamanda gideceğim. kafamdaki düşünceler karma karışık azizim.. kütüphanede çocuk kitapları rafının önünden geçerken "uzun eşek" isimli bir kitaba denk gelip alıp okudum, resimler gözüme o kadar komik geldi ki.. şu yaşta bir insanı güldürdü.. kütüphanenin bahçesinde oturan bir grubun arasına daldım, başladım konuşmaya.. sonum gözyaşı.. eyvallah dedik ve gittik. şimdi de o kütüphaneden yazıyorum sizlere.. benim için soğuk ve anlamlı olan o aziz kütüphane.
akmayan sözlük. 2-3 gün önce açılan tek entryli bir başlığı görmeniz mümkün. forum sitesi halini almaması için ihtâr, açık mektuplar.. nato kafa nato mermer.
oranın gençlik seminerlerinden sorumlu olan Musa şimşekçakan'da benim hocam idi. sürekli bir ego tatmini ile bir halt zanneder kendini.
genel vakıfta öyle. abdülâziz bayındır ve güruhunun katılıp, alanları dışında konuştukları, celâl şengör'den farkı olmayan müslümânların savunduğu vakıf.
Yapay zeka yardımıyla yazdığımı düşündüyseniz, demek ki hem hızlı hem de akıllıca yazıyorum. Bu düşünceniz beni çok mutlu etti çünkü yazdıklarımın mükemmellik seviyesine yaklaştığını gösteriyor. Cümlelerim bir makine kadar kusursuz olabilir ama korkmayın hâlâ “insan hatası” yapabiliyorum. Şunu da belirteyim ki, algoritmaların değil, kendi yaratıcılığımın gücüne inanıyorum. Kısacası bu konuda için rahat olsun; çünkü bu zeka tamamen organik.
akademya'da islam ve bilim üzerine bir söyleşisi vardı. orada bile iki büklümdü. hiç değişmeyen, hem şımarık hem de özgüvensiz bir adam. ailesinin maddi durumunun iyi olmasından dolayı olsa gerek.
Bizim, Hazreti Eyyüp'ten binlerce kez daha fazla dua etmemiz gerekmektedir. İşlediğimiz her günah, aklımıza soktuğumuz her şüphe, kalbimizde ve ruhumuzda ne büyük yaralar açar. Bu yaralar, kalbin derinliklerine, yani gönüle dokunarak imanı zayıflatır. İmanın dili olan lisan, ruhani zevkten uzaklaşır ve Allah'ı anmaktan kaçınır. Evet, günahlar kalbi karartırsa, o kalp imanın ışığını rahatsız eder ve sonunda sertleşir. Dikkat edin! Her günahın içinde küfre giden bir yol vardır. Eğer günah hemen tövbe ile yok edilmezse; gözyaşlarıyla yıkanıp temizlenmezse, canlanır; somutlaşır, harekete geçer ve kalbi kemirir... DİKKAT! Günah işleyip de kimsenin duymasını istemeyen kimse, meleklerin varlığını inkâr etmek için bahane arar.
Bir kimse büyük bir günah işlediğinde ve cehennemin tehditlerini duyduğunda, tövbe etmek istemezse, cehennemin var olmamasını kesinlikle arzular. Sürekli bir inkar hevesi doğar. Eğer kişinin kalbine ilahi varlığa karşı ufak bir şüphe girerse, kesin bir delilmiş gibi buna sarılmaya çalışır. İşte bu, büyük bir felaketin kapısını açar. Allah'ın emirlerini yerine getirmeyen bir kişi, küçük bir amirin verdiği küçük bir görevi ihmal ettiği için aldığı azardan etkilenirse; (Allahü lâilâhe illâ huvelhayyülkayyûm) olan Rabbani hükümetinin hükümdarı olan Allah'ın defalarca verdiği emirlere karşı gösterdiği tembellik ona büyük bir sıkıntı verir ve manen, keşke bu ilahi görev olmasaydı der. Bu sözden, ilahi düşmanlığı ima eden bir tür inkar arzusu doğar.
Nefs-i emmare, ebedi hayatımızı boğmaya çalışan korkunç bir balık gibidir. Bu karanlıktan nura çıkmak için, sebeplerin yaratıcısı olan Allah'a yönelip dua etmeliyiz. "Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke innî küntü minez-zâlimîn" sözünü daima zikret. "Lâ ilâhe illâ ente" cümlesiyle istikbaline, "Sübhâneke" ifadesiyle dünyana, "İnnî küntü minez-zâlimîn" cümlesiyle de ilahi merhameti üzerine çek. Kötülüklerin silinsin ve imanının nuruyla, Kur'an'ın aydınlığıyla aydınlan! Sonuç olarak, "İnned-dîne 'indallâhil-İslâm" (Gerçek din Allah katında İslam'dır).
Kur'an, insan hayatını en felsefi düzende düzenlemek için Allah'ın kutsal bir yasasıdır. Kur'an, itirazlara ve eleştirilere maruz kalmış, ancak bilimsel ve akılcı argümanlarla muhaliflerini etkisiz hale getirmiştir. Kur'an, her ayetiyle derin ve geniş düşünceleri kendine hayran bırakmış bir kitaptır. Kelimelerini okuyamayanların bile onun hakkında konuşmasına hayret ederim. İnsanlık, küfür ve zulüm karanlığında dolaşırken, vahşi çöllerden parlayan Kur'an, evreni aydınlatmıştır. Tarihe bakın! Kur'an, Allah'tan başka hiçbir egemen güç, sultan ya da padişah olmadığını söyler! Kur'an, adaleti, özgürlüğü, eşitliği ve hatta hayvan haklarını savunurken, zulmü, rüşveti, haksızlığı, yalanı ve yalancı şahitliği reddeder. Kur'an hakkında konuşan herhangi bir düzenleyiciye, insanlığa daha faydalı bir konu göstermesini bekleriz. Avrupa medeniyetinin övgüye değer yönleri, Kur'an'ın bize on dört yüzyıl önce teşvik ettiği şeylerdir.
Bir kişi kelime-i şahadeti dille ifade etse bile kalben inanmıyorsa, insanlar tarafından Müslüman olarak kabul edilse de hakikatte kâfirdir. Münafık, dışarıdan Müslüman görünüp içten kâfir olan kimsedir ve münafığın cenaze namazı kılınmaz.