bir kadının düşmanı yine kadındır

Bu cümle halk arasında bu denli yaygın kullanıldığına göre bir bildikleri vardır diye düşünüp kamu oyuna sunuyorum.

Aslında bakılacak olursa; doğada her türün düşmanı kendi cinsine gibi. Rekabet ortamı bu yaptırımları güçlendiriyor. Bana kalırsa temelde özgüvensizlik yatıyor. Kimsenin ondan güzel olamayacağını, zeki olamayacağını, o değil de başkasının seçilmiş olmasını hazmedememek gibi temel nedenlerden kaynaklı aynı cinslerin oluşturduğu çekememezlik ortamı.

Bu tarz negatif düşüncelerin insanların zihninde yüksek bir egonun getirdiği baskıyla, kişinin yapamayacağı kötülük yoktur. Kabullenmek ve kendini olduğun gibi kabul etmek, kendi hırslarından uzaklaşmak aslında zihinsel olarak özgürlüğün temelidir.
Bir kadına güzel olmuşsun, çok güzelsin, çok tatlısın, çok akıllısın gibi ifadeler kurmak bir kadın tarafından kurulacak en zor cümlelerdir. Ancak bu tatsız rekabeti zihninden silen, her şeyi olduğu gibi kabul eden, kendi varlığının ve potansiyelinin farkında olan birisi bu tür egolardan sıyrılmış olabilir ve başka güzellikleri görmeye başlayabilir. Dejenere olmuş toplumun en büyük sebebi her iki cinsinde kendini ispatlama çabası yüzündendir. Ancak kendi bünyesinde tam olgunluğa ulaşmış karakterlerin böyle durumlarla işi yoktur. Ne yazık ki insanlığın geldiği nokta tam olarak Burdadır. Başka bir cahiliye dönemine giriş gibidir adeta.

Hayır, kadının düşmanı yine kadın değildir. Bu toplumda kadının düşmanı en yakınındaki erkeklerdir.
Kadın cinayetlerini durduracağız platformu raporuna göre sadece bu yılın ekim ayında 48 kadın öldürüldü. 23 kadının ölümü ise şüpheli ölüm olarak kayda geçti.
Başka bir düşmana ihtiyacımız yok, bu ülkede kadınların en büyük düşmanları belli.

Erkekler kadınlara,kadınlar kadınlara bakarlar.