çocuklarla girilen ilginç diyaloglar

Urfalı bir çocukla aramızda geçen konuşma
-succulent teyze kadınlar çalışır mı?
-e çalışır tabi ben çalışıyorum, bak annen de çalışıyor işte.
-ama annem burda çalışıyor, Urfa da çalışmıyor.

Çocuklarla iletişimim sıfır. Genel olarak sevmezler beni. Saç sakal falan korkunç geliyor olabilir. Yakın bir arkadaşımın kızı dışında ağlayarak kaçarlar benden.

Kızım 2 yaşındayken aramızda geçen bir dialog

-anne
-efendim kızım
-dünya yuvarlaksa biz neden düz yolda yürüyoruz
-404 not found

Tabi sonra eve gidip, bunu anlayabileceği dilde anlattım ama böyle garip soruları vardı.
Dünyanın katmanlarını falan merak ederdi o yaşlarda. Elma üzerinden anlatmıştım onu da

Bu başlık bana bir şeyi hatırlattı. bir yazı okumuştum, çocuklar Tanrı'ya mektup yazıyorlar konsept bu. Çocuklardan birisi Tanrı'ya "Tanrı olduğunu nasıl anladın?" diye soruyordu. Gerçekten de çok saf ve yerinde bir soru. Bir Tanrı, Tanrı olduğunu nasıl anlayabilir? ezelden beri var olan bir Tanrı, kendi gücüne ve yapabildiklerine bakarak, kendinden biraz daha güçlü bir başkası olup olmadığına karşı nasıl emin olabilir? Tanrı belki de (eğer varsa) bizim sandığımız gibi bir bilince sahip değil, özellikle de refleksif bir bilince. Bilmiyorum ben antropomorfik olarak baktığımda, ne kadar güçlü olursam olayım, daha büyük bir şeyin parçası olup olmadığıma asla emin olamazdım.

neyse başlığa uygun bir diyalog yazayım o halde

-napıyosun len orda
+dondurma yiyom görmüyon mu
-tamam ye de niye yarasa gibi sarkıp yiyorsun boğazına kaçacak
+beni böyle konuşturmaya devam edersen öyle olacak evet
-aaaaa tmm.

-bir daha sizinle yola çıkarsam ne olsun?
+öyle deme teyze belki bize işin düşer
-işim de düşmesin size
+işin düşmezse belki dişin düşer meh meh meh

-anne Perva sözlük açıldı mı?
+açıldı yavrum
-mod olmak nasıl bir duygu?
-çok güzel yavrum
+anne ya nerden buluyorsun böyle şeyleri
-onlar beni buluyor yavrum

oyuncakları ile bir başına güzel güzel oynayan yeğenimin yanına oturarak oyununa katılıp katılamayacağımı sordum. hemencecik onayladı:

-şimdi bu arabayla spiderman'e çarpıyorsun, yere düşüyor. tam ölecekken hulk gelip onu kurtarıyor. kaptan america da ikisinin düşmanıymış, birden kavga etmeye başlıyorlar. sonra başka gezegenden çok tehlikeli bir yaratık yeryüzüne inince hepsi güçlerini birleştirerek ona karşı savaşıyorlar. şuradaki Süper marioyla ninja kaplumbağalar meğer yaratığın akrabalarıymış bunu herkesten gizliyorlar. şimşek McQueen'in de benzini bitmiş petrole gitmesi gerekiyor ama Akşam olduğu için yalnız gitmeye korkuyor. anladın mı?

dedi.

devrelerim yanmıştı. Kalbim deli gibi çarpıyor, ayak tırnaklarımı kemirmek istiyordum.

-anne ayağımın tekini yorgandan çıkarırsam kötü rüya görür müyüm?
+yok annecim o toton açık kalırsaydı.

Bu çocuk nerden öğreniyor bunları.

“Bir daha öğretmen bu kadar çok ödev verirse okulu bırakacağım” dedi.

Ödev yeni bitti.

Ben de destekledim. “Bırak kızım, kuaför salonuna veririm seni daha çok para kazanırsın” dedim.

Evet bir kez daha eğitimin geldiği son noktadayız.

Kahrolsun ödevler!…

Yaşına göre değişir. 1-2 yaşındaysa diyaloğa girmem, içimden ne kadar tatlısın, keşke benim çocuğum olsan derim.
3-6 yaş arasıysa büyüyünce ne olmak istediğini sorarım.
6 - 10 yaş arasıysa okulunun Nasıl gittiğini sorarım ve bilgisayar oyunu tavsiyesi veririm. Genelde minecraft tavsiye ediyorum.

Okuldan geldi canı sıkkındı.

Farkettim ve arkasından eve geldim. Baktım ağlıyor.

-noldu güzel kızım neden ağlıyorsun?
+anne bir şey söyleyeceğim ama kızma
-neden kızayım çiçeğim.
+hani sen demiştin ya birinden hoşlanırsan gel bana söyle diye
-evet prensesim
+ben de arkadaşıma söyledim, gitmiş hoşlandığım çocuğa söylemiş.yarın da gidip herkese söyleyecekmiş (çocuklar gerçekten çok kötü)
-ben annesiyle konuşurum güzelim sen dert etme.
+anne ben şimdi nasıl onun yüzüne bakacağım (çocukların duyguları gerçekten çok saf)

Ah çiçeğim benim ya.