tuvaletten çıkmışsındır, o eller ameliyata girecek doktor edasıyla yıkanmıştır, ancak karbon ayak izi hassasiyetiyle tek yaprak kağıt havluyla kurulandığından hala oldukça nemlidir.
tam odana girmek üzereyken asistanın ve yanındaki yabancı firmadan gelen ağır misafirle burun buruna gelirsin. işte o an zurnanın zırt dediği andır. o el sıkılmalıdır ama sıkılmamalıdır da, zira bilemez karşındaki o an evrendeki en temiz eli sıkmakta olduğunu. kaçış olmadığından lanet olsun diyerek tokalaşılır. ama misafirin an itibarı ile algıladığı tek şey, ne idüğü belirsiz ıslak bir eli sıkmakta olduğudur.
o gün bu gündür, karbon ayak izinin canı cehenneme denip, o eller kaç yaprak gerekiyorsa o kadar yaprak kağıt havluyla her hücresine kadar kurulanmaktadır. üç günlük dünyada çekemem bu sıkıntıyı. ben daralacağıma torunlarım daralsın.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?