Gitmediğim, gitmeyeceğim şehir. Merak etmiyorum, bir numarasını olduğunu da düşünmüyorum. O kadar kalabalığın içine girilmez.Suç oranı yüksektir, pahalıdır, trafiği vardır. İşin orada değilse Yaşamak için sebep yoktur.
Ayaklarımın altındaki zemin kaç tondu bilmiyordum ama toprağa gömülürcesine topuklarımla izlerimi bıraktığım her santimetrekare başına gökten kafama isabet eden ağırlık, sanki beni bayıltmak istercesine düşüyor; yüzüme vuran rüzgar yumruklar savuruyordu.
Bataklıktı işte bu şehir. Ne eksik ne orta, ancak fazlası olabilirdi o da kasvetli hava şartlarının hafif bedenimi ağırlaştırıp, ayaklarımı zemine çivi gibi çaktırarak yürümeme sebep olan toprağın altında hissettirmesi; yüzümde hissettiğim rüzgarın görüş alanımı bulanıklaştırarak beni sersemletmesiydi.
Artık ciddi ciddi mülteci kampına dönen il geçen bir mekana girdim bir köşede beyazlara bürünmüş arap kökenli siyahi diğer köşede afrika kökenli siyahi bir tarafta uzak doğulu ne ararsan var... sonradan öğrendim mekan da suriyeli birine aitmiş amk.
lüks ve sembol semtlerinde kendine has büyüsü ve dokusunu bir şekilde koruyan ancak daha aşağı ve yeni yerleşim yerlerinde gün geçtikçe yaşanmaz bir hal alan şehir. trafik, arabalar, binalar, yanlış şehirleşme ve yapılaşma, karmaşık yollar, şehrin pahalılığı, 150 milletten insanlar ve daha neler, neler. düzeleceğine dair inancım yok.
En son ağustosta gelip, Bakırköy, Maslak, Nişantaşı ve Tarabyada bulundum. Bir şey anlayamadım 2 günlük kısa bir süreydi. Ama eskiden çok severdim. İstiklal caddesini, galata kulesini, Kadıköy'ü…
Bir istanbullu olarak (yazar: succulent) kadar istanbulu gezemediğimi fark ettim resmen istanbul turunu 1 güne bindirmiş.
İstanbul'u yabancı bir şehire benzetecek olsam new york'a benzetirdim dışardan bakınca oldukça ihtişamlı şatavatlı bir şehir içine girince koca bir bok çukuru. .
Bok çukuru olması konusunda eminim, New York bilemedim. İlk İstanbul'la tanışma maceram 18 yaşımdır. Ondan sonrada çok sık geldim. Ama en güzeli bundan 18 yıl öncesiydi :)
Hala hiç gitmedim. Yaz stajı olduğu için yurtta kalıyordum ve Afrikalı bir oda arkadaşım olmuştu. İşte bana diyor ki buraya gittin mi şuraya gittin mi? O kadar çok yaralanmıştım ki bir yabancı kadar bile ülkemi gezemedigim için...
Sen yine faydalı bir şey istemişsin dua hakkın güzel bir şeye gitmiş. Dün ben aklımdan buz gibi meyve suyu olsam diye geçirdim biri getirdi önüme koydu. Yine dilek hakkımı boşa harcadım