kendinitavuksanankartal
Sözlüğe farklı bir renk katan oyun uzmanı yazarımız bir gün cs 1.6 da kapışabiliriz. Işık sizinle olsun.
(bkz: kendinitavuksanankartalı banlamak)
(bkz: kendinitavuksanankartal'ı tütsüleyip fırına vermek)
(bkz: kendinitavuksanankartal'ın biraz kıskanç olması)
Bu entry'yi gören herkese rica ediyorum. Benim tek bir başlıgım var ve o da burası > (bkz: kendinitavuksanankartal)
Ayrı başlıklar açmaya zahmet etmeyin. Burada hakkımda ne istiyorsanız yazabilirsiniz derli toplu dursun. Başak burcu oldugum için rahatsız oluyorum swh
(bkz: kendinitavuksanankartal'ı tütsüleyip fırına vermek)
(bkz: kendinitavuksanankartal'ın biraz kıskanç olması)
Bu entry'yi gören herkese rica ediyorum. Benim tek bir başlıgım var ve o da burası > (bkz: kendinitavuksanankartal)
Ayrı başlıklar açmaya zahmet etmeyin. Burada hakkımda ne istiyorsanız yazabilirsiniz derli toplu dursun. Başak burcu oldugum için rahatsız oluyorum swh
Birleştirelim mi? İster misiniz?
İdare'nin kararına saygımız sonsuz moderatör hanım. Siz nasıl dilerseniz.
Bence böyle çok tatlı duruyor ama sen bilirsin birleştir demen yeterli
Son paylaştığı oyunlar ile ortak oyun zevkimiz olduğunu düşündüğüm yazar. The sims sevmesinden anlamam gerekirdi. O paylaştıkça heyecanlanıyorum. Aklım güzel oyunlarıma gidiyor.
(bkz: #43464)
Dün itibariyle Hamsi dışında deniz ürünleri yememeye karar vermiş yazardır.
(bkz: Yazarlar hakkında gereksiz bilgiler)
Dün itibariyle Hamsi dışında deniz ürünleri yememeye karar vermiş yazardır.
(bkz: Yazarlar hakkında gereksiz bilgiler)
hahahaha
"günaydın sözlük" başlığını sevmeme neden olan yazar.
paragraflar dizerek günaydın diyebiliriz fakat onun bıraktığı günaydınlar bir başka güzellikte.
fazla söze gerek yok, tek bir görsel ile bize harika duygular hissettirerek güne başlamamızı sağlıyor. en azından ben o resimlerine bayılıyorum. nereden bulduğunu defalarca sormak istedim ama hiçbir konuşmamız iletişimimiz olmadığı için soramadım.
bu arada, erkek yazar olduğunu şimdi son yazdığı tanımdan öğrenmiş oldum, profil fotoğrafından aldanarak "bu ne biçin kız" diyordum kendime.
paragraflar dizerek günaydın diyebiliriz fakat onun bıraktığı günaydınlar bir başka güzellikte.
fazla söze gerek yok, tek bir görsel ile bize harika duygular hissettirerek güne başlamamızı sağlıyor. en azından ben o resimlerine bayılıyorum. nereden bulduğunu defalarca sormak istedim ama hiçbir konuşmamız iletişimimiz olmadığı için soramadım.
bu arada, erkek yazar olduğunu şimdi son yazdığı tanımdan öğrenmiş oldum, profil fotoğrafından aldanarak "bu ne biçin kız" diyordum kendime.
Keşke o resimleri kendim yapıp atıyorum diyebilseydim :D Ama hepsi internetten. Kuru kuru günaydın mesajı atmak istemedim çünkü
İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, İyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemeli.
Goethe
İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, İyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemeli.
Goethe
güzel tabloları sayenizde görüyoruz, teşekkürler
Güzel bir yazım tarzı mevcut.
Vakit bulduğumda yazılarını derinlemesine okuyacağım.
Kaleminden mürekkep eksik olmasın, kalemindeki mürekkep donarsa kalemin ucuna hoh yapsın yazmaya devam etsin. (bkz: swh)
Vakit bulduğumda yazılarını derinlemesine okuyacağım.
Kaleminden mürekkep eksik olmasın, kalemindeki mürekkep donarsa kalemin ucuna hoh yapsın yazmaya devam etsin. (bkz: swh)
Hoh !
Hoh hoh hoh!
How Long To Beat istatistiklerine göre oyun kütüphanesinin sadece %21'ini oynayabilmiş yazardır.%7'sini ise retired etmiştir.Yani şans vermiş olmasına rağmen devam etmemiştir.
bu backlog konusundaki tecrübelerimi bir ara yazayım ben.
(bkz: Backlog)
Aramızda olmasından yazılarının sol frameye düşmesinden mutlu olduğum bir yazar arkadaş. Kendisi olmadığı günler bir eksiklik hissediliyor. Dik duruşlu bir o kadar da espri yeteneği kuvvetli bir yazar. Kendisini okumaktan oldukça mutluyum. Bu arada bir oyun konusunda da bana elinden geldiğince yardım ettiği için ayrıca teşekkür ederim.
Kalemi kuvvetli yazar. Yolu açık olsun.
bu çocuk da normal değil, demedi demeyin.
küçükken okudugu hikayenin gerçekte de kahramanı olmuş bir yazardır.
Kendini Tavuk Sanan Kartal
Bir zamanlar, büyük bir dağın tepesinde bir kartal yuva yapmış. Bir süre sonra kartalın dört adet yumurtası olmuş. Yumurtalar henüz kuluçka dönemindeyken dağda bir deprem olmuş. Kartalın yuvasındaki dört yumurtadan biri, depremin şiddetiyle yuvadan düşüp dağın tepesinden yuvarlana yuvarlana vadideki bir çiftliğe dek ulaşmış. Bu çiftlik, bir tavuk çiftliğiymiş. Çiftlikteki tavuklar, kendi yumurtalarına pek benzemeyen bu değişik ve biraz da büyük yumurtayı sahiplenmek istemişler. Yaşlı bir tavuk, yumurtayı koruması altına almış ve öteki yumurtalardan çıkacak yavrulardan ayırmaksızın büyütmeye karar vermiş.
Günü dolup zaman geldiğinde yumurtanın içindeki kartal yavrusu kabuğunu kırmış ve dünyaya gelmiş. Bir tavuk çiftliğinde bulunduğunu ve kendisinin de çevresindeki yüzlerce tavuğun arasında olduğunu görünce, kendini de tavuk sanmış ve çiftlikteki tavuklarla birlikte o da bir tavuk gibi büyümeye başlamış. Sadece kartal yavrusu kendisini tavuk gibi görmüyor, çiftlikteki tüm tavuklar da onu bir tavuk olarak görüyor ve ona bir tavukmuş gibi davranıyorlarmış. Kartal yavrusu, zaman zaman kendine; 'Ben çevremdeki tavuklara benzemiyorum, acaba kimim? 'diye sormaktan da geri kalmıyormuş. Ancak bu kuşkusunu bir türlü dile getiremiyormuş. Ne de olsa o da bir tavukmuş ve tavuk olduğunu da bilmeli, kabul etmeliymiş.Bir gün çiftlikte öteki tavuklarla birlikte oyun oynarken, yukarılardan birkaç kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. Kendini tutamamış, yüreğinde bir anda oluşan coşkuyla haykırmış: 'Aman Allah'ım, ne kadar güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmak istiyorum!' Tavuklar, onun bu sözlerine hep birlikte gülmüşler ve hep bir ağızdan,Sen bir tavuksun ve şunu asla aklından çıkarma; tavuklar kartallar gibi uçamazlar.' demişler.
Küçük kartal, o günden sonra hemen her gün gökyüzüne bakıyor ve yukarılarda uçan kartal arıyormuş gözleriyle. Bir kartal gördüğünde ise çiftlikteki öteki tavukları unutuyor, gökteki kartal gözden kayboluncaya dek büyük bir hayranlıkla ve özlemle, onu izliyormuş. Sonra da tüm hayranlığını ve özlemini, kartal gördüğü her zaman olduğu gibi, hep aynı sözlerle dile getiriyormuş:
“Ah, ne olur, ben de onlar gibi uçabilsem… Ben de onlar gibi özgürce kanat açabilsem göklerde…'O böyle konuştukça, bu kez çevresindeki tüm tavuklar da her zaman söyledikleri sözleri bir kez daha, bir kez daha yineliyorlarmiş: 'Vazgeç düşlerinden… Sen tavuksun ve hep tavuk olarak kalacaksın…' Küçük kartal, çevresindeki tavukların her gün birkaç kez yineledikleri bu sözlerinden öylesine etkilenmiş ki sonunda bir kartal gibi göklerde özgürce kanat açma düşünden vazgeçmiş ve yaşamını bir tavuk gibi sürdürmeyi kabul etmiş. Bir tavuk gibi sürdürdüğü yaşamının sonunda da bir tavuk gibi ölmüş.
Kendini Tavuk Sanan Kartal
Bir zamanlar, büyük bir dağın tepesinde bir kartal yuva yapmış. Bir süre sonra kartalın dört adet yumurtası olmuş. Yumurtalar henüz kuluçka dönemindeyken dağda bir deprem olmuş. Kartalın yuvasındaki dört yumurtadan biri, depremin şiddetiyle yuvadan düşüp dağın tepesinden yuvarlana yuvarlana vadideki bir çiftliğe dek ulaşmış. Bu çiftlik, bir tavuk çiftliğiymiş. Çiftlikteki tavuklar, kendi yumurtalarına pek benzemeyen bu değişik ve biraz da büyük yumurtayı sahiplenmek istemişler. Yaşlı bir tavuk, yumurtayı koruması altına almış ve öteki yumurtalardan çıkacak yavrulardan ayırmaksızın büyütmeye karar vermiş.
Günü dolup zaman geldiğinde yumurtanın içindeki kartal yavrusu kabuğunu kırmış ve dünyaya gelmiş. Bir tavuk çiftliğinde bulunduğunu ve kendisinin de çevresindeki yüzlerce tavuğun arasında olduğunu görünce, kendini de tavuk sanmış ve çiftlikteki tavuklarla birlikte o da bir tavuk gibi büyümeye başlamış. Sadece kartal yavrusu kendisini tavuk gibi görmüyor, çiftlikteki tüm tavuklar da onu bir tavuk olarak görüyor ve ona bir tavukmuş gibi davranıyorlarmış. Kartal yavrusu, zaman zaman kendine; 'Ben çevremdeki tavuklara benzemiyorum, acaba kimim? 'diye sormaktan da geri kalmıyormuş. Ancak bu kuşkusunu bir türlü dile getiremiyormuş. Ne de olsa o da bir tavukmuş ve tavuk olduğunu da bilmeli, kabul etmeliymiş.Bir gün çiftlikte öteki tavuklarla birlikte oyun oynarken, yukarılardan birkaç kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. Kendini tutamamış, yüreğinde bir anda oluşan coşkuyla haykırmış: 'Aman Allah'ım, ne kadar güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmak istiyorum!' Tavuklar, onun bu sözlerine hep birlikte gülmüşler ve hep bir ağızdan,Sen bir tavuksun ve şunu asla aklından çıkarma; tavuklar kartallar gibi uçamazlar.' demişler.
Küçük kartal, o günden sonra hemen her gün gökyüzüne bakıyor ve yukarılarda uçan kartal arıyormuş gözleriyle. Bir kartal gördüğünde ise çiftlikteki öteki tavukları unutuyor, gökteki kartal gözden kayboluncaya dek büyük bir hayranlıkla ve özlemle, onu izliyormuş. Sonra da tüm hayranlığını ve özlemini, kartal gördüğü her zaman olduğu gibi, hep aynı sözlerle dile getiriyormuş:
“Ah, ne olur, ben de onlar gibi uçabilsem… Ben de onlar gibi özgürce kanat açabilsem göklerde…'O böyle konuştukça, bu kez çevresindeki tüm tavuklar da her zaman söyledikleri sözleri bir kez daha, bir kez daha yineliyorlarmiş: 'Vazgeç düşlerinden… Sen tavuksun ve hep tavuk olarak kalacaksın…' Küçük kartal, çevresindeki tavukların her gün birkaç kez yineledikleri bu sözlerinden öylesine etkilenmiş ki sonunda bir kartal gibi göklerde özgürce kanat açma düşünden vazgeçmiş ve yaşamını bir tavuk gibi sürdürmeyi kabul etmiş. Bir tavuk gibi sürdürdüğü yaşamının sonunda da bir tavuk gibi ölmüş.
Aramıza yeni katılmış yazar taneleri hoş geldiniz efendim ışık sizinle olsun.
hoşbulduk
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?