köy

Nakit ve zaman sıkıntısı yok ise yaşanacak en güzel yer.

Köy güzellemesi yapıp köyde yaşamaya başlayan kişiler cimere komşunun koyunu meliyor horoz çok erken ötüyor diye şikayette bulunuyorlar. Bunlar gerçek.

Televizyonda izlediklerinize benzemez köyde yaşamak. Hele de bir metropolde doğduysanız. Televizyonda lüks karavanın içinde yaşayıp milleti köy hayatı yaşıyoruz diye kekliyorlar.

Çocukluktan orta okula kadar yaşadığım yer. Şöyle söyleyeyim köyde yaşıyorsanız işiniz hiç bitmez. Bağ bahçe olmasa bile bitmez.

Sabah erkenden keçileri otlatmak için dağa giderdik. Akşama kadar onların arkasında gezinir, günlük kilometrelerce yol katedip akşamına eve yorgun argın döner, erkenden uydurduk. Kış aylarında okula karda yağmurda gitmek eziyet olurdu. Tarla işleri zaten başlı başına bir eziyet. Ekin biç, onları topla, Patos'a ver, hasadı kaldır, şer, yıka kurut, samanı çetene yükle, tepele taşı.

Zor olduğu kadar eğlenceli olabiliyor ama sürekli zor hayatı yaşamak ne yazık ki güzelleme yapıldığı kadar romantik olmuyor. Yaz aylarında birkaç hafta büyükbaba ve büyükanne ziyareti eğlenceli olabilir. Orada yaşayıp hayatını idame ettirmeye çalışanlar için geçerli değil.

en küçük yerleşim yeri.

Türkiye'de pek az örneği kalmış en küçük yerleşim birimi. Öyle ki beyaz yakanın fantezi dünyasını süsleyen yalancı bir imaja dönüşmüş vaziyette.

İşin aslı teknolojik gelişmeler, iktisadî şerait, yanlış kültür ve tarım politikaları sebep çok.

Güya köy. Adamın sofrasında paketli olmayan bir tane ürün yok. Ürettiğinden çok tüketiyor.

Köy kahvaltısı menüleri var mesela. Menüde "sarelle" yazıyor. Sanırım tatil köyü kahvaltısı demek istiyorlar.

Türk köylüsü günden güne erimiştir. Doğu Avrupa'da bazı köyleri ziyaret etme fırsatım olmuştu. Köy ne demek o zaman anlamıştım.

Her insanın içinde mutlaka yatan yerleşim birimi. Hayatın telaşesinden uzaklaşmak için ideal. Arada bir köy, bağ, tarla gibi mekanlara gidip doğayla bütünleşmek insanın zihnini sıfırlıyor. Sessiz, sakin şekilde oturup kendimizi dinlememiz gerek.