köy hayatı

asteria
(yazar: mefauf) ukdesidir.

temiz hava, sabah erkenden horozların sesine uyanmak, doğal ürünlerle uzun bir kahvaltı, sonra bahçeden ağaçlardan meyve toplamak, akşam üzere kuş sesleri eşliğinde çay kahve içmek, gece parlayan yıldızları izlemek...
köy hayatın klasikleşmiş hayalimiz.
peki gerçekler öyle mi?
kış ayazında karanlıkta kalkıp makinelerle sütleri sağmak, hayvanlara yem ve su vermek, ahırları temizlemek, yumurtaları kümesten toplayıp temizlemek, mevsime bağlı olarak aşırı sıcaklarda tarlaya gitmek, kazmak, biçmek, ilaçlamak, bir de galiba saman mevsimleri vardı, hazırlanan balyaları araçlara yüklemek, ürünleri toplamak gibi ağır işler.
gerçeklerle hayaller ne kadar farklı.
succulent
Geceleri sessizlik hakim olur. Şehrin o kirli ses kalabalığı ve göz yoran ışık kalabalığından uzak olması müstesna yanlarından biridir. Sabahları bilimum hayvan sesleri ile güne başlarsın. Hava kirliliği de büyük şehirlere istinaden daha azdır. Yollarında domuzlar, tilkiler, sansarlar, sincaplar çıkabilir karşına ama onlarla da yaşamı paylaşmayı öğretir sana. Komşuluk ilişkileri daha samimidir. Hayatın gerçekliğini daha çok hissettiren yerdir. Zira şehir imkanlarının kolaylığından ziyade burda ısınma, aydınlanma, market gibi hayatı kolaylaştıran şeyleri bulmak zordur. Ama bununla birlikte tüketim çılgınlığının ne demek olduğunu da unutursun. Üstüne giydiğin kıyafetlerin kombin uyumu, koluna taktığın çantanın markası zerre kimsenin umrunda değildir.
vicente
güzeldir. o sessizlik, hayvanlar, temiz hava, köylüler, çevre vs ilk başlarda insan büyük bir rahatlama evresine girer. sonra bedenen zorlamaya başlar bu hayat insanı. bahçesi, tarlası, varsa ahırı. final evresinde birbirinin aynısı günler yüzünden büyük bir sıkılma ve bunalım evresine sürüklenirsiniz. sonra kasaba veya şehre geri dönüş başlar.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol