tartışma kültürü

musluman mahallesinde salyangoz satan adam
Yurdum insanında hiç olmayan kültür. Bizim insanlarımız kendi doğrularına sımsıkı sarılırken farklı fikirlerden arkasına bakmadan kaçar malesef. Tartışma kültürü olmadan bir toplumun ilerlemesi bence imkansız. Fikirlerimizi savunalım, karşı fikirleri dinleyelim sevgili halkım 😏
mefauf
Orta okul yıllarımızda bu kültürü edinebilmemiz için sınıf içinde ve sınıflar arası münazara yarışması yapılırdı. Tabi eskide kaldı artık… şimdilerde maalesef olduğunu sanmıyorum.
haberci
Tartışma, 'tartmak' kelimesinden türetilen bir kelime olup fikirlerin, görüşlerin ve de önerilerin uygun bir zemin üzerinde şeffaf bir şekilde, ne kendini ne de karşısındakini hor görmeden, aşağılamadan ve de tam tersi üstün görmeden sergilenmesi anlamını taşır. Tartışma kültürü de bu tanımın süreklilik kazanmasıdır. Bu kültürü hayatına alan insanlar, kendini, haddini ve sınırını bilen insanlardır. Bu kültürden mahrum kalanlarsa bağırdığı için duymamaya, duymadığı için anlamamaya, anlamadığı için de cahil kalmaya mahkumdur.

Haberci umarki perva sözlük bu kültürün yeşertildiği bir ortam olur…

(bkz: haddini bilmek)
(bkz: kendini bilmek)
kulakarkasi
haksız çıkmak bizim genlerimizde yok. bağırmak,haklı çıkma çabası tartışmak sanılıyor. tezin,antitezin,sentezin ne olduğunu bilmeyen tartışamaz.
alaskan crab
Tartışma kültürü, çok fazla değer yargısının bir arada bulunmasıyla olabilecek bir şey olduğu için, görülmesi çok nadirdir. Üstelik tartışma esnasında, bu yargılara sürekli dikkat etmek gerekir, başta bu kültürle başlayıp sonradan dönen çok fazla tartışma gördüm ki bunları normal vatandaş değil, büyük büyük ünvanları olan insanlar yapıyorlardı.

Her şeyden önce tartışılan ortamda seyirci var mı? Bu çok önemli bir sorudur ve egonun ister istemez devreye girmesiyle sonuçlanır. Özellikle, karşıdaki kişi, her türlü safsataya ve tribünleri coşturacak şeylere değiniyor, sizin içtenlikle verdiğiniz cevapları anlayabilecekken, başka bir şey söylemişçesine olayı çarpıtıyorsa o tartışmadan hayır gelmez. Bu genelde tartışılan konuya hakim olmayan seyirci varken olur, çünkü teke tek bir konuşmada bu yöntem fazla uzun sürmez, iki tarafta içten içe bunu bilir.

Tartışmaya malzeme olan konu, sizi siz yapan temel bir değer üzerine mi? Eğer öyleyse, en ufak bir saldırı, o konuyu aşırı içselleştirmenizden dolayı, kendinize yapıldığını sanarak olayı kişiselleştirebilir ve istenilen tartışma düzleminden bir anda çıkabilirsiniz. Bu tarz konularda tartışırken, gelen her karşıt argümanı, sizin temellerinizi sınayan birer yardım eli olarak görün. Sağlam bir yapıda değilseniz, bunu bilmek istersiniz diye düşünüyorum. Birkaç söylemle yıkılacak bir temeldeyseniz zaten, bu işi kendinize bir saldırı olarak değil de, yıkıp daha iyi bir temel kurmak adına bir fırsat olarak değerlendirin.

İyilik ilkesi. En önemlisi bu, karşıdaki kişi bu ilkeye göre hareket ediyorsa, güzel bir tartışma dönebilir. Bu ilke, karşınızdakinin rasyonel bir insan olduğu, çok saçma ve çılgınca fikirler gibi görünse de, düşüncelerini dinlemeyi ve arka planında mantıklı bir silsise olduğu inancıyla, tartışmayı sulandırmayıp, anlamaya çalışmayı söyler.

Tartışma kültürü, karşınızdaki de buna uyuyorsa anlamlıdır. Deli saçması bir düz dünyacı adamla, internetin ücra bir köşesinde iyilik ilkesi güderek tartışmaya çalışırsanız, deli olur kendinizi yıpratırsınız. Zamanında bu kültürü oturtmak için yaptığım şeyler, ömrümden 20 yıl almıp götürmüştür. Siz siz olun bu hataya düşmeyin çünkü tartışma kültürü büyük bir tevazu ister ancak fazla tevazu cahilden nasihat dinletir.



yalniz bir edim
Bizim ülkemizde

+ telefonunu çıkart

-konuşma yaşli moruq

Şeklinde olan olmayan kültürdür.

Chp liler hala atatürk'ün partisiyiz diyor (atatürk ile uzakta yakından alakası olduğunu düşünmüyorum.

Akp liler islam partisiyiz diyor bunların da islamla alakası olduğunu düşünmüyorum.

Ama iki kesiminde ortak noktası partiyi takım gibi tutmaları lan bu partilerin mevcut başkanları bu kadar ölümüne savunmuyor kendi partisini
edwird 2
Kitap okumayan insanlarda olmayan hadise. Kendini geliştirmemiş insanların aklı kıttır, dolayısıyla kafasında "ye, iç, yat" gibi hayvansal dürtüler dışında bir şey olmadığından onlardan tartışma kültürü de beklenemez. Cahil biri gördüğünüzde tartışmayın, ya he he deyip geçin ya da ilkel bir şekilde mücadele etmeye hazır olun.
marla
Canını yediğim güzel ülkem insanlarının sahip olmadığı, bizlere doğuştan yüklenmemiş olan özelliktir.
Haklı olmayı başarmak için bağırmak, şirretlik yapmak ve daha da ileriye götürüp şiddete başvurmak sanırım orta doğu ülkelerinde normal karşılanıyor. Sakince fikrini söylemek, anlatmak neredeyse karşılaşmadığım durumlar. Karşımdaki insanı dinlemeyi ve anlamayı tercih eden bir yapıdayım. Çoğu zaman da sakin ve soğukkanlı olabilirim. Ancak karşımdaki insan bağırmaya başladığında bende bir kırılma anı yaşanıyor. Bundan sonra kendimi tanıyamıyorum. İçimden bir canavar çıkıyor da olabilir, tam olarak bilmiyorum. Keşke biri o anda beni videoya almış olsaydı daha önce, izlemeyi çok isterdim. Yeni tanıştığım bir arkadaşım "o sesin senden çıktığına inanamadım." demişti, şok olmuş.
Özetle; tartışma kültürüm karşımdaki insana göre şekilleniyor. Tam olarak sahip olmayı çok isterdim.
7
unreactive unreactive
en üzücü olan şey de yabancılardaki "agree to disagree" durumunun bizde olmaması. herkes bildiklerinin tek doğru olduğunu ve kendilerinin de tek haklı olduğunu düşünüyor/sanıyor. oysa şunun şurasında ortalama 70 senelik bir ömrü olan bir canlı kendi hayatının kozmik ölçüde ne kadar ihmal edilebilir bir düzeyde olduğunun farkına varsa (anlamak demedim, çünkü bence farkındalıkla bir kişilik tamamen değişme yoluna bile girebilir) "ben ne bok yemişim" deyip suspus olur hayatının geri kalanında.
marla marla
Son derece yerinde bir yorum bu. Her şey kişinin kendisinin %100 haklı olduğu varsayımı ile başlıyor ve bu konuda ilkel aklıyla asla taviz vermiyor. Karşısındaki insanın da haklı olabileceği noktalar olabileceğini düşünmek dahi istemiyor. Toplumsal zeka ortalamımızın çok düşük olması ile mutlaka ilgisi vardır ancak bakıyorum farklı alanlarda zeki olan insanlar da tartışma kültürünü bilmiyorlar.
unreactive unreactive
kültür dediğimiz şey, kökenine indiğimizde, kuşaktan kuşağa aktarılan değerler bütünüdür. atıyorum senin dedenin dedesinin dedesi bu özelliğe sahip değilse (ki muhtemelen o zamanlar okuma yazma oranının çok düşük olduğunu düşünürsek yok gibiydi). ama avrupalı olana bakıyorsun, amerikan olana bakıyorsun, adamlarda "debate" diye bir olay var. hatta sana şunu söyleyeyim, 1900lerin ortasında yazılmış "debating for men" diye bir kitap bulmuştum ben.
marla marla
Genç cumhuriyet ile başlatılan aydınlanma adımları devam ettirilseydi açığı kapatabilir miydik diye zaman zaman kendime soruyorum. En azından kültürel anlamda bu denli geride kalmamış bir toplum olabilirdik diye düşünüyorum.
unreactive unreactive
ben kendi çapımda bir deney gerçekleştirdim. biriyle konuşurken sadece dinliyorum. asla ama asla lafı kesmiyorum. anlatılacaklar bitti mi? o zaman önce bir güzel süzgeçten geçiriyorum. eğer anlatılanı anlamamışsam biraz daha açık bir şekilde anlatılmasını rica ediyorum. daha sonra (eğer anlamışsam) kendi düşüncemi belirtiyorum. böylece "söylediğim şeyi kaçırıyorsun, beni dinlemiyorsun, lafımı kesmeden beni bir dinle" gibi cümleler geçmiyor iletişimde.
marla marla
Ben de öncelikle karşı tarafı veya tarafları dikkatlice dinliyorum. Tartışmalarda genelde sorunu çözmesi beklenen taraf olduğum için objektif yaklaşmam gerekiyor. Sonrasında fikrimi açıkça söylüyorum. Bireysel olarak ise, çevremdeki insanlar genelde benimle tartışmayı tercih etmiyorlar. Sadece iki tarafın da fikrini belirttiği bir konuşma geçer.
unreactive unreactive
benim maalesef fikrimin sorulduğu ortamlar ve zamanlar olmadı. her zaman yalnızdım ve dertlerin boşaltıldığı insan oldum. kafa dengim insan çok nadir oldu, onlarla da uzun süreli bir dostluk kuramadım. hatırlıyorum da, 4 tane yakın arkadaşım oldu. iki tanesiyle okul değiştirdikleri için ilişkim bitti, diğerleriyle de ben mahalle değiştirdiğim için sohbetim bitti. şu anda da hâlâ yalnızım. zaten bu saatten sonra da olacağını sanmıyorum.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol