confessions

1bucuk mezar acili tako

1. nesil Yazar - 4. Seviye Yoldaş - Yazar -

  1. toplam entry 104
  2. takipçi 9
  3. puan 7577

bythemali

1bucuk mezar acili tako
1,5 porsiyon engin sinema ve filmoloji veritabanına sahip, dikkat çekici yazar kişisi. 👋 selamlar olsun kendisine. Ne denli birçoğumuzun ilk belirttiği bu yönü ve ilgisi olsa da, tanımaya bağlı olarak başkaca kreatif yönlerinin de olduğu hissi uyandırmıştır...
2
bythemali bythemali
çok teşekkür ederim bu güzel tanımınız için.
1bucuk mezar acili tako 1bucuk mezar acili tako
Rica ederim efendim. 😌

telafisi olmayan şeyler

1bucuk mezar acili tako
Sarsılmış veya sarsılması için her tür dengesiz davranışta bulunulmaya çalışılmış bir güven duygusu. Zaman, ölüm gibi başlıca telafisi olmayan kavramlar var elbette. Ancak, aklıma mutlaka ki gelir. Diğer hissiyatların önemli bölümünde, zaman ve gerçekten gösterilen yürekten çaba, merhem olabilir bazı şeyleri telafi sürecinde. Ama, güven tam olarak bu noktada sıyrılmakta diğer arkadaşlarından. 😊

eyeliner

1bucuk mezar acili tako
Şahidim; öyle yakıştığı kadınlar var ki, bakışlarında eyelinerı bile apayrı gülümsüyor sanki... çok da çeşitli uzunluk, kısalık, yuvarlaklık veya keskinlik efektleriyle çekebilen yetenekli insanlar var.

uyku düzeni

1bucuk mezar acili tako
Uzun zamandır malesef ben de geceyi gündüze çevirenlerdenim. Fiziksel olarak uykuya dalamama gibi bir sorunum bulunmamasına rağmen. Tabi ki önceki oturmuş düzenin bozulmasında ve de bu kadar haddinden fazla uzun sürmesinde, birtakım zorlu süreçlerin ve psikolojik sıkıntıların payı bir numara. Nasıl gündüz için vücudumuzun akaryakıtı gıda ise, gece de karanlık ortamda çekilmesi gereken yeterli bir uykudur. Üzücü ama gerçektir ki; sarsılmış bir uyku düzeni, uzun vadeye bile gerek duymadan bazı sağlık problemlerini beraberinde getirecektir...

paxera

1bucuk mezar acili tako
Etken maddesi Paroksetin olan, oldukça güçlü ve seçici serotonin geri alım inhibitörü (ssri) gruplu bir antidepresan ilaçtır. Majör depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk, panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu, yaygın anksiyete bozukluğu ve vazomotor semptomlar (örneğin sıcak basması ve gece terlemeleri, menopoz ile ilişkili) durumlarının tedavisinde kullanılmaktadır.

paxera

geceye bir şiir bırak

1bucuk mezar acili tako
Yaşayabilme ihtimali

soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında (Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman)
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra...
Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı.
Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda, solculuk oynamaya başladık...
Ben doktor oluyordum, sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara...
ve Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
Ağbilerimizden öğrendik, Ş harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi...
Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri...
Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim...
(Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak...)
Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu...
Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri...
Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim...
Ve hiçbir mahkeme tutanağında geçmedi adım...
Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece...
Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde ama sen yoktun...
Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde...
Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu...
Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum...
Ben senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.
Yaz sıcağı toprağa çekiyordu tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini... Sonra otobüs oluyordum,
kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü...
Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum Muş ovasının yalancı maviliğini...
Otobüs oluyordum bir süre...
Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum,
yanağım otobüs camının garantisinde...
Otobüs oluyordum... Bir ülkeden bir iç ülkeye...
Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum...
Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin... Korkuyordum... Sonra iniyordum otobüsten...
Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun, ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk, ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum...
Çünkü sonunda annem oluyordum babam kokuyordum sonunda...
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim,
çocuk olmaktan...
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle birgün Van'daki bir kahvaltı salonunda...
Ben seninle (sadece bilmek zorunda kalanların bildiği) bir yol üstü lokantasında...
Ben seninle, Ağrı Dağı'na mistik ve demli bir çay kıvamında bakan Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında...
Ben seninle herhangi bir insan elinin terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim...
Ben senin,
beni sevebilme ihtimalini sevdim!

-Yılmaz erdoğan
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol