özellikle son dönemde uyum sağlayamayanlar takdirime ziyadesiyle mazhar oluyor. zira uyum sağlamaya çalışılan toplumun demografik yapısı ve normları çok değişti.
sizin normlarınız, toplum normlarıyla çelişiyor ve fakat bu durum sizin aleyhinize hukuki sonuçlar doğurmuyorsa, konuyu beyoğlu'nun güzide semti Kasımpaşa'yla ilişkilendirip bildiğinizi okuyabilirsiniz, kim ne derse desin.
-80'lerde kullanılan ve bond çanta gibi elde taşınan, numaraları 522 ile başlayan araç telefonları,
-yine 80'ler ve 90'lar boyunca kullanılan çağrı cihazları.
-yine 80'ler ve 90'lar boyunca kullanılan çağrı cihazları.
tüketim alışkanlıklarımızı kapitalist düzenin godamanlarının paşa gönüllerine uyduruyoruz maalesef.
belli bir yaşa kadar gideri olan tespittir. sonrası bildiğin zulümdür. ama emekli de olsan öylece çekip gidemezsin. ya çocuk şehirde bir fakülte kazanmıştır, ya evlendirmişsindir torunu bırakamazsın. ya bir üst jenerasyonun sağlık problemleri başlamıştır, her birine ayrı koşturman gerekir. ya da hepsi birdendir fatal error verirsin.
bundan dolayıdır ki “emeklilikte sayfiye bir yere taşınmak” ve benzeri başlıklara acı bir gülümsemeyle bakılır geçilir.
bundan dolayıdır ki “emeklilikte sayfiye bir yere taşınmak” ve benzeri başlıklara acı bir gülümsemeyle bakılır geçilir.
“gel, ne olursan ol yine gel lafını bizim dergah için demiştim, mabatlarından anlayıp koskoca memlekete uyarlayacaklarını bilemezdim” diyerek yukarıdan hayretler içinde gelişmeleri izleyen mevlana'nın topraklarına hoşgeldiniz!
en nihayetinde, omuzunuzdan sertçe dürtüp “bir kere de şu kahvaltıyı sen hazırlasan ölürsün değil mi!” diyerek uyandıran sevgiliye dönüşecektir. merak etmeyin ilişkinizde problem yok! normal süreçler bunlar.
filmden bağımsız yorum yapacağım için baştan özürlerimi sunayım, zira filme dair hiç bir fikrim yok. ama hayatımın en güzel yılları 1982-1986 yılları arasıdır. hani başlıklar var, hangi yıla gitmek istersiniz falan diye, tartışmasız 1984. yapabiliyorsanız alın koyun beni oraya, minnettar kalırım.
hemen 18'ime girer girmez miydi yoksa bir kaç ay sonra mıydı tam emin değilim, ama alıp başımı karaköy'e, alageyik sokağı'na gitmiştim. Nasıl bir cesaretti bilemedim. Mahallenin halden anlayan büyük abisi ile gidilir öyle yerlere. Sen kimsin ki tek başına elini kolunu sallayarak gidiyorsun alageyiğe? ama testosteron bu! şakaya gelmez :) daldım saint benoit'in solundan yokuşa, çıktım 150-200 metre, soldan girdim cümle kapısından, sağlı sollu süzerek geçtim evleri, kendinden geçmiş boyalı emekçi ablalar gelen geçeni süzüyor biri beğense de yolumu bulsam diye. neyse ben sağda en sondaki evlerden birine girdim, ablaya baktım fiyatı sordum, harçlık yetişiyor, çık yukarı dediler, çıktım yukarı. sonra abla geldi, teklifsizce çırılçıplak soyundu yattı yatağa. bana hadi gel koçum diyor!!! allah allah, tavan yapmış testosterona mı uyayım, kafama kafama vuran yetiştirilme tarzından kaynaklı ahlaki değerlerle mi mücadele edeyim dehşet bir çatışma yaşadım. baktım olmayacak, gerisin geri döndüm, merdivenlerden inip olay mahallini terk ettim. abla da bayram etmiştir, mesai harcamadan cukkaladım diye (peşin veriliyordu). sonrasında duydum ki 2000'lerin başında kapatılmış oralar.
neyse anonimliğin verdiği rahatlıkla bunca sene sonra bunu da yazmış oldum. şimdiye kadar hiç kimseyle paylaşmadığım bir anımdır. kıymetinizi bilin :)
okuyan hanımefendilerden özür diliyorum. gençliktir, olur öyle şeyler. kaldı ki skor yok :))
neyse anonimliğin verdiği rahatlıkla bunca sene sonra bunu da yazmış oldum. şimdiye kadar hiç kimseyle paylaşmadığım bir anımdır. kıymetinizi bilin :)
okuyan hanımefendilerden özür diliyorum. gençliktir, olur öyle şeyler. kaldı ki skor yok :))
Her ne kadar seküler bir yaşam tarzına sahip olsam da, düşün bazında dini ve ahlaki değerlere Önem veren bir babayım. kendi kararlarını verebileceği yaşı çoktan geçmiş olan kızım Bir gün karşıma gelip, “ Baba ben kapanmak istiyorum” Derse, “ Kızım kendi bileceğin iştir, kendini nasıl rahat hissedeceksen öyle davran, yeter ki bu bir erkek arkadaş baskısıyla olmasın” derim. Ama her ne Yaparsa yapsın, evlatlıktan reddetme gibi bir seçenek söz konusu bile değildir. O benim gözümün nurudur. buradan hareketle, kapanmayı istemeyen kız evladını da, evlatlıktan Reddetmek saçmalığın daniskasıdır.
baba, bir kız evladın ömrü boyunca güven duyacağı tek kaledir. bunu bilmek ve buna göre davranmak, bir baba için onurların en büyüğüdür.
baba, bir kız evladın ömrü boyunca güven duyacağı tek kaledir. bunu bilmek ve buna göre davranmak, bir baba için onurların en büyüğüdür.
anacığımla sürekli didiştiğimiz konu. o diyor “biz yaşlıyız siz gençsiniz”, ben diyorum sen şaka mı yapıyorsun “biz yaşlıyız, siz ihtiyar”… ortak paydada buluşamadık bir türlü. allah uzun ve sağlıklı ömür versin cümlesine.
dayı olduğuna göre mantık belli. işsiz güçsüz, sırtını enişteye dayamış geçinip gidiyordur.
o öylece bırakılabiliyor muydu? bize öyle bir bilgi gelmedi?!
el emeği göz nuru bir kazak, atkı, şapka her ne ise… yeter ki o örsün. dünya para verip alacağı hiç bir şeye değişmem. daha 3-5 sene öncesine kadar nişanlıyken ördüğü kazağı giymesem de saklıyordum. sonra ne oldu da yok oldu hatırlamıyorum, vermiştir birisine. hanımlar en iyisini bilir.
mahlasın maşallahı var. sağlam bir alt metinle geldi. “yazdıklarınıza dikkat edin, bir yerler soğuktur” mesajı algıladı benim bünye. belki de hayal gücüm çok geniş, bilemedim.
sevişildiği için. daha hafif sonuçları olmalı bu işin.
eyyamı bahur sıcaklarına tercih edilesidir.
çok uzun zaman önce iş işin bir kaç kez giderek kontenjanımı doldurduğum, mecbur kalmadıkça da bundan sonra uğramayacağım şehir. seveni vardır, ama mümkünse ben almayayım. alışmışız denizin o iyotlu kokusuna, olmadan olmuyor.
daha büyük askeri birim olan takımın alt kümesidir. verilen görevi yerine getirmek üzere bir araya gelen 8-10 askerden oluşur. bahse konu askeri birimlerin küçükten büyüğe doğru sıralanışı, manga-takım-bölük-tabur-alay-tümen-kolordu-ordu şeklindedir ve m-t-b-t-a-t-k-o diye ezberlenir. hadi hayırlı teskereler.
temel iki kriterimdir. nedir onlar?
- konusu ne olursa olsun nuri bilge ceylan ürünüyse seyret.
- konusu ne olursa olsun haluk bilginer oynadıysa seyret.
ahlat ağacı da ilk gruba girdiğinden gereği yapıldı ve büyük keyif alındı.
- konusu ne olursa olsun nuri bilge ceylan ürünüyse seyret.
- konusu ne olursa olsun haluk bilginer oynadıysa seyret.
ahlat ağacı da ilk gruba girdiğinden gereği yapıldı ve büyük keyif alındı.
zamanında çok okudum. yıllardır elime almıyordum. geçenlerde yaptığım bir uçak yolculuğunda yanımda kitap yoktu, uçuştan önce buluttan dolores claiborne'u indirip sağlam nostalji yaptım.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?