Bir de bunu cevizle yiyen tayfa var. Arkadaş, bas yoğurdu ye işte, maceraya gerek yok!
mtv çarşamba son.
evet sağlam proteindir ama yüksek kalori ve kolesterol içerdiğinden kardiyovasküler hastalıklara davetiye niteliğindedir. yüksek tuz oranı ve tansiyon ilişkisine girmiyorum bile. sınırlı tüketmekte fayda var. ama böyle dediğime bakmayın, pek lezzetli namussuz. hele bir de o ilk önünüze geldiğinde hala cızırdayan yağına ekmek banarak yemek yok mu… işte o bambaşka bir şey, anlatılmaz yaşanır.
westworld
Hiç kitap okumadıysanız iyi yapmışsınız. Bundan sonra da başlamayın. Zira başlarsanız bırakamazsınız. Bir süre sonra kendi görüşünüz doğrultusunda seçtiğiniz kitaplar sizi kesmez olur, mazallah farklı görüşteki kitapları falan da okumaya kalkarsınız. Ondan sonra olanlar olur, artık daha çok şey biliyorsunuzdur, Ve şu ana kadar bildiklerinizin aslında bir hiç olduğunu ve daha çok şey bilmeniz gerektiğini anlarsınız. gereksiz bir farkındalık sarmalında bulursunuz kendinizi. her şeyi sorgulamaya başlarsınız. al sana problem. Dediğim gibi siz siz olun hiç bulaşmayın.
(ters psikoloji yöntemiyle ayartmaya çalıştığımı zannetmiş olabilirsiniz. kim bilir! belki öyledir belki değildir)
(ters psikoloji yöntemiyle ayartmaya çalıştığımı zannetmiş olabilirsiniz. kim bilir! belki öyledir belki değildir)
normal şartlarda default moddur. nedir o normal şart? genç yaşta evlenirsin, evlenene kadar baba evindesindir, evlendikten sonra kendi evine geçersin, aile olmadan kısa bir dönem eşinle takılır ve çocuk yaparsın yine aile olursun. aileyi aile yapan çocuk olduğundan ailesiz yaşama sürecin bir kaç seneyle sınırlıdır.
bekarsındır, yaşın geçmiştir ama hala ailenle yaşıyorsundur. bu da belli şartlar altında kabul edilebilir. senin veya anne babadan biri veya her ikisinin bakıma ihtiyaç duyması bu makul ve mantıklı şartların en önemlisidir.
ama bekarsın, yaşın geçmiş, maddi problemin yok, kimsede sağlık problemi yok ve hala ailenle yaşıyorsan kendini sorgulama vaktin gelmiş demektir. git ve birey ol.
baba evine gelin getirme veya iç güveyi konularına hiç girmiyorum çünkü anlamlandıramadığım bir konu. neden ve nasıl olduğuna, nasıl yürütülebildiğine dair en ufak bir fikrim yok. şaşkınlıkla izliyoruz efendim.
bekarsındır, yaşın geçmiştir ama hala ailenle yaşıyorsundur. bu da belli şartlar altında kabul edilebilir. senin veya anne babadan biri veya her ikisinin bakıma ihtiyaç duyması bu makul ve mantıklı şartların en önemlisidir.
ama bekarsın, yaşın geçmiş, maddi problemin yok, kimsede sağlık problemi yok ve hala ailenle yaşıyorsan kendini sorgulama vaktin gelmiş demektir. git ve birey ol.
baba evine gelin getirme veya iç güveyi konularına hiç girmiyorum çünkü anlamlandıramadığım bir konu. neden ve nasıl olduğuna, nasıl yürütülebildiğine dair en ufak bir fikrim yok. şaşkınlıkla izliyoruz efendim.
bilimsel temelden oldukça uzak bir teori. ben buna teori bile diyemiyorum. andersen'den masallar desem andersen'e haksızlık etmiş olurum. hayır işin garibi buna inanan bir kitle, hem de baya sağlam bir kitle var ve bu beni şaşkınlıktan da öte dehşete düşürüyor.
insan sosyal bir varlıktır ve yalnızlığın ömrü kısalttığı söylenir. ama ben çok severim. hani elimden gelse münzevi bir yaşam sürmeyi çok isterim ama şartlar müsait değil, en azından şimdilik.
evlenirken öğrendiğim bir renk çeşidi. kadınlar sağolsun, pek çok konuda olduğu gibi renkler konusunda da master degree'ler.
artık bu saatten sonra dinlenmek… sadece dinlenmek.
kargaşadan, koşturmacadan ve kalabalıktan uzak, huzurlu sakin ve mümkünse tanınmadığım bir yerde dinlenmek.
kargaşadan, koşturmacadan ve kalabalıktan uzak, huzurlu sakin ve mümkünse tanınmadığım bir yerde dinlenmek.
aslında sevgiden çok alışkanlıklar belirliyor mevzuyu. pek çoğunu deneyip sonunda google'a bağladım. ama edwird 2 'nin de dediği gibi yapay zeka aldı başını gidiyor. son dönem chatgpt istatistiklerim google'ı yakalamış olabilir.
türk sanat musikisi. öyle güzel eserler var ki anlatamam. özellikle kürdilihicazkar makamı beni benden alır, başka bir yere götürür. geri getirmesi de zaman alır.
aşağıdakiler kürdilihicazkar incilerinden sadece bir kaçıdır:
- bir gizli günahın izi gül benzini sarmış,
(çok hüzünlü bir hikayesi vardır. uzun uzun yazmayayım. google'a afife jale, selahattin pınar yazın ve okuyun. sonra da bu eseri dinleyin.
- bunca cevrinle gönül ülkesi virane olur,
- Ömrümce o saf aşkını kalbimde yaşatsam,
- nur salkımısın, gül ki bahar bahtıma yansın,
- canandan uzak kaldı gönül,
ve daha niceleri…
dinleyiniz, dinlettiriniz.
aşağıdakiler kürdilihicazkar incilerinden sadece bir kaçıdır:
- bir gizli günahın izi gül benzini sarmış,
(çok hüzünlü bir hikayesi vardır. uzun uzun yazmayayım. google'a afife jale, selahattin pınar yazın ve okuyun. sonra da bu eseri dinleyin.
- bunca cevrinle gönül ülkesi virane olur,
- Ömrümce o saf aşkını kalbimde yaşatsam,
- nur salkımısın, gül ki bahar bahtıma yansın,
- canandan uzak kaldı gönül,
ve daha niceleri…
dinleyiniz, dinlettiriniz.
günleri bilmem ama 80'li yılları, özellikle ilk yarısını dehşet özlüyorum.
ABD cumhuriyetçilerinin lideri, siyasetçi ve işadamı. Geçen dönem ABD başkanlığı yaptı. Bu dönem yine cumhuriyetçilerin adayı. Joe Biden'ın geçen hafta adaylıktan çekildiğini açıklaması sonrasında demokratların yeni adayı başkan yardımcısı Kamala Harris olacak gibi görünüyor, zira biden onu işaret ediyor. eski başkan obama da destekleyeceğini açıkladı.
Son istatistikleri takip etmedim, dolayısıyla şu anda ibre kimden yana bir fikrim yok.
bakalım kim kazanacak, sıkı göçmen politikaları ile bilinen, kürtaja karşı, bireysel silahlanmayı destekleyen milliyetçi muhafazakar cumhuriyetçiler mi? yoksa sosyal liberalizmin kalesi olan demokratlar mı? Bekleyelim ve görelim.
Çay demleme, öncesi ve sonrasıyla komple ele alınması gereken bir eylemler bütünüdür, kişiye göre değişkenlik gösterebilir. Çay günlük hayatınızda önemli bir yer işgal ediyorsa ki böyle işgale can kurban, beklentileriniz doğrultusunda kendi ritüelinizi oluşturunuz. Benim ritüelim aşağıdaki gibidir (istediğiniz gibi eğip bükün kendinize uydurun. Ama son tahlilde lütfen ama lütfen ince belli cam bardakta için):
Çay seçimi:
İşte bu kısım önemli, öncelikle kendi damak zevkinize uygun bir çayda karar kılmanız lazım. Buldunuz mu? Tamamdır, buldum! Artık hayatta değiştirmem demeyin, büyük konuşmayın. Zira zamanla zevkiniz veya karar kıldığınız markanın kalitesi değişebilir (her ikisini de deneyimledim).
Markalar arası geçişlerimin son durağı Tirebolu 42 idi, iyiydi güzeldi, gayet ortalama üstüydü, ama işte o da bir yere kadar. Sonrasında karmaya geçtim. Bergamot aromalı siyah çay, Filiz çay ve kaliteli bir kaçak çayı uygun oranlarda ki bu sırayla %30 %30 %40, miktarlı olarak karıp hava almayacak şekilde yaklaşık yarımşar kiloluk torbalara istifliyor ve bir kaç ay kullanıyorum.
Demleme:
cayi Öncelikle çelik delikli bir süzgeçte hızlica soğuk suyla yıkıyorum. Bu yıkama suyun altına öylece tutup bekleme şeklinde olmuyor tabii. Suyun altında çok hızlı dairesel hareketlerle santrifüj etkisi oluşturup en kısa sürede toz ve cayin rengini bozacak partiküllerden arınmasını sağlıyorum. Su kesinlikle soğuk olacak ve işlem su temasından itibaren bir kaç saniyeyi geçmeyecek. Sonra demliğe koyup bu arada kaynatmış olduğum suyu kenardan usulet ve suhuletle ekliyorum (suyu birden boca edip çayın kimyasını bozmayın, etkileşim yavaş olmalı).
Sonrasında çaydanlıkta azalan suya yeteri kadar ekleme yapıp altını kısarak (termostat mevcudiyeti münasebeti ile kısma işlemini elektrikli çay makinelerinde dikkate almayınız) 20 dakika demlenmeye bırakıyorum.
Tüketme:
Bundan sonrası kolay, geriye keyfini çıkarmak kalıyor. Ben nasıl mı çıkarıyorum? İnce belli cam bardakta, demli, şekersiz ve soğutmadan. Ben çok içiyorum ama siz benim gibi ipin ucunu fazla kaçırmayın, zira fazlasının kansızlık yaptığı sıkça dillendiriliyor. Ha bir de içmeye başlayınca en fazla 1 saat tüketin, sonrasında çay acımaya başlar. Gerçi demleme kısmında yazmadım ama onun da bir nebze çözümü var. 20 dakikalik demlenme suresinin sonunda çayın posasını demlikten çıkarırsanız (ki süzgeç kullanıyorsanız bu çok kolay olacaktır) sorunun çözümüne önemli katkı sağlar.
Sonrası:
Çayı içtiniz, mutluluk hormonlarınızı salgıladınız, yetmez. Bir de kalkın bir zahmet o demliği temizleyin kararma yapmasın. Bir sonraki ritüele kadar temiz pak beklesin sizi. Ve o demlikte bitki çayı, ıhlamur vb. diğer ürünleri kaynatmayın, bunu kendinize yapmayın, yazık. Kolay gitmiyor o koku.
Son Söz:
Bol bol çay içeceğiniz neşeli, keyifli ve daha da önemlisi sağlıklı bir ömrünüz olsun. Çay getiren torununuz torbanız bol olsun. Amin.
Çay seçimi:
İşte bu kısım önemli, öncelikle kendi damak zevkinize uygun bir çayda karar kılmanız lazım. Buldunuz mu? Tamamdır, buldum! Artık hayatta değiştirmem demeyin, büyük konuşmayın. Zira zamanla zevkiniz veya karar kıldığınız markanın kalitesi değişebilir (her ikisini de deneyimledim).
Markalar arası geçişlerimin son durağı Tirebolu 42 idi, iyiydi güzeldi, gayet ortalama üstüydü, ama işte o da bir yere kadar. Sonrasında karmaya geçtim. Bergamot aromalı siyah çay, Filiz çay ve kaliteli bir kaçak çayı uygun oranlarda ki bu sırayla %30 %30 %40, miktarlı olarak karıp hava almayacak şekilde yaklaşık yarımşar kiloluk torbalara istifliyor ve bir kaç ay kullanıyorum.
Demleme:
cayi Öncelikle çelik delikli bir süzgeçte hızlica soğuk suyla yıkıyorum. Bu yıkama suyun altına öylece tutup bekleme şeklinde olmuyor tabii. Suyun altında çok hızlı dairesel hareketlerle santrifüj etkisi oluşturup en kısa sürede toz ve cayin rengini bozacak partiküllerden arınmasını sağlıyorum. Su kesinlikle soğuk olacak ve işlem su temasından itibaren bir kaç saniyeyi geçmeyecek. Sonra demliğe koyup bu arada kaynatmış olduğum suyu kenardan usulet ve suhuletle ekliyorum (suyu birden boca edip çayın kimyasını bozmayın, etkileşim yavaş olmalı).
Sonrasında çaydanlıkta azalan suya yeteri kadar ekleme yapıp altını kısarak (termostat mevcudiyeti münasebeti ile kısma işlemini elektrikli çay makinelerinde dikkate almayınız) 20 dakika demlenmeye bırakıyorum.
Tüketme:
Bundan sonrası kolay, geriye keyfini çıkarmak kalıyor. Ben nasıl mı çıkarıyorum? İnce belli cam bardakta, demli, şekersiz ve soğutmadan. Ben çok içiyorum ama siz benim gibi ipin ucunu fazla kaçırmayın, zira fazlasının kansızlık yaptığı sıkça dillendiriliyor. Ha bir de içmeye başlayınca en fazla 1 saat tüketin, sonrasında çay acımaya başlar. Gerçi demleme kısmında yazmadım ama onun da bir nebze çözümü var. 20 dakikalik demlenme suresinin sonunda çayın posasını demlikten çıkarırsanız (ki süzgeç kullanıyorsanız bu çok kolay olacaktır) sorunun çözümüne önemli katkı sağlar.
Sonrası:
Çayı içtiniz, mutluluk hormonlarınızı salgıladınız, yetmez. Bir de kalkın bir zahmet o demliği temizleyin kararma yapmasın. Bir sonraki ritüele kadar temiz pak beklesin sizi. Ve o demlikte bitki çayı, ıhlamur vb. diğer ürünleri kaynatmayın, bunu kendinize yapmayın, yazık. Kolay gitmiyor o koku.
Son Söz:
Bol bol çay içeceğiniz neşeli, keyifli ve daha da önemlisi sağlıklı bir ömrünüz olsun. Çay getiren torununuz torbanız bol olsun. Amin.
hoş bulduk efendim.
İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nın iATA kodu.
Tercihimi çaydan yana kullanıyorum. Kahve içer miyim? Evet. Çay içer miyim? Hayır (!) buna kuru bir evet diyemem zira ben çayı içmekten ziyade yaşarım.
Olayın ciddiyetini şöyle izah edeyim: Daha çok küçük yaşlarda okul çocuğu bile değilken anneannemle günlere gittiğimde muhabbet başlarken bütün torunlar çocuklar bahçeye salınır orada oynarlardı fakat ben çıkmazdım. Ne zaman ki çay demlenir dağıtılır iki bardak içerim ondan sonra diğer çocuklara katılırdım. Çünkü üçüncü bardağa dönerken anneannemle göz göze gelirdik, onun bakışından üçüncü bardağı almamam gerektiği, voltayı almam gerektiği kanaatine varır ve istemeye istemeye olay mahallini terk ederdim.
İçtiğim çay sıcaktır, demlidir, ince belli cam bardaktadır, şekersizdir.
Olayın ciddiyetini şöyle izah edeyim: Daha çok küçük yaşlarda okul çocuğu bile değilken anneannemle günlere gittiğimde muhabbet başlarken bütün torunlar çocuklar bahçeye salınır orada oynarlardı fakat ben çıkmazdım. Ne zaman ki çay demlenir dağıtılır iki bardak içerim ondan sonra diğer çocuklara katılırdım. Çünkü üçüncü bardağa dönerken anneannemle göz göze gelirdik, onun bakışından üçüncü bardağı almamam gerektiği, voltayı almam gerektiği kanaatine varır ve istemeye istemeye olay mahallini terk ederdim.
İçtiğim çay sıcaktır, demlidir, ince belli cam bardaktadır, şekersizdir.
Çay candır çay aşktır çay yaşamdır ♡
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?