kendinitavuksanankartal
1. nesil Yazar - 10. Seviye Gölge ustası - Yazar
- toplam entry 557
- takipçi 10
- puan 19688
Ölü internet teorisini okuyanlar bilirler, İnternetteki ağ hareketlerinin %50 sinden fazlası botlar tarafından yapılıyor.Bu nedenle gerçek insanların gerçek paylaşımları yükselmez ve önerilmez.
Oysa biz insanlar botlarla değil insanlarla muhattap olmak istiyoruz.Duygularımızı ifade etmek düşüncelerimizi tartışmak istiyoruz. Yani karşımızda insan istiyoruz. Bu nedenle Perva sözlüğün en büyük faydası kanaatimce yazımın gerçek insanlar tarafından okunması ve cevaplanması.
Oysa biz insanlar botlarla değil insanlarla muhattap olmak istiyoruz.Duygularımızı ifade etmek düşüncelerimizi tartışmak istiyoruz. Yani karşımızda insan istiyoruz. Bu nedenle Perva sözlüğün en büyük faydası kanaatimce yazımın gerçek insanlar tarafından okunması ve cevaplanması.
Küçük kartal, çevresindeki tavukların her gün birkaç kez yineledikleri bu sözlerinden öylesine etkilenmiş ki sonunda bir kartal gibi göklerde özgürce kanat açma düşünden vazgeçmiş ve yaşamını bir tavuk gibi sürdürmeyi kabul etmiş. Bir tavuk gibi sürdürdüğü yaşamının sonunda da bir tavuk gibi ölmüş.
Tavukları dinlemeyi çoktan bıraktım...
Tavukları dinlemeyi çoktan bıraktım...
Birbirine bağlı, ahlaklı ve çalışkan bir ailenin mensubiyetini bırakmaktır.
Aile kötüyü de iyileştirir,parayı da kazandırır.
Aile kötüyü de iyileştirir,parayı da kazandırır.
Çalışma sebebine göre değişiklik gösterir. Evine karşı yükümlü hisseden ve ilk maaşı verilmiş olan birey mutfak harcaması yapacaktır.
İlk maaşım 500 TL idi. Eve bırakmıştım.
İlk maaşım 500 TL idi. Eve bırakmıştım.
(bkz: günlük tutmama sebepleri)
(bkz: Biz bir aileyiz)
Eğlence anlayışı kendinden farklı olanlara karşı dile gelen bir isyandır. Resim yapan veya şarkı söyleyen biri küçümsenemeyeceği gibi bilgisayar oynayanlara karşı dile getirilen küçümseyici tavır da haksızdır ve içerisinde önyargılar barındırır.
Oyun sektörü üzerine yayınlanan Newzoo 2023 raporuna göre yaklaşık 190 milyar dolar büyüklüğe ulaşmıştır. 3.3 milyar insan oyun oynamaktadır. Bunun 1.7 milyarı Asya-pasifik bölgesinden oyun oynamaktadır.
Her geçen gün büyüklüğü artan oyun sektörünün ürünleri artık başyapıt düzeyindedir. Geçmişte filmlerin ve animasyonların oyunları yapılırken bugun oyunların filmleri ve animasyonları yapılmaktadır. Dolayısıyla kültürel hayatı da şekillendiren dinamiklerden biri olmuştur.
Oyunların içerdiği ödül sistemlerinin gerçek hayatta uygulanması ile karşımıza çıkan Gamification-oyunlaştırma kavramı her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır.İş insanların yapmak zorunda oldugu eylemleri ifade ederken zorunluluk verimsizliği beslemektedir. Oysa gamification yöntemleri kullanılarak oluşturulan sistemlerde insanların daha verimli ve istekli oldukları , yorgunluk şikayetlerinin azaldıgı gözlenmektedir. Oyun oynamak zihnen yorucu değildir ve kazanılan puanlar,indirimler gibi ödüllere sahip olma motivasyonunun verilmesi sonucu insanlar daha iyi sonuçlar çıkarmaktadır.
Örnekler ve açıklamalar çoğaltılabilir. Oyun oynayan insanlar aşırıya kaçmadıkları sürece kendilerini geliştirirken diğerleri küçümsemeye devam edebilir. Küçümseyenlere ise yapılacak muamele bellidir. (bkz: Engelle)
Oyun sektörü üzerine yayınlanan Newzoo 2023 raporuna göre yaklaşık 190 milyar dolar büyüklüğe ulaşmıştır. 3.3 milyar insan oyun oynamaktadır. Bunun 1.7 milyarı Asya-pasifik bölgesinden oyun oynamaktadır.
Her geçen gün büyüklüğü artan oyun sektörünün ürünleri artık başyapıt düzeyindedir. Geçmişte filmlerin ve animasyonların oyunları yapılırken bugun oyunların filmleri ve animasyonları yapılmaktadır. Dolayısıyla kültürel hayatı da şekillendiren dinamiklerden biri olmuştur.
Oyunların içerdiği ödül sistemlerinin gerçek hayatta uygulanması ile karşımıza çıkan Gamification-oyunlaştırma kavramı her geçen gün daha fazla önem kazanmaktadır.İş insanların yapmak zorunda oldugu eylemleri ifade ederken zorunluluk verimsizliği beslemektedir. Oysa gamification yöntemleri kullanılarak oluşturulan sistemlerde insanların daha verimli ve istekli oldukları , yorgunluk şikayetlerinin azaldıgı gözlenmektedir. Oyun oynamak zihnen yorucu değildir ve kazanılan puanlar,indirimler gibi ödüllere sahip olma motivasyonunun verilmesi sonucu insanlar daha iyi sonuçlar çıkarmaktadır.
Örnekler ve açıklamalar çoğaltılabilir. Oyun oynayan insanlar aşırıya kaçmadıkları sürece kendilerini geliştirirken diğerleri küçümsemeye devam edebilir. Küçümseyenlere ise yapılacak muamele bellidir. (bkz: Engelle)
Başlığın çok genel kaldıgını düşünüyorum.Bahsedilen MMORPG'ler gibi Devasa Çok Oyunculu Rol Yapma Oyunları mı yoksa genel olarak çok oyuncu ile oynanan oyunlar mı ?
https://disboard.org/tr/server/819216776687910922
"Muhabbetin İçinde Oyunun Keyfi, Oyunun İçinde Muhabbetin Sıcaklığı."
Amacım nezih bir ortam oluşturmayı başarmaktı ve başardım.650 kişilik sıcak bir ortam oldu.
Böyle bir başlıkta reklam yapmış mı oluyorum bilemedim ama sorun olursa kaldırılabilir.
"Muhabbetin İçinde Oyunun Keyfi, Oyunun İçinde Muhabbetin Sıcaklığı."
Amacım nezih bir ortam oluşturmayı başarmaktı ve başardım.650 kişilik sıcak bir ortam oldu.
Böyle bir başlıkta reklam yapmış mı oluyorum bilemedim ama sorun olursa kaldırılabilir.
Solitary Eclectic Paganism
Topluluk olmayınca hissedilen duygudur. İnsan sosyal olarak eglencesini paylaşmak ister.Paylaşıldıkça anılara dönüşen anları hatırlamak iyi hissettirir.
Ekleşin gencler ve genc kalanlar.
Ekleşin gencler ve genc kalanlar.
Nerede çokluk orada sıkıntı demişler.
2002 versiyonunun üzerine bir şey konamayan, extended versiyonundaki Çin garabetinin çıkarıldıgı ama revize edilip ekleneceği söylenen, grafik iyileştirmesi hoş ama seslendirmelerin hepsi çok kötü olan (Valkyrie'ler hariç bir tek onlar iyiler) 22 dolar vermek yerine gamepass'te oynanması gereken şimdiden Age of Esports' projesine dahil edildiği için yapılma nedenini kabak gibi ortaya koyan bir oyundur.
oyuna girmek isteyenler beni yeşillendirebilir.Soruları da bu konu altından cevaplayabilirim.
oyuna girmek isteyenler beni yeşillendirebilir.Soruları da bu konu altından cevaplayabilirim.
Seni seveni sev ki seni seven sevmeye devam etsin diye devam etmesi gereken kurgusal tweet.
Birey olmaları açısından oldukça önemli bir davranıştır.
küçükken okudugu hikayenin gerçekte de kahramanı olmuş bir yazardır.
Kendini Tavuk Sanan Kartal
Bir zamanlar, büyük bir dağın tepesinde bir kartal yuva yapmış. Bir süre sonra kartalın dört adet yumurtası olmuş. Yumurtalar henüz kuluçka dönemindeyken dağda bir deprem olmuş. Kartalın yuvasındaki dört yumurtadan biri, depremin şiddetiyle yuvadan düşüp dağın tepesinden yuvarlana yuvarlana vadideki bir çiftliğe dek ulaşmış. Bu çiftlik, bir tavuk çiftliğiymiş. Çiftlikteki tavuklar, kendi yumurtalarına pek benzemeyen bu değişik ve biraz da büyük yumurtayı sahiplenmek istemişler. Yaşlı bir tavuk, yumurtayı koruması altına almış ve öteki yumurtalardan çıkacak yavrulardan ayırmaksızın büyütmeye karar vermiş.
Günü dolup zaman geldiğinde yumurtanın içindeki kartal yavrusu kabuğunu kırmış ve dünyaya gelmiş. Bir tavuk çiftliğinde bulunduğunu ve kendisinin de çevresindeki yüzlerce tavuğun arasında olduğunu görünce, kendini de tavuk sanmış ve çiftlikteki tavuklarla birlikte o da bir tavuk gibi büyümeye başlamış. Sadece kartal yavrusu kendisini tavuk gibi görmüyor, çiftlikteki tüm tavuklar da onu bir tavuk olarak görüyor ve ona bir tavukmuş gibi davranıyorlarmış. Kartal yavrusu, zaman zaman kendine; 'Ben çevremdeki tavuklara benzemiyorum, acaba kimim? 'diye sormaktan da geri kalmıyormuş. Ancak bu kuşkusunu bir türlü dile getiremiyormuş. Ne de olsa o da bir tavukmuş ve tavuk olduğunu da bilmeli, kabul etmeliymiş.Bir gün çiftlikte öteki tavuklarla birlikte oyun oynarken, yukarılardan birkaç kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. Kendini tutamamış, yüreğinde bir anda oluşan coşkuyla haykırmış: 'Aman Allah'ım, ne kadar güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmak istiyorum!' Tavuklar, onun bu sözlerine hep birlikte gülmüşler ve hep bir ağızdan,Sen bir tavuksun ve şunu asla aklından çıkarma; tavuklar kartallar gibi uçamazlar.' demişler.
Küçük kartal, o günden sonra hemen her gün gökyüzüne bakıyor ve yukarılarda uçan kartal arıyormuş gözleriyle. Bir kartal gördüğünde ise çiftlikteki öteki tavukları unutuyor, gökteki kartal gözden kayboluncaya dek büyük bir hayranlıkla ve özlemle, onu izliyormuş. Sonra da tüm hayranlığını ve özlemini, kartal gördüğü her zaman olduğu gibi, hep aynı sözlerle dile getiriyormuş:
“Ah, ne olur, ben de onlar gibi uçabilsem… Ben de onlar gibi özgürce kanat açabilsem göklerde…'O böyle konuştukça, bu kez çevresindeki tüm tavuklar da her zaman söyledikleri sözleri bir kez daha, bir kez daha yineliyorlarmiş: 'Vazgeç düşlerinden… Sen tavuksun ve hep tavuk olarak kalacaksın…' Küçük kartal, çevresindeki tavukların her gün birkaç kez yineledikleri bu sözlerinden öylesine etkilenmiş ki sonunda bir kartal gibi göklerde özgürce kanat açma düşünden vazgeçmiş ve yaşamını bir tavuk gibi sürdürmeyi kabul etmiş. Bir tavuk gibi sürdürdüğü yaşamının sonunda da bir tavuk gibi ölmüş.
Kendini Tavuk Sanan Kartal
Bir zamanlar, büyük bir dağın tepesinde bir kartal yuva yapmış. Bir süre sonra kartalın dört adet yumurtası olmuş. Yumurtalar henüz kuluçka dönemindeyken dağda bir deprem olmuş. Kartalın yuvasındaki dört yumurtadan biri, depremin şiddetiyle yuvadan düşüp dağın tepesinden yuvarlana yuvarlana vadideki bir çiftliğe dek ulaşmış. Bu çiftlik, bir tavuk çiftliğiymiş. Çiftlikteki tavuklar, kendi yumurtalarına pek benzemeyen bu değişik ve biraz da büyük yumurtayı sahiplenmek istemişler. Yaşlı bir tavuk, yumurtayı koruması altına almış ve öteki yumurtalardan çıkacak yavrulardan ayırmaksızın büyütmeye karar vermiş.
Günü dolup zaman geldiğinde yumurtanın içindeki kartal yavrusu kabuğunu kırmış ve dünyaya gelmiş. Bir tavuk çiftliğinde bulunduğunu ve kendisinin de çevresindeki yüzlerce tavuğun arasında olduğunu görünce, kendini de tavuk sanmış ve çiftlikteki tavuklarla birlikte o da bir tavuk gibi büyümeye başlamış. Sadece kartal yavrusu kendisini tavuk gibi görmüyor, çiftlikteki tüm tavuklar da onu bir tavuk olarak görüyor ve ona bir tavukmuş gibi davranıyorlarmış. Kartal yavrusu, zaman zaman kendine; 'Ben çevremdeki tavuklara benzemiyorum, acaba kimim? 'diye sormaktan da geri kalmıyormuş. Ancak bu kuşkusunu bir türlü dile getiremiyormuş. Ne de olsa o da bir tavukmuş ve tavuk olduğunu da bilmeli, kabul etmeliymiş.Bir gün çiftlikte öteki tavuklarla birlikte oyun oynarken, yukarılardan birkaç kartalın özgürce uçtuklarını görmüş. Kendini tutamamış, yüreğinde bir anda oluşan coşkuyla haykırmış: 'Aman Allah'ım, ne kadar güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmak istiyorum!' Tavuklar, onun bu sözlerine hep birlikte gülmüşler ve hep bir ağızdan,Sen bir tavuksun ve şunu asla aklından çıkarma; tavuklar kartallar gibi uçamazlar.' demişler.
Küçük kartal, o günden sonra hemen her gün gökyüzüne bakıyor ve yukarılarda uçan kartal arıyormuş gözleriyle. Bir kartal gördüğünde ise çiftlikteki öteki tavukları unutuyor, gökteki kartal gözden kayboluncaya dek büyük bir hayranlıkla ve özlemle, onu izliyormuş. Sonra da tüm hayranlığını ve özlemini, kartal gördüğü her zaman olduğu gibi, hep aynı sözlerle dile getiriyormuş:
“Ah, ne olur, ben de onlar gibi uçabilsem… Ben de onlar gibi özgürce kanat açabilsem göklerde…'O böyle konuştukça, bu kez çevresindeki tüm tavuklar da her zaman söyledikleri sözleri bir kez daha, bir kez daha yineliyorlarmiş: 'Vazgeç düşlerinden… Sen tavuksun ve hep tavuk olarak kalacaksın…' Küçük kartal, çevresindeki tavukların her gün birkaç kez yineledikleri bu sözlerinden öylesine etkilenmiş ki sonunda bir kartal gibi göklerde özgürce kanat açma düşünden vazgeçmiş ve yaşamını bir tavuk gibi sürdürmeyi kabul etmiş. Bir tavuk gibi sürdürdüğü yaşamının sonunda da bir tavuk gibi ölmüş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?