geyik
kulakarkasi
1. nesil Editör - 10. Seviye Gölge ustası - Editör -
- toplam entry 293
- takipçi 7
- puan 19162
mecburi olmadığı sürece dünyanın en güzel eylemi.
dişçiden çıkıp eve dönerken herkes bana bakıp gülüyordu.anlam verememiştim. eve geldiğimde ayakkabılarımda galoşları görünce anladım.
viski.
ben evcil bir hayvan değilim.
bebişlerin daha gizel bi yaşama yolculuğu.
yaşım.
dönemin şartlarında diş temizliği için kullanılan ucu yontulmuş bitki dalı.
hüzne meyilli,serin ve derin geceler.
ülke gündemi bok çukuruna döndü. artarak devam etmesi kuvvetle muhtemel pislikler,saçmalıklar içinde boğulacağız belli ki.ama el kadar narin melek gibi, dünyaları verseler kıyılamayacak güzelliklere kıyacak kadar vicdan yoksunluğu nasıl barınabilir bir bedende. aklım ermiyor. tüm bunların son bulmasının bi çaresi olmalı. ateş düştüğü yeri de yakmasın artık. ömrümüzden alınsın,diğer narin meleklerin ömrüne verilsin..
Şahsi Mesele
FİKRİMİN İNCE GÜLÜ
metronun taksim meydan çıkışı merdivenlerinden usul usul çıktım.düşük bütçeli zombi film seti gibi karşımdaydı taksim meydanı.terminatör gibi etrafımı üçyüz altmış derece analiz ettikten sonra istiklale doğru ağır adımlarla yol almaya başladım.o kadar çok fotoğraf çektiren vardı ki,poz verenler adeta saçma sapan heykellerin sergilendiği koca bir sanat müzesine dönüştürmüştü istiklal caddesini. balonunu kaçırdı elinden çocuk.bütün bir limonu tek lokmada yemiş gibi yüzünü ekşiterek ağlamaya başladı. uçan balon alıp,uçtu diye üzülmek çok saçmaydı. canlı bomba patlasa bu kadar dikkat çekmezdi.herkes başını yukarı çevirip süzüle süzüle göğe yükselen balona bakmaya başladı. yeni saç ektiren arap turistler ödem riskinden dolayı bu zevkten mahrum kaldılar.
her iki adımda arkasına dönerek uçan balonuna hüzünle bakan çocuk,annesinin sürüklemesine yakın bir çekiştirmeyle kayboldu gözden.tünel tarafından candan erçetin klibi gibi bir kalabalık şarkılar söylerek herkesin şaşkın bakışları arasında amaçsız oldukları her hallerinden belli,meydana doğru yol aldılar.
mis sokağa daldım.
devam edecek..
FİKRİMİN İNCE GÜLÜ
metronun taksim meydan çıkışı merdivenlerinden usul usul çıktım.düşük bütçeli zombi film seti gibi karşımdaydı taksim meydanı.terminatör gibi etrafımı üçyüz altmış derece analiz ettikten sonra istiklale doğru ağır adımlarla yol almaya başladım.o kadar çok fotoğraf çektiren vardı ki,poz verenler adeta saçma sapan heykellerin sergilendiği koca bir sanat müzesine dönüştürmüştü istiklal caddesini. balonunu kaçırdı elinden çocuk.bütün bir limonu tek lokmada yemiş gibi yüzünü ekşiterek ağlamaya başladı. uçan balon alıp,uçtu diye üzülmek çok saçmaydı. canlı bomba patlasa bu kadar dikkat çekmezdi.herkes başını yukarı çevirip süzüle süzüle göğe yükselen balona bakmaya başladı. yeni saç ektiren arap turistler ödem riskinden dolayı bu zevkten mahrum kaldılar.
her iki adımda arkasına dönerek uçan balonuna hüzünle bakan çocuk,annesinin sürüklemesine yakın bir çekiştirmeyle kayboldu gözden.tünel tarafından candan erçetin klibi gibi bir kalabalık şarkılar söylerek herkesin şaşkın bakışları arasında amaçsız oldukları her hallerinden belli,meydana doğru yol aldılar.
mis sokağa daldım.
devam edecek..
tarama ucu dergisinde köşemde ustaya yazdığım şiir.
tanımlanamayan göt cismi.
rakı sofrasından erken kalkana deyince pek de denk geliyor.
haydar dümen.
herkesin maruz kaldığı gereksiz bir soru.
eytden emekli olmuş olduğunu düşündüğüm yasadışı örgüt.yıllardır ortalarda görünmüyor.
herkesin kendisini bildiği ama ismini bilmediği bitki.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?